Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ikinci durağı Yıldız
Teknik Üniversitesi Davutpaşa
Kampüsü'nde düzenlenen
Uluslararası Şehir ve Sivil Toplum
Kuruluşları Zirvesi oldu. Erdoğan
burada yaptığı konuşmada şunları
söyledi:
Medine'de çarşı ile cami,
medrese ile pazar yeri, ölüm ile
hayat bir bütündür. Şehrin merkezini
mabetler oluşturur. Ulu
Cami'nin etrafında ise hanlar
hamamlar bulunur. İslam şehirlerinde
ihtişam ile sadelik, dünya
ile ahiret iç içe ve bir aradadır. Hiç
ölmeyecekmiş gibi dünyaya, her
an ölecekmiş gibi uhraya. İstanbul
müstesna bir şehirdir ama biz kıymetini
bilemedik. Biz bu şehre ihanet
ettik, hala da ediyoruz. Ben
de sorumluyum. İstanbul'da Batı
Roma'nın, Bizans'ın izlerini görürken,
Medine'nin manevi değerine
de şahitlik edersiniz.
Ben İstanbul'da çocukluğumu
arıyorum. Estetikten, incelikten,
medeniyet değerlerimizden yoksun
ve tekdüze mimari anlayışın
giderek yaygınlaşmasından üzüntü
duyuyorum. Maalesef maddi kaygılar,
hassasiyetlerin önüne geçiyor.
Şehirlerimiz milyonlarca insanın
yalnız olduğu yerler haline geldi.
Bu atmosferde hoşgörü de azalıyor.
Türkiye'de belediyeler, iktidar
olmanın ve iktidarda kalmanın
kilididir. Yerel yönetim eğer
bu yanıyla güçlü değilse hiçbir partinin
iktidarda kalma şansı yok.
2019'daki seçimlerin anahtarı mart
ayındaki seçimdir. Belediyelerde
yönetimi devraldığımız ilk dönemde
vatandaşlarımızın beklentisi altyapı
ile ilgili sorunların çözülmesiydi.
İnsanımız şimdi iyi ve kötü
gününde yanında olunmasını bekliyor.
Zekata muhtaç olanların
olmadığı bir toplumu inşa etmeliyiz.
Bu hakikati ıskaladığınız anda
geriye gidiş başlamış demektir.
Türkiye, yeni bir döneme
giriyor. Bu süreçte
STK'ların çok önemli
gücü olacaktır.
Gençleri sigara
içerken görüyorum,
canımdan
gidiyor.
Uyuşturucu
bağımlılığından
gençlerimizi
kurtarmalıyız.
Cumhurbaşkanı Erdoğan down sendromlu bir çocukla yakından ilgilendi, ona oyuncak hediye etti.