Son Güncelleme: Cuma 09.08.2019 14:43
Kocasakal Oktar’ın sağ koluna ‘bilimsel görüş’ bildirmiş!
Adnan Oktar Suç Örgütü’ne yönelik hazırlanan iddianamenin iki numaralı ismi Didem Ürer’in cezaevinde avukat görüşmesi ardından üzerinden iki adet not kağıdı çıktı. Bunun üzerine Ürer’e ‘avukat kısıtlaması’ kararı verildi. Karar ardından Ürer’in avukatı İstanbul eski Baro Başkanı ve CHP eski Başkan Adayı Ümit Kocasakal’dan ‘Bilimsel (Hukuki) Görüş’ talep etti. Kocasakal’ın ise Ürer’in lehine 19 sayfalık görüş bildirmesi dikkat çekti.
Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü'ne yönelik 11 Temmuz 2018 tarihinde 31 ayrı suç kapsamında İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından operasyon düzenlenmiş, Adnan Oktar'ın da aralarında bulunduğu 187 şüpheli yakalanmış ve 167 şüpheli tutuklanmıştı. Örgüt üyesi 226 şüpheli hakkında hazırlanan yaklaşık 4000 sayfalık iddianame, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.
İddianamenin bir numaralı ismi örgüt elebaşı Adnan Oktar olurken iki numara ise örgütün en üst düzey isimlerinden Ulviye Didem Ürer olmuştu. Didem Ürer, 18 Temmuz'dan bu yana Silivri Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu olarak bulunuyordu.
Ürer'in geçtiğimiz aylarda cezaevinde avukatları ile görüşmesi sonrası üzerinden iki kez not kâğıdı çıktı. Savcılığın talebi üzerine İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği'nce avukat görüşüne kısıtlama getirildi. Karara göre, Ürer'in avukatları ile görüşmelerinin kayıt altına alınmasına, avukatına veya avukatın kendisine verdiği belge ve belge örneklerine, dosyalar ve aralarındaki konuşmalara ilişkin tuttukları kayıtlara el konulmasına ve görüşmelerinin gün ve saatlerinin sınırlandırılmasına hükmedildi.
KOCASAKAL'DAN GÖRÜŞ İSTEDİ
Bu karar ardından Ürer'in avukatı Enes Akbaş mahkemeye sunmak üzere İstanbul eski Baro Başkanı ve CHP eski Başkan Adayı Ümit Kocasakal'dan 'Bilimsel (Hukuki) Görüş' istedi. Konuyla ilgili görüş yazan Kocasakal'ın hâkimliğin kararını 'yasaya aykırı' olarak nitelendirmesi dikkat çekti.
Kocasakal, mütalaasında şunları ifade etti: "Elbette ki hukuk devletinde hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü ve ayrıcalığı bulunmadığı gibi, işlenen suçların cezasız kalmaması da adaletin ve toplumsal düzenin gereğidir. Bununla birlikte hukuk devleti bir suçu her ne pahasına olursa olsun cezalandıran değil, belirli kurallar kapsamında, savunma ve adil yargılanma hakkına saygı göstererek, usul kurallarına uyarak gereğini yapan devlettir.
Bu açıdan bir soruşturma ve yargılama ne denli hukuka uygun ise o ölçüde meşruiyet kazanacak ve kamu vicdanında yer edinecektir. Adil yargılanma birey için bir hak olduğu kadar, kamusal makamlar bakımından da bir görevdir. Bunun sağlanmasında en önemli vasıtalardan birisi de müdafi ve müdafi yardımından yararlanma hakkının bulunmasıdır.
"TÜRKİYE'NİN TAZMİNAT YÜKÜMLÜLÜĞÜ DOĞABİLECEK"
Bu hakkın kullanılmaması halinde soruşturma ve kovuşturma zedelenecek, verilecek hüküm tartışmalı olabilecek, bu nedenle Türkiye'nin tazminat yükümlülüğü doğabilecektir. Savunma ve adil yargılanma hakkının tanınmasında suç tipinin veya şüpheli yahut sanığın kimliğinin bir önemi de bulunmamaktadır. Bir başka ifadeyle usuli nitelikli bu haklar tüm suçlar ve tüm şüpheliler/sanıklar için geçerlidir."
EN SON HABERLER
- 1 Ayasofya'dan sonra Kariye Cami ibadete açılıyor
- 2 Antalya’da gündüz vakti 12 kursunla infaz
- 3 Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ölen oğlu son yolculuğa uğurlandı
- 4 Bakan Tunç'tan UCM Başsavcısına Gazze çağrısı: Suçluların tutuklanması sağlanmalıdır
- 5 İçişleri Bakanı Yerlikaya’dan önemli karar Koruma polisi ve araç sayısı azaltıldı
- 6 İstanbul'daki 1 Mayıs gösterilerinde polise saldıran 65 kişi adliyede
- 7 Necmettin Erbakan Akyüz: Filistin yerine LGBT bayrağı, açsaydım soruşturma açmaz ödül verirlerdi
- 8 Kamuda tasarruf tedbirleri! Bakan Yerlikaya talimatı verdi: Koruma araç ve koruma polis sayıları azaltıldı
- 9 Tarsus'ta Organize Suç şebekesi çökertildi
- 10 SON DAKİKA | MSB açıkladı: 7 PKK/YPG'li terörist etkisiz hale getirildi!