Depremden çaresizlikle salgından gururla çıktık

Koronavirüs cephesinin kahramanları başhekimler, SABAH'a salgının en sıcak noktasında, hastanelerde yaşananları anlattı. Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Recep Demirhan ve Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Necdet Sağlam, her ikisi de 1999'da büyük Marmara depreminde biri sahada, biri de yine başhekim olarak, acıya şahit olan hekimler.
Prof. Dr. Demirhan, 23 yıldır Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi. 1999 Marmara depreminde başhekimdi. Demirhan depreminin yaşandığı günler ile bugünkü salgın günlerini karşılaştırardı:
O yıllarda ne fiziki alt yapımız ne de yeterince hekimimiz vardı. Kısıtlamalar çoktu. Organizasyon sıfırdı. Hastaya ilaç yoktu. Eczaneden ilaçları alabilmek için babamdan bir başhekim olarak para istedim. "Baba bana para ver hastalarıma ilaç alacağım" dedim. Babam da bana çek verdi. O çekle gittim hastalara ilaç aldım. O zaman Bakan Bey'e ulaşamıyorduk. Şimdi direkt ulaşıyoruz. Ne istersek hemen yapılıyor. Sağlık çalışanı da işine odaklanıyor. Hasta kurtarıyor.

Hastanemiz bin yataklı. Bunun 210'u yoğun bakım yatağı. 3 bin 700 sağlık çalışanı hizmet ediyor. 10 Mart 2020' den bugüne kadar toplam 29 bin 896 koronavirüs şikayetiyle gelen hastaya bakıldı. 20 bin 659 hastaya test uygulandı. 3 bin 300'ü pozitif çıktı. 2 bin 185 hasta yatarak tedavi edildi. Yatan hastaların 142'si çocuk. 264'ü yoğun bakım ünitesinde tedavi edildi. Salgının yoğun olduğu dönemde günlük ortalama 100-120 hasta yatırılırken, şu anda 40-50 hasta yatışı yapılıp, ortalama 45-50 hasta taburcu ediliyor. Tedavide gerekli olan tüm ilaçlar Bakanlığımız tarafından gönderildi. Diğer ülkelerde bulunamayan veya sadece yoğun bakım ünitelerinde tedavide kullanılan bazı ilaçları hastalarımıza uygun gördüğümüz anda kullandık. Böylece hastaların durumu kötüleşmeden önlem almış olduk.
KİŞİYE ÖZGÜ TEDAVİ YAPTIK
Depremde sahada görevli olan Doç. Dr. Sağlam ise şöyle konuştu:
O dönem organizasyon sıfırdı. Ortopedi asistanlığımın son dönemleriydi. Bir hekim olarak kendimi hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim. Oysa şimdi tüm dünyayı sarsan korkunç virüs karşısında bile dimdik ayaktaydık. Hem biz hem ülkemiz. Bunu sağlıkta dönüşüme ve Cumhurbaşkanımız ile Sağlık Bakanımızın başarılı organizasyonuna borçluyuz. Gurur duydum.
Sağlık çalışanlarımız hiçbir dönem kendilerini bu dönem olduğu gibi kıymetli ve sahiplenilmiş hissetmedi. Halk sağlık çalışanlarını sahiplendi. Çörek-börek yapıp getiren oldu. Hastanemizin 800 hasta yatağı var. 130'u yoğun bakım yatağı. Yaklaşık 3 bin sağlık çalışanı hizmet veriyor. Salgında pik noktasını 17 Nisan'da 480 hasta ile gördük. Bu tarihten sonra hasta sayısında düşüşleri görmeye başladık. Şu anda 280 hasta yatarak tedavi görüyor. Kişiye özgü tedavi seçenekleri uygulandı. Sağlık Bakanlığı'nın tedavi algoritması her gün güncellendi. Sağlık Bakanı "Hastayı entübe etmeden tüm tedavi seçenekleri kullanılsın" dedi. Ardından başarı geldi.