O alçak karikatürün perde arkasını deşifre etti!

İŞTE FUAT UĞUR'UN BUGÜNKÜ YAZISINDAN DİKKAT ÇEKİCİ BÖLÜMLER

BURAK AKBAY NEDEN İNGİLTERE'YE KAÇTI?

Bunu gazeteyi Fetullah Gülen'in yetiştirmesi Burak Akbay'a kurdurduğu yolundaki emareler ayyuka çıktığı ve bir de gazeteye FETÖ operasyonu yapıldığı için söylüyor değilim. Tutuklu o iki genç olsa olsa zurnanın son deliğidir. Bu yüzden tutuklulukları bile anlamsız. Asıl mühim olan Burak Akbay, adaletten kaçıp İngiltere'ye sıvıştı biliyorsunuz.

Bu yüzden Sözcü yazarı Emin çölbedevisinin 29 Ekim 2015 tarihinde "Buradan açıkça söylüyorum. Fetullah ekibinin başka bir deyişle cemaatin, terörle ilgisi olduğuna hiçbir zaman inanmadım. Şimdi piyasaya FETÖ dedikleri en son terör örgütünü sürdüler. Cemaati yok etmek amacıyla, durduk yerde aslı astarı olmayan yeni bir dandik örgüt yarattılar. Hiç kimse bu sözde terör örgütünün hangi silahlı eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyor. Taktik açık. Hükümete karşı olanları terör örgütü ilan edeceksin" diyebilecek denli kendini piyon olarak pazarlaması, gazetenin diğer yazarı Saygı Öztürk'ün neredeyse firar edip kaçıncaya dek FETÖ savcısı Gültekin Avcı ile FETÖ televizyonunda program yapması ve de 15 Temmuz'daki CIA destekli FETÖ darbesine karşı çıkan MHP lideri Devlet Bahçeli ile uğraşmayı spor hâline getiren Yılmaz Özdil'i yazılarıyla FETÖ amaçlarına uygun olarak tam bir cambaza bak yöntemi uygulaması gazetenin vakayı adiyeden faaliyetleri arasında.
O RAHMİ TURAN Kİ ASPARAGASIN DUAYENİDİR
Sözcü Genel Yayın Yönetmeni Rahmi Turan istediği kadar "Bu gazeteyi ben kurdum" desin. Bu açıklamanın gerçeği halının altına süpürmekten başka taşıdığı bir anlam yok. Rahmi Turan, Türk basınında etik kavramının içine eden ve her türlü ahlaki değeri rafa kaldıran "asparagas gazetecilik" türünün duayeni. Vaktinde Tan gazetesi adıyla müptezelliği beceren de o misal. Günaydın gazetesinin yayın yönetmeniyken Süleyman Demirel'in eşi Nazmiye Demirel'e o korkunç iftirayı, çamuru atan odur.

Erol Simavi benim çalıştığım dönemde sahibi olduğu Hürriyet'in yönetimini kısa süreliğine buna emanet etmişti. Gelir gelmez manşetten yaptırdığı ilk bomba haber "Kaplumbağa kanı kansere iyi geliyor" şeklindeydi. Memlekette binlerce tarla kaplumbağası bunun yüzünden katledildi. Kepaze oldu geldiği ekibiyle birlikte. Beni de solcu olduğum için Hürriyet'ten atan odur. Solculuğu molculuğu da hikâyedir yani anlayacağınız. Tıpkı Atatürkçülüğü gibi. Çünkü ahlaki skalası ona teklif ettiğiniz para ve vaatlerinizle doğru orantılı olarak iner ya da çıkar. Tam FETÖ'ye uygun bir karakter.
KARİKATÜRLE VERİLEN FETÖ MESAJI
Şimdi bu adam önceki gün bir yazı yazmış ve altında da şu karikatürü yayınlatmış.

Bu karikatür neyi anlatıyor biliyor musunuz?
"Ey vatandaş bak bu Tayyip denen adam var ya! Seni silahlı darbeci FETÖ'nün önüne sürdü. Ölüp gittin, sana şehit dediler, dayak yedin kurşun yedin, gazi dediler ama aynı Tayyip seni zamla da dövdürüyor vergiyle de... Seni kullanıyor. Bir daha darbe marbe olursa sakın ha akılsızlık edip de darbecilerin karşısına çıkma..."
İşte Sözcü budur. Her gün manşetinden en küçük haberine, birinci sayfasından sonuncusuna kadar FETÖ taktikleriyle operasyon çeker. Bakmayın, 15 Temmuz sonrası ödleri koptu altlarına kaçırıyorlardı korkudan. İnanması güç ama Sabah gazetesini bile geride bıraktılar. Biz o vakit "Ya bunlar vatansever olabilir mi acaba?" diye safça bir iyi niyete düçar olmuştuk. Yanılmamız için altı ay bile geçmedi. Çünkü darbeden hemen sonra ortaya çıkan belgelerden öğrendik ki FETÖ hiçbir vakit vatandaşın tepkisini hesaba katmamıştı. Çıldırmalarının ve Sözcü'ye "Atatürkçü" maskesiyle bu türden operasyonlar çektirip vatandaş ile Tayyip Erdoğan'ın arasını açmaya yönelik algı madrabazlıkları yapmalarının sebebi bu.

Soner Yalçın adlı karanlık odacı şantajcı sitesinde benim 2009 yıllarındaki sıradan sözlerimi manşet yapacağına yukarıda darbeden bir yıl önceki yazısıyla FETÖ'ye alenen koltuk çıkıp suç işleyen Emin Çölaşan'a laf etsin görelim adam mı değil mi?

GEBEREN O 35 HAİNİN AKIBETİNİ MUMLA ARAYACAKSINIZ
Daha durun. Darbe gecesi temizlenen o 35 hainin akıbetini arar hâle geleceksiniz.

O yüzden ister Sözcü'nüzle, ister Cumhuriyet'inizle, ister CHP'nizle ya da yeniden bitinizin kanlandığını tespit ettiğimiz sosyal medya hesaplarınızla...

Aklınıza gelen her iftirayı atın. 15 Temmuz'da bu halk size o okkalı tokadı indirdi ya, ölsem gam yemem.

Hani Nazım'ın o şiirindeki gibi, hepinize "Siz mutluluğun resmini yapabilir misiniz?" diye sormak geçiyor içimden. Ama şöyle devam ederek:
SİZ MUTLULUĞUN RESMİNİ YAPABİLİR MİSİNİZ?
"Siz mutluluğun resmini yapabilir misiniz?

15 Temmuz'da halkın gücü karşısında diz çöken FETÖ'cü katillerin, Boğaziçi köprüsünde yarı çıplak, yerlerde süründürülerek teslim alınışının resmini yapabilir misiniz?

Tankların önüne bedenini siper edenlerin, halkına layık liderdeki o cesaretin, o ödlek ve o hain terliksinin televizyon karşısındaki rezilliğinin resmini yapabilir misiniz?

Ülkenin FETÖ'den ve tüm hainlerden temizlendiğini her gün görüp, çok şükür çok şükür, bugünleri de gördük diyebilmenin resmini."

Kaynak: Türkiye Gazetesi