Perşembe 11.07.2019

‘Hak, hukuk’ diyenler faşizm abidesine dönüştü

Başkan Erdoğan: Seçimlerden önce hak, hukuk, adalet laflarını ağızlarından eksik etmeyenler, faşizm abideleri haline dönüştü. Sırf siyasi düşüncesinden dolayı insanları ekmeğinden etmek partizanlığın en sefil, en aşağılık halidir

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün ATO Congresium'da düzenlenen Hak-İŞ 14. Olağan Genel Kurul toplantısına katıldı. Erdoğan konuşmasında CHP'li ve HDP'li belediyelerdeki işçi kıyımına tepki gösterdi:
Bolu Belediyesi'nde genel başkanlarının "Hiç kimse atılmayacak" dediği halde Hak-İş mensubu işçi kardeşlerimin seçimden sonra kapıya konmasını kınıyorum. Akşam başka, sabah başka, yalan söyleyenleri de milletime şikayet ediyorum. Unutmayın ki Rezzak-ı Alem olan Allah'tır, CHP değil. Bir kapı kapanır binlerce kapı açılır. Hukuk yoluyla haklarımızı sonuna kadar savunacağız. Hak İş bu işin arkasındadır, bizler de yanındayız. Seçimlerden önce hak, hukuk, adalet laflarını ağızlarından eksik etmeyenlerin, seçimlerin ardından haksızlık, hukuksuzluk ve faşizm abideleri haline dönüşmesini üzüntüyle takip ediyoruz. Sırf siyasi düşüncesinden dolayı insanları ekmeğinden, aşından mahrum etmek partizanlığın en sefil, en aşağılık halidir.
FIRSAT VERMEYECEĞİZ
(Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi) Bakanlıklarımızın ve kurullarımız güçlü yönlerini destekleyecek, zafiyet ortaya çıkan yönlerini süratle değiştireceğiz. Türkiye'nin Cumhuriyet tarihindeki en önemli yönetim reformunu baltalama peşinde olanlara aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Demokrasiye, milli iradenin üstünlüğüne, milletin tercihlerine saygı duyan herkesin de artık yeni yönetim sistemi tartışmalarından uzak durması gerektiğine inanıyorum. Millet yüzde 52 ile buna "evet" diyor, çıkıyorsun, "Bunu tekrar referanduma götürelim" diyorsun. Bu boyacı küpü mü? Bu nasıl bir siyaset anlayışı, nasıl bir yaklaşımdır?
Diyorlar ki "tek adamcılık"... Tek adamcılık eğer buysa bunu biz sizden öğrendik. CHP zihniyeti demek tek adamcılık demektir. Valiler CHP'nin il başkanlarından oluşuyordu. Bunların yaşandığı ülkemizde şu anda hak, hukuk, adalet, milli irade dersi vermeye kalkıyorlar. Bundan sonra Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine daha ileriye nasıl taşırız, eksiklerini, aksaklıkları nasıl düzeltiriz, onun yollarını arıyoruz, aramalıyız.

DAHA YAPACAK ÇOK İŞİMİZ VAR
Hayatımızın hiçbir döneminde eksikleri başkalarının sırtına yükleme, başarılara da tek başımıza sahip çıkma kolaycılığına kaçmadık. Bugün de önümüze konulan zorlukları ve fırsatları önce kendi nefsimizde, vicdanımızda, aklımızda muhasebeye çekiyoruz. Gittiğimiz her yerde milletimizin sesine kulak veriyor, gösterdiği istikamete dikkatle bakıyor, verdiği mesajları nakkaş titizliğiyle kaydediyoruz. Samimi değerlendirmeler ile fitne ve fesat girişimlerini hassasiyetle ayırt ediyor, gönülden gelen her sesi hazine değerinde görüyoruz.
(Cengiz Han'ın torunu Hülagü ile Kadı Han arasındaki diyaloğu anlatarak) Bizi bugünlere medeniyetimize, tarihimize, kültürümüze sahip çıkmamız, yani özümüze yönelmemiz getirmiştir. Milletimizle olan gönül bağımızı güçlendirmek için çalışacağız. Kibre, büyüklenmeye, böbürlenmeye, dar kadroculuğa, özellikle milletten kopuşa sebep olan her türlü hastalığı bünyemizden söküp atacağız.
Öyle bir dönemden geçiyoruz ki ülke ve millet olarak doğru adımlar atarsak bir anda çeyrek asır, hatta yarım asır öne geçmemiz mümkündür. Tam tersine yanlış adımlar atarsak da aynı şekilde çeyrek, yarım asır geriye düşmemiz kaçınılmazdır.
MİLLETİMİZ SEÇİM YORGUNU
Sadece 2014'ten bugüne kadar tekrarlama seçimiyle birlikte 9 seçim yaşayan milletimizin adeta seçim yorgun haline geldiğini biliyoruz. Artık önümüzde Cumhurbaşkanlığı ve Meclis bakımından 4 yıllık, belediyelerde 5 yıllık kesintisiz bir icraat dönemi var.
Birileri istediği veya birileri sürekli gündeme getirdiği için değil, milletimizin beklentilerini karşılamak ve kendi programlarımızı hayata geçirmek için değişimi kesintisiz sürdüreceğiz. Türkiye'nin tökezlemesini ve hatta mümkünse yere kapaklanmasını bekleyenlerin heveslerini yine 17 yıldır hep yaptığımız gibi kursaklarında bırakacağız. Yeni 15 Temmuzlara olduğu gibi, yeni 28 Şubatlara da fırsat vermeyeceğiz.
Siyaset mühendisliği hesaplarının milli iradeye galebe çalamayacağını bir kez daha göstereceğiz. Bunun için de beşer olduğumuzun bilinciyle sigaya, sorgulamaya, derlenip toparlanmaya kendimizden başlayacağız. Allah şahit ki niyetimiz halistir.
FAİZ VE ENFLASYONU TEK HANEYE İNDİRECEĞİZ
Şu anda ihracatımız 170 milyar dolar civarında. Göreve geldiğimizde 36 milyar dolar ihracatımız vardı. En kısa zamanda bu rakamı 200 milyar doların üzerine çıkaracağız. İş dünyamızla birlikte 2.5 milyon yeni istihdam hedefimize ulaştığımızda işsizliği yeniden tek haneli rakamlara düşüreceğiz.
Göreve geldiğimizde IMF'ye borcumuz 23.5 milyar dolardı. 2013 Mayıs'ta IMF'ye borcu kapadık. Şimdi bize IMF'yi tavsiye edenler var. O kapı kapanmıştır. Merkez Bankamızın döviz rezervi 27.5 milyar dolardı. Şimdi brüt olarak hamdolsun 100 milyar dolara yine yaklaştık.
Faiz enflasyonun da anasıdır. Biz faizi yüzde 63'ten alıp yüzde 4.6'ya indirdiğimiz zaman yüzde 30 olan enflasyon yüzde 7 küsura inmiştir. Bunu gören Gezi olaylarıyla müdahale etmiştir. Faiz ve enflasyon da çift haneli rakamlara çıkmıştı. Şimdi tekrar bunu tek haneli rakamlar indirmek durumdayız ve bunu da başaracağız.
Merkez Bankası başkanlığında yaptığımız görev değişikliği nedeniyle özellikle birilerinin yaklaşım tarzını kabul etmemiz mümkün değil. Davul birinin elinde, tokmak birinin elinde, yanlış bir yaklaşım. Bedelini kim ödeyecek, siyasetçi ödeyecek. Mutluluğunu kim yaşayacak, banka başındaki yaşayacak. Yok böyle bir şey.
Yeni yönetim sisteminde Merkez Bankası Başkanını atama görevi ülkenin diğer politikalarıyla birlikte ekonomi politikasından da sorumlu olan Cumhurbaşkanına bırakılmıştır. Eğer ekonomi politikalarında Merkez Bankası kendisinden beklediğimiz rolü hakkıyla oynayabilmiş olsaydı, böyle bir değişikliğe zaten ihtiyaç olmazdı. Ama orada bir tıkanıklık var. İnşallah bundan sonra Merkez Bankası ekonomi programımıza çok daha güçlü destek verecektir."
Ana ormancılık faaliyetleri ve orman yangınlarıyla mücadeleden dolayı işçi ihtiyacının had safhada olması gerekçesiyle bütün geçici işçiler için 4 ay süre uzatımı talebi yenilendi.

ABD'Lİ ÖĞRENCİLERİ KABUL ETTİ
Başkan Erdoğan, Gençlik Köprüleri Projesi kapsamında TÜRKEN Vakfı'nın misafiri olarak Türkiye'ye gelen Amerikalı öğrencileri Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde kabul etti. Erdoğan ayrıca Irak Dışişleri Bakanı Muhammed Ali el-Hekim, Savunma Bakanı Necah eş-Şammari ve Ulusal İstihbarat Başkanı Mustafa el-Kazimi'yi de kabul etti.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.