Cami merkezli bır hayatı özendirmeliyiz

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün Cuma namazını Ankara Pursaklar'daki Büyük Ankara Camisi'nde kıldı. Erdoğan, namazın ardından caminin ve Diyanet Bilim ve Kültür Merkezi'ni açılışını yaptı. Açılışa TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanlığı Yardımcısı Fuat Oktay, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da katıldı. Erdoğan, dualarla açılışı yapılan caminin avlusunda yaptığı konuşmada, özetle şöyle dedi:
BAŞKENTE YAKIŞTI: Kuzey Ankara kentsel dönüşüm bölgesinde 80 dönümlük araziye inşa edilen bu külliye 15 bin cemaat kapasitesi, misafirhanesi, bedesteni, el sanatları dükkanları, 5 bin kişilik kongre-kültür merkeziyle başkentimize yakışır bir eser olmuştur. Kütüphanesi, otoparkı, geleneksel hamamı, aşevi ve diğer özellikleriyle Diyanet Bilim ve Kültür Merkezi milletimize çok yönlü hizmetler verecektir. Yanındaki arsaya inşa edilecek İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi de buraya çok farklı bir boyut katacak.
CAMİLER TAŞTAN BİNALAR DEĞİL: Camiler sadece taştan, tuğladan, betondan ibaret binalar değildir. Camiler müminler olarak tüm farklılıklarımızı bir tarafa bırakıp Hakk'ın karşısında eşitlendiğimiz, cem olduğumuz, günde 5 defa kulluk görevimizi ifa ettiğimiz mukaddes mekanlardır. Camilerimiz şehirlere kimlik, kişilik ve karakter kazandıran yapılardır.
CAMİLERİN SÜSÜ GENÇLER: Camilerimizi sadece namaz kılınıp dağılınılan bir ibadet mekânına dönüştürmek ona yapılabilecek en büyük saygısızlık. Camilerin süsü cemaatidir, özellikle de gençler. Çocuklarımızın neşesiyle, gençlerimizin heyecanıyla, pir-i fanilerimizin tecrübesiyle, kadınlarımızın nezaket ve becerisiyle dolmayan bir cami, mahzun ve öksüz kalmış demektir. Çocukların gelmediği, gençlerin uğramadığı, hanımların sahip çıkmadığı camiler, boynu büyük kalmaya mahkûmdur.
YAPAY DUVARLAR ÖRMEYELİM: Geçmişte olduğu gibi bugün de cami merkezli bir hayatı özendirmemiz, teşvik etmemiz gerekiyor. Bilhassa genç kuşaklar ile camilerimiz arasında yapay duvarlar örmemeliyiz. Gençlerimizin kalplerini camilere ısındıracak faaliyetler düzenlemeliyiz. Günde 5 vakit bize kulluğumuzu hatırlatan çağrıya cevap vererek önce kendimizin, sonra evlatlarımızın ayaklarını camilere alıştırmalıyız.
BAŞKENTİN TİMSALLERİ ARASINA KATILDILAR
İstanbul'u Sultanahmet'siz, Süleymaniye'siz; Edirne'yi Selimiye'siz; Bursa'yı Ulu Cami'siz düşünemeyiz. Ankara'yı Hacı Bayram-ı Veli Camisi ve Türbesi olmadan anlatmak mümkün değildir. Merhum Özal'ın gayretleriyle tamamlanan Kocatepe Camisi de Ankara'yı anlatan sembol eserlerden biridir.
Hamdolsun, dönemimizde Beştepe Millet Camisi ve Melike Hatun Camimizin kısa sürede başkentimizin timsalleri arasına katıldığını görüyoruz.
Büyük Çamlıca Camisi ise şimdiden İstanbul'un abide eserlerinden biri haline geldi. Kadını erkeği, genci yaşlısıyla milletimiz sadece mübarek günlerde değil, sabah namazlarında da Büyük Çamlıca Camisi'ne koşuyor.
ANKARAMIZA DAMGASINI VURACAK
Osmanlı, Selçuklu ve modern mimarinin en güzel özelliklerini bünyesinde barındıran Diyanet Bilim ve Kültür Merkezi'nin de Ankara'mıza damgasını vuracağına inanıyorum. Bu abide eser Cumhuriyet'in Ankara'sını, Selçuklu'nun, Osmanlı'nın Ankara'sıyla yeniden kucaklaştıracak, şehrimizin yıllardır örselenen kadim kimliğini güçlendirecektir."
FUAT SEZGİN'İ UNUTMADI
Diyanet Bilim ve Kültür Merkezi'nin hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Bu vesileyle geçen yıl ahirete irtihal eden ülkemizin yetiştirdiği en kıymetli ilim adamlarından Prof. Dr. Fuat Sezgin Hocamızı rahmetle yad ediyorum" dedi.