Amerikan The New York Times gazetesi, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın "İsteyen her ülkeye verdik" dediği Cemal Kaşıkçı cinayetiyle ilgili Türkiye'nin elindeki tapeler hakkında yeni bir iddia ortaya attı. Habere göre, Kaşıkçı'yı öldürmek için İstanbul'a gelen 15 kişilik suikast timinin bir parçası olan ve Veliaht Prens Muhammed'e önemli yurtdışı ziyaretlerinde eşlik eden Suudi güvenlik yetkilisi Mahir Abdülaziz Mutreb, cinayetten kısa süre sonra Arapça bir telefon görüşmesi yaptı. Mutreb, telefon görüşmesinde isim vermeden, "Patronunuza söyleyin, adamlar işlerini bitirdi." dedi.
'İNKAR EDİLEMEZ BİR DELİL'
Haberde, Türk istihbarat yetkililerinin, Amerikan istihbarat yetkililerine söz konusu telefon görüşmesindeki "patron" ifadesiyle Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın kastedildiğine, Mutreb'in konuştuğu kişinin ise Bin Selman'ın yardımcılarından biri olduğuna inandıklarını söylediği öne sürüldü. Türk yetkililer, söz konusu ses kaydında Prens Muhammed'den net bir şekilde bahsedilmediğini belirtirken, Amerikan istihbarat yetkilileri yine de bu kaydın Veliaht Prens'in Kaşıkçı cinayetiyle bağlantısı konusunda "inkar edilemez bir delil olabileceğine" dikkati çekti.
SUUDİ ARABİSTAN: BİZ KAYITLARDA BULAMADIK
Suudi Arabistan tarafından söz konusu ses kayıtları hakkında yapılan açıklamada Prens Selman'ın cinayetten haberi olmadığı savunularak, "patronunuza söyleyin" bölümüne dair, "Türkiye, istihbarat servislerimize ses kayıtlarını dinletti ve şu anda bu ses kayıtlarında bahsedilen kısma rastlanmadı." ifadesi kullanıldı. Haberde ayrıca, bu ses kayıtlarının Bin Selman ile yakın ilişkiler içinde olan Donald Trump yönetimi üzerindeki baskıyı artıracağına işaret edildi. Haberde görüşlerine yer verilen, ABD Kongresi'nin yeni döneminde Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi Başkanı olması beklenen Demokrat vekil Adam Schiff, istihbarat yetkililerinin Suudi Veliaht Prens'i doğrudan hedef gösterecek kesin bir kanıta ulaşılmasının zor olduğunu dile getirerek, "Bir cinayeti işleyen insanların kimden emir aldıklarını ya da kiminle bağlantılı olduklarını açıkça konuşmalarını beklemek çok da gerçekçi olmaz" denildi.