Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Balıkesir'de Milli Savunma Üniversitesi Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu Komutanlığı'nda bin 518 muvazzaf astsubayın mezuniyet törenine katıldı. Erdoğan daha sonra ise Balıkesir İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Erdoğan'ın buralarda yaptığı konuşmalardan satırbaşları şöyle:
GÖRDÜKLERİ SANDALYE: Hâlâ millî meselelerde bile kişisel hırslarının esiri olan bir ana muhalefete sahibiz. Hâlâ sabah evet, akşam hayır diyen, sabah sahip çıktığını akşam reddeden çarkçı ana muhalefetimiz var. 3 lider olarak Suriye'deki insani dramı sonlandırmaya yönelik çok kritik kararlar aldık. Bunun olumlu yansımalarını sahada belirgin şekilde görmeye başlayacağız. Bütün dünya Soçi'deki toplantıda umut, istikrar, barış ve bir gelecek gördü. Suriyeli kardeşlerimiz Soçi'deki toplantıda, yıllar sonra vatanlarına geri dönme ihtimalini gördü. Peki bizim ana muhalefet ne gördü? Tarihî Soçi zirvesinde CHP'yi ilgilendiren tek şey kaza ile devrilen bir sandalye oldu. Ana muhalefetin bir milletvekili çıktı, kıdemli diplomat ve siyaset bilimcilere taş çıkartırcasına, Soçi zirvesini düşen bir sandalyeye sığdırmayı başardı. Neymiş, Sayın Putin bütün dünyaya mesaj vermişmiş. Biraz daha kafa yorsa, diplomasi külliyatına düşen sandalye teorisi kazandıracak diye bekledik, ama olmadı. Ana muhalefet partisi değil, sanki komedi sahnesi.
OLURUNA BAKIYORUZ: Türkiye diplomasisiyle, insani yardımlarıyla ve elbette gerektiği yerde askeri gücüyle çevresine destek olacak. Ancak her iş kendi gönüllerimizin istediği şekilde yürümüyor. Bu durumda da işin oluru neyse, ona bakıyoruz. Soçi'de düzenlenen zirve, işte bu anlayışla Suriye konusunda insani trajedileri önlemeye ve bölgenin geleceğini mümkün olan en adil şartlarda oluşturmaya yönelik çabaların bir ürünü. Bir terör örgütü eliyle ve bu örgüt bahane edilerek, yerle yeksan edilen medeniyetimizin kadim şehirlerindeki yıkımları durdurmak, oluk oluk akan Müslüman kanını engellemek boynumuzun borcu.
KARARI BİZ VERİRİZ: Dün cuma namazında Mısır'da DEAŞ terör örgütünün namazda yaptığı katliam. Bunlara nasıl Müslüman deriz? Bunlar katil, bunların İslam'la yakından uzaktan alakası yok. Kalleş saldırı, DEAŞ'ın İslam dışı yüzünü bir kez daha göstermiştir. Türkiye kardeş Mısır halkının yanında, acısını paylaşmakta. Bizden, gözümüzün içine bakıla bakıla 911 kilometre Suriye sınırı, 350 kilometre Irak sınırı boyunca bir terör koridoru oluşturulurken, kenara çekilip beklememizi isteyenler olabilir. Onların ne istedikleri değil, bizim ne istediğimiz önemli. Kararı birileri bizim adımıza veremez. Kararı biz veririz.
SAHANIN DIŞINA ATMAK İSTİYORLAR: Maruz kaldığımız çok yönlü saldırıların, bizi oyundan çıkartıp yedek kulübesine bile değil, sahanın dışına atmaya matuf hamleler olduğunu biliyoruz. Varsın, onlar kendi hesaplarını yapsınlar. Biz bu oyunu en hayırlı neticeye ulaştıracak şekilde yönlendirmekte kararlıyız.
GÜÇLÜ OLMAYA MECBURUZ: Yaşadığımız her hadise bize gösteriyor ki, Türkiye güçlüdür, güçlü olmaya mecburdur. Siyasette, diplomaside, uluslararası ilişkilerde güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmak da güçlü ekonomiye, ileri teknoloji ile desteklenen orduya sahip olmaktan geçiyor. Geçmişte darbe, cunta, vesayet gölgesi sebebiyle ordumuz çok yıprandı. 15 Temmuz, ülkenin yöneticileri ve milletimiz dik durduğunda, cuntacıların ne kadar aciz, ne kadar çaresiz olabildiklerini gösteren en çarpıcı örnektir.
GERÇEK BAĞIMSIZLIK: Bir dönem ülkemiz ithal silahların, ürünlerin, fikirlerin cenneti olmuştu. Ekonomimiz devlete borç vererek palazlanan faiz lobisinin oyuncağı haline gelmişti. Bu ülkenin demokrasisi, medya patronlarının iktidarı yönettiği, darbeci köşe yazarlarının ülkeyi yıktığı acziyet içindeydi. Türkiye'ye gerçek bağımsızlığını kazandırdık, savunma sanayiindeki projelerle, ülkemizin iradesine vurulan prangaları söküp attık. Yalnızca kendi silah, tank, savaş gemimizi üretmekle kalmıyor, aynı zamanda ihraç ediyoruz. Türkiye silahlı insansız hava araçlarını millî imkanlarla imal eden dünyanın 10 ülkesinden biri.
NATO SKANDALI: Son NATO skandalında olduğumuz gibi, Türkiye'nin hak ve hukukunu koruma kararlılığı, artık birilerini kendilerine çeki düzen vermek zorunda bırakıyor. Biz birileri gibi asla sağ yanağa vurulduğunda sol yanağımızı çevirenlerden olamayız. Ne şahsımıza, ne cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'e, ne ordumuza, ne de bu ülkenin başka değerine dil uzatılmasına asla müsaade etmeyiz. Hele hele bu aziz milletin onuruyla oynanmasına asla izin vermeyeceğiz.
MAALESEF BÖYLE BİR ANA MUHALEFET BAŞI VAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan Balıkesir İl Danışma Meclisi Toplantısı'nın düzenlendiği salonun önünde toplanan vatandaşlara da seslendi: "Öyle bir talihsizliğimiz var ki, böyle bir ana muhalefet başı var. Gene çıkmış, yalan yanlış bir şeyler konuşuyor. Yeni göreve başlayan bir öğretmen 3 bin lira civarında maaş alıyor. Geldiğimizden bu yana 270 bin derslik yaptık. Geldiğimizde 74 olan üniversite sayısı 184 oldu. Bütün bunlar eğitimdeki atlattığımız çağ. Önümüzde Balıkesir'de şehir hastanesi hedefi var. Biz bu millete aşığız, sevdalıyız."
MECBUR KALIRSAK KANDİL'E KADAR İNERİZ
"Ha ülkemize atom bombası atmışsınız, ha milletin birlik beraberliğine yönelik fitneyi ateşlemişsiniz. FETÖ'den PKK'ya pek çok örgüt bu yöntemi denedi. Hepsinin foyası ortaya çıktı. Şimdi başkaları farklı görünümle aynı misyonu üstlenmeye çalışıyor. Ülkemize yönelik operasyonların arttığı bu dönemde yek vücut olacağız. Kim ki operasyon hayaline girerse, Tendürek'te, Cudi'de, Bestler deresinde Fantom oluruz, üzerlerine ineriz. Kandil'e kadar ineriz. Kimse bizi buna mecbur etmesin."
ERDOĞAN'DAN TÜRKEŞ VEFASI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MHP Kurucu Genel Başkanı Alparslan Türkeş'in doğumunun yüzüncü yılı vesilesiyle MHP lideri Devlet Bahçeli ve oğlu AK Parti Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş'le telefonda görüştü. Erdoğan görüşmelerinde merhum Türkeş'in bu ülke ve millet için yaptığı olumlu katkılara dikkati çekti ve hayırla yad edildiğini söyledi. Erdoğan, soğuk algınlığı geçiren Kuveyt Emiri Şeyh Sabah el- Ahmed el-Cabir es-Salah ile de telefonla görüşüp geçmiş olsun dileklerini iletti.