Salı 09.05.2017 00:00

Akademisyenler siyasetin cahili mi?

Rasim Ozan Kütahyalı Selin Sayek Böke örneği ile başlattığı "siyaset ve akademisyener" analizini bugün de sürdürdü. Akademisyenlerin gerçek hayat ile karşı karşıya kaldıklarında okumamış işadamlarının dahi çok gerisinde kalabildiğine dikkat çeken Kütahyalı durumun nedenine ilişkin de tespitlerini aktardı. İşte yazısından öne çıkanlar:

Dün Selin Sayek Böke örneğinden hareketle Türk akademisyenlerinin çoğunluğunun genel bir özelliği olan sert gerçekler karşısında saftirik oluşlarına değindim...Elbette istisnalar vardır ama akademisyenlerimizin hem de nitelikli olanların bile çoğunluğu gerçek hayat karşısında saftirik bu ülkede...

Akademinin tecrit edilmiş duvarları dışına çıkıp gerçek rekabetin yani kurtların, çakalların ve tilkilerin olduğu siyaset ve ticaret hatta medya arenasında bile çok kötü çuvallıyor birçok akademisyenimiz. En kaliteli olanları bile aynı akıbeti yaşayabiliyor...

Çünkü ticari ve siyasi hayatta başarılı olmak, hele lider olmak için o kişide kurt zekâsının üst seviyede olması gerekiyor (...)

Peki niye akademisyenlerimizin çoğunluğu böylesine saf? Mesela bu ülkede hayatında bir tane kitap okumamış kimi işadamlarını tanıdım ben. Hayatlarında bir tane bile kitap okumadıklarını da açık açık söylemekten çekinmiyorlardı... Fakat cahil olduğunu kabul eden bu adamlar konu siyasete geldiğinde bu ülkenin akademisyenlerinin çoğundan çok daha zeki ve parlak analizler yapıyordu...

Yani işi kitap okumak, tefekkür etmek ve bilimsel analiz yapmak olan ortalama Türk akademisyeninden çok daha ileri seviyede teşhis yeteneğine sahipti bu "cahil" adamlar...

Karşılaştıkları problemleri tahlil etme ve sorun çözme hususunda kendiliğinden bir yetenekleri gelişmişti. Çünkü yaşadıkları rekabetçi iş ortamı onları buna zorluyordu. Zateneğer öyle bir kabiliyet geliştiremezlerse batıyorlardı...

İflas etme korkusu bir tür sigorta gibi aslında. Bu sebeple zekâları ve analiz yetenekleri gelişmek zorunda. Tıpkı bir hamalın kaslarının güçlü olmak, gelişmek zorunda olduğu gibi. Fakat Türk akademisyenlerinin mevcut akademik ortamımızda böyle bir zekâ geliştirme mecburiyeti yok. Esas mesele zaten tam da burada düğümleniyor...

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.