Ne zamandan beri terörle hareket ediyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün TRT World Forum'a katıldı. İstanbul Kongre Merkezi'ndeki forumda konuşan Erdoğan'ın sözlerinden satırbaşları şöyle:
Bağımsızlığını kendi gücüyle kazanmış, kalkınmasını kendi iradesiyle gerçekleştirmiş Türkiye gibi birkaç ülke dışında herkes mutsuz, sıkıntılı ve zayıftır. Sınırları terle ve kanla değil de, masa başında cetvelle çizilerek oluşturulan devletlerin, hiçbir zaman gerçek devlet olamayacağı ortaya çıkmıştır. Türkiye'nin hiçbir ülkenin topraklarında, özgürlüğünde veya çıkarlarında gözü yok. Sadece, kendimizin ve ayrılmaz bir parçamız olarak gördüğümüz kardeşlerimizin hakkını, hukukunu, geleceğini savunuyoruz. Bu "bir damla petrolü bir damla kandan daha değerli görenlerin" asla anlayamayacağı büyük bir erdemdir.
18 yıllık görev süremizde biz terör örgütleriyle masaya oturmadık, oturmayız ve oturmuyoruz. Bir taraftan teröre karşı mücadele edeceksiniz, öbür taraftan teröristleri bu şekilde şımartacaksınız. Öyle bir şımartma ki düşünün Kuzey Suriye'ye 30 bin TIR silah, mühimmat, araç gereç sokuluyorsa, acaba "Ben dünyanın en güçlüsüyüm" diyen bunu neyle, hangi demokratik anlayışla izah edecek. Bu demokrasinin,uluslararası siyasetin neresinde yazıyor bize söylesinler.
Terör örgütleri kullanılarak ülkelere boyunduruk vurulamayacağı görülmelidir. Karanlıkta göz kırpılarak perde arkasından toplumları yönetme devri kapanmıştır.
Düşünebiliyor musunuz tüm Batı teröristlerin yanında yer aldı ve hepsi birlikte bize saldırıyor. NATO ülkeleri, Avrupa Birliği ülkeleri dahil. Hani siz teröriste, teröre karşıydınız. Ne zamandan beri terörle beraber hareket etmeye başladınız. Bu terör örgütleri PYDYPG NATO'ya üye oldu da bizim mi haberimiz olmadı. Bu nasıl bir iştir, nasıl bir akıl tutulmasıdır. Terör ve sığınmacı sorununun çözüm yolu, duvarları yükseltmekten, tel örgüleri tahkim etmekten geçmiyor. Çözüm; herkesin kendini, güvenlik ve refah içinde yaşadığı sınırlarının içine hapsetmesinden de geçmiyor.
Hem küreselleşmenin nimetlerinden sonuna kadar faydalanıp, hem de bu süreçteki çarpıklıkların bir ürünü olan sorunları reddetmek, sağlıksız bir ruh halinin işareti. Türkiye, sadece bölgesinde değil dünyanın dört bir yanında sorumluluğunun gereğini yerine getirmek için şartlarını sonuna kadar zorluyor. Biz bunun için Suriye'deyiz. Bunun için Balkanlardan Güney Asya'ya kadar kadim coğrafyamızın her köşesindeyiz. Bunun için Afrika'dan Güney Amerika'ya kadar her yerde bize uzatılan ellere karşılık vermenin çabası içindeyiz. Bunun için "Dünya 5'ten büyüktür" diyoruz. Dünyayı 5 daimi üyenin bir tanesinin iki dudağı arasına mahkum etmek insani, adil değil. Yeni dünya düzenini, bir önceki gibi zulüm ve acı üzerine değil, adalet ve barış üzerine kurmak istiyorsak, önce bu konuda anlaşmamız ve birlikte hareket etme iradesini göstermemiz şarttır.
Ülkemizin tespitlerine, endişelerine, temennilerine, tekliflerine, yaptıklarına karşı çıkanlardan tek bir isteğimiz var. Bizi, terör örgütlerinin kalemşörlerinden değil, bizden dinleyin. Bizi, yeminli Türkiye düşmanlarının söyledikleriyle değerlendirmek yerine, gelip burada neler yaşandığına bakın. Bizi dinlerken de, tarihi ve siyasi bağnazlıkların ürünü filtrelerinizi var ya, onları bir kenara bırakın, açık olun, şeffaf olun, hasbi olun.
Bildiğiniz gibi 120 saatlik şu anda bir ara durumu var. Dolayısıyla bu 120 saatin artık büyük bir bölümü sona erdi. Şimdi yarın bizim bir Rusya, Soçi ziyaretimiz var. Bu ziyarette Sayın Putin'le bu süreci ele alacak, ondan sonra da atılması gereken adımları atmış olacağız.

Başkan Erdoğan Tunus Nahda Hareketi Lideri Raşid El Gannuşi ile görüştü.
'ÇEKİLMEZLERSE OPERASYON TEKRAR BAŞLAR'
TRT Word Forumu'nda konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu "Barış Pınarı Harekatı başladığından beri gerçek dışı suçlamalar ve kara propaganda yapıldığını görüyoruz. Tarihimizde asla kimyasal silah kullanmadık. Bu da tamamen kara propagandadır. Envanterlerimizde de hiç kimyasal silah bulunmamaktadır. Taciz ateşleri devam ediyor. Biz bu taciz ateşlerine karşılık verdik ve YPG, PYD unsurlarının şu anda kontrol ettiğimiz bölgeleri terk etmeye başladığını görüyoruz. Çekilmezlerse operasyon tekrar başlayacak" dedi. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise "Bu bir ateşkes değildir. Ara verildi. Bu arada hasmane tutum, taciz ve saldırılara karşı meşru müdafaa hakkımız daima geçerlidir" diye konuştu.
ERDOĞAN SOÇI'DE PUTIN ILE GÖRÜŞECEK
BAŞKAN Erdoğan ile Rusya lideri Vladimir Putin bugün Soçi'de bir araya gelecek. Erdoğan ile Putin'in bu yıl 8. yüz yüze görüşmesi olacak günü birlik ziyaretin ana gündemi ise Barış Pınarı Harekâtı. Erdoğan, harekâtın hedeflerini anlatıp, terör örgütü PKK/YPG'ye destek vermemelerini isteyecek. Münbiç ve Kobani'deki gelişmeler, PKK/YPG ve DEAŞ başta olmak üzere terörle mücadele, Suriye'de siyasi geçiş süreci ele alınacak. Barış Pınarı Harekâtı'na verilen ara bugün saat 22.00'de sona ereceği için, görüşme bu açıdan da önem taşıyor. ANKARA

MEŞELİ KÖYÜ ÖĞRENCİLERİNİ AĞIRLADI
CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, Samsun'un Vezirköprü ilçesine bağlı Meşeli köyünden gelen ilköğretim öğrencileri ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önündeki 15 Temmuz Anıtı'nda buluştu. Erdoğan, üzerinde ay yıldız bulunan t-shirtler giyen ve kendisini asker selamıyla karşılayan öğrencilerle sohbet etti. Çocuklara çeşitli oyuncaklar hediye eden Erdoğan, 15 Temmuz Anıtı'nı ziyaret eden vatandaşlarla da fotoğraf çektirdi. Öte yandan İrlanda'nın Ankara Büyükelçisi Sonya Mcguıness Erdoğan'a güven mektubu sundu. Erdoğan, Mcguıness'in eşi Feilim McLaughlin, kızları Sabha ve Aingeal ile bir süre sohbet etti. ANKARA
PROTESTO EDENLER TERÖRE DESTEK VERİYOR
Daha önce katılacaklarını bildirdikleri halde, Barış Pınarı Harekatı'nı gerekçe göstererek programlarını iptal edenler, aslında bu büyük fırsatı kaçırmışlardır. Protesto amacıyla konuşma yapmaktan vazgeçenlerin demokrasiyi hazmedemediklerini düşünüyorum ve terör örgütlerine de destek verdiklerini düşünüyorum. Bu tiplerin teröre karşı olduklarını hiçbir yerde anlatmalarına gerek yok. Eğer karşıysan işte platform burası. Forumda pek çok farklı fikir ve dünya görüşünden insan biraraya gelmişken, bu tavır hiçbir demokratik değer ve etikle uyuşmuyor.