Deniz Harp Okulunda 15 Temmuz'daki eylemlere ilişkin dava

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Deniz Harp Okulunda gerçekleşen eylemlerle ilgili yürütülen soruşturma sonucunda, dönemin Deniz Harp Okulu Komutanlığı Dekanı Deniz Kurmay Albay Çetin Özaktan'ın da aralarında bulunduğu 3'ü tutuklu 4 şüpheli hakkında 3'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve on beşer yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Deniz Harp Okulunda gerçekleşen eylemlerle ilgili yürütülen soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonucunda hazırlanan ve mahkemeye gönderilen 270 sayfalık iddianamede, Özaktan, Deniz Kurmay Albay Fehmi Türksever, Yüzbaşı Basri Vural, Deniz Yarbay (dekan sekreteri) Şükrü Bostan şüpheli sıfatıyla yer alıyor.

15'ER YILA KADAR HAPİS CEZASI TALEBİ

İddianamede, tüm şüpheliler hakkında ''anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme'', ''TBMM'yi ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' ve ''Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme'' suçlarından üçer kez ağırlaştırılmış müebbet ve ''silahlı terör örgütüne üye olma'' suçundan 7,5 yıldan onbeşer yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.

Kalkışma sırasında Tuzla'da bulunan Deniz Harp Okulu Komutanlığında görevli şüphelilerin eylemleriyle yaşananların anlatıldığı iddianamede, şüpheli Özaktan'ın sıkıyönetim listesinde "Deniz Okulu Komutanı" olarak yer aldığı ve şüphelinin 15 Temmuz saat 22.10 sularında resmi üniformasını giyerek dekanlık makam odasına gittiği belirtiliyor.

İddianamede, hakkında kamu davası açılan ve etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmayı talep eden sanık Hasan Polat'ın, ''1989-1990 aralarında (bu dosyanın şüphelileri) Fehmi Türksever ve Şükrü Bostan'ın da bulunduğu bir grup öğrenciden sorumlu "ev ve semt abiliği" yaptığını, yapılanmanın prensipleri gereği kendileriyle Harp Okullarından mezuniyetleri sonrasında irtibatını kopardıgˆını, Deniz Harp Okulunda öğrenim gören öğrencilerin sorumluluğunu Asım K. isimli örgüt mensubuna devrettiğini beyan ettiği kaydedildi.

Şüphelilerin, darbe kalkışması kapsamında kendilerine verilen emirleri sabah saatlerine kadar sorgulamaksızın yerine getirmeye devam ettikleri kaydedilen iddianamede, şüphelilerden Türksever'in mensubu olduğu birlik haricinde bir başka birliğe katıldığının tespit edildiği belirtildi.

ŞÜPHELİLER ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE HAKİM KARŞISINA ÇIKACAK.

İddianamede, olay tarihinde Yalova Deniz Astsubay Meslek Yüksek Okulu Alay Komutanı olarak (Deniz Kurmay Albay) go¨rev yapan şüpheli Türksever'in aynı zamanda Deniz Harp Okulu Öğrenci Temin Komisyonu üyesi olarak görevli olduğu belirtilerek, 15 Temmuz 2016 günü saat 22.30 sıralarında şüpheli Bostan'ın konutunda televizyondan gelişmeleri takip ettiği, okul dekanı olan şüpheli Çetin Özaktan'ın şüpheli Bostan'ı arayarak dekanlığa çağırması üzerine görevi ve görev yeri ile alakalı bir durum söz konusu olmadığı halde adı geçen şüpheli ile birlikte saat 23.00 sıralarında Deniz Harp Okuluna gittiği kaydedildi.

Şüpheli Özaktan'ın, Okul Komutanı Mesut Özel'e (darbe girişiminden derdest edilerek cezaevine konulmuştu) ulaşılamadığını bilmesine rağmen o dönem Koramiral olan Adnan Özbal'ın kendisini telefonla aradığı saate kadar Özel'in nerede olduğu konusunda en küçük bir araştırma dahi yaptırmadığı anlatılan iddianamede, şüpheli Özaktan'ın kalkışmadan haberdar olduğu ve kalkışmaya bilerek ve isteyerek iştirak ettiği, kalkışmanın başarısızlıkla sonuçlanacağının ortaya çıkması üzerine darbe karşıtıymış gibi davranışlar sergilediği vurgulandı

.

İddianamede, şüpheli Basri Vural'ın olay tarihinde Deniz Harp Okulu Komutanlığında İstihbarat ve Güvenlik Şube Müdürü olarak görev yaptığı belirtilerek, şüpheli Vural'ın, Özel'in salıverilmesine kadar gec¸en süreç¸ içerisinde şüpheliler Çetin Özaktan, Fehmi Türksever ve Şükrü Bostan ile Albay Uğur Yıldız ve Kurmay Binbaşı Cüneyt Aydoğan ile birlikte hareket ettiği ifade edildi.

İddianame üzerindeki incelemelerini tamamlayan İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianamenin kabulüne karar verdi. Şüpheliler önümüzdeki günlerde hakim karşısına çıkacak.