Salı 29.12.2020

Atatürk’e değil eli kanlı Demirtaş’a sahip çıktılar

Başkan Erdoğan, yılın son kabine toplantısında ana muhalefete sert çıktı: Lafa gelince 'Atatürk'ün partisiyiz' diye övünenler, aynı partinin (HDP) 'Mustafa Kemal'in askerleri değil, it sürülerisiniz' diyen yöneticisine ses çıkaramadı. Arkasında durdukları kim? 37 adam öldürme, 13 Türk bayrağını yakma ve Atatürk'ü Koruma Kanunu'na muhalefet suçunun işlendiği 6-8 Ekim olaylarının baş sorumlusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 2020'nin son kabine toplantısına başkanlık yaptı. Toplantı sonrası ulusa seslenen Erdoğan, şöyle konuştu:
İSTİKLAL MARŞI YILI: İçinden geçtiğimiz yıllar, ülkemizin yakın tarihindeki pek çok önemli hadisenin 100. yıldönümlerini de ifade ediyor. Önce İstiklal Harbimizin başlangıcı olarak kabul ettiğimiz Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkışlarının 100. yılını idrak ettik. 22 Haziran Amasya, 23 Temmuz Erzurum, 11 Eylül Sivas kongresiyle devam etmiştir. Gazi Mustafa Kemal'in Ankara'ya gelmesinin ardından istiklal mücadelesi yeni bir safhaya gelmiştir. İstiklal Harbi'ni bizzat yöneterek Gazi sıfatını alan Büyük Millet Meclisi bu vasfını 15 Temmuz'da bir kez daha tescil ettirerek tarihe geçmiştir. TBMM kabulünün 100. yılı vesilesiyle 2021'i İstiklal Marşı Yılı olarak ilan etti. Bu ülkenin vatandaşı, bu milletin ferdi olmanın en başta gelen şartlardan biri, İstiklal Marşı'nın 10 kıtasındaki tüm mesajlarını kalbimize kazımaktır.
MANDACILARIN TEMSİLCİLERİ: Bayrağı bez parçası, ezanı hoparlör gürültüsü, şehadeti sıradan bir ölüm olarak görenlerin İstiklal Marşı'nın manasını kavrayabilmesi elbette mümkün değil. Biz Asım'ın nesli dedikçe içlerini sıkıntı basanların tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek millet dedikçe yüzlerini buruşturanların İstiklal Marşı'na sahip çıkması elbette mümkün değil. Dünden gelen bu mandacıların bugünkü temsilcilerinin dış güçlerin borazanlığından, terör örgütlerinin hamiliğine kadar koşması İstiklal Marşı'mıza daha sıkı sahip çıkmamızı gerektiriyor.
AİHM'İN DEMİRTAŞ KARARI: Kendi içlerindeki taciz, tecavüz, şantaj, hırsızlık işlerinin üzerini örtmekten bu konulara sıra gelmediği anlaşılıyor. Haklarını yemeyelim, Türkiye aleyhine alınan her kararın, söylenen her sözün, yapılan her saldırının yılmaz savunuculuğunu üstlenme görevini de bihakkın ifa ediyorlar. AİHM ülkemizle ilgili davada, kendi hukuki süreçlerinde İspanya ve İtalya'da verdiği kararlara aykırı bir tutum sergiledi. Biz de hukuki değil, siyasi saiklerle verilen kararı uygulamayız dedik. Vay efendim sen nasıl böyle bir şey söylersin. Demek ki, kendileri bu işlerde yetki sahibi olsalar, elinde onlarca insanın kanı bulunan bu terörist destekçisini hemen serbest bırakacaklar. Arkasında durdukları kim? İddianameye göre 37 adam öldürme, 29 adam öldürmeye teşebbüs, 295 hırsızlık, 15 yağma, 308 işyeri ve konut dokunulmazlığını ihlal, 13 Türk bayrağını yakma ve 7 Atatürk'ü Koruma Kanunu'na muhalefet suçunun işlendiği 6-8 Ekim olaylarının baş sorumlusu. Lafa gelince her fırsatta Atatürk'ün partisiyiz diye övünen bu kişiler, aynı partinin kendilerine "Mustafa Kemal'in askerleri değil, it sürüsüsünüz" diyen yöneticisine bile ses çıkaramamışlardır. Türkiye böyle bir muhalefet anlayışını hak etmiyor. Önümüzdeki yıllarda ülkemizin köklü bir muhalefet reformunu hayata geçireceğine inanıyorum.
POLİTİKALARI YOK: Tek parti zulmü dışında sayabilecekleri işleri yok. Hiçbir somut, ayakları yere basan, uygulanabilir, sürdürülebilir, hesabı kitabı yapılmış proje veya politikaları yok. Karşımızda, ülkemize kaynak girişi sağlamak için hayata geçirdiğimiz uygulamaları dahi fuhuş, uyuşturucu, organ kaçakçılığı gelirleriyle irtibatlandıracak kadar hayattan ve izandan noksan bir anlayış var. Devlete bu şekilde gelir elde edileceğini sanan bu zihniyetin, ülke yönetimine talip olması en büyük kara mizah örneğidir.
ALMAN AŞISI OCAK'TA: Çin'den sipariş verdiğimiz aşının ilk partilerinin yılbaşından önce, Almanya'dan gelecek aşıların Ocak'ta ulaşacağını umut ediyoruz. Asıl önemi ve önceliği hem gelenekçi hem yenilikçi yöntemlerle geliştirdiğimiz kendi aşılarımıza veriyoruz. Yüksek teknolojiye dayalı altyapılar, bilim insanlarımızın sayesinde 8 ayrı aşı çalışmasını başarıyla yürütüyoruz. Birinde son aşamaya geçildi.
ASGARİ ÜCRET: Asgari ücret 2021 yılı Ocak ayı itibarıyla yüzde 21.5 artışla bekâr ve çocuksuz çalışan için net 2 bin 826 lira, evli ve 3 çocuklu çalışan için 3 bin 14 lira olarak uygulanacaktır. Salgın döneminde işverenlere desteği devam ettireceğiz. Kısa çalışma ödeneğinin süresini Şubat sonuna, nakdi desteği ise 17 Mart'a uzattık.
İNGİLTERE İLE TİCARET ANLAŞMASINI İMZALIYORUZ
En önemli ticaret ortaklarımızdan biri olan İngiltere'nin AB'den ayrılma kararıyla başlayan takvim perşembe günü tamamlanıyor. İngiltere ile serbest ticaret anlaşması imzalama aşamasına geldik. Yarın inşallah bu anlaşmanın imzaları atılıyor. Bu Gümrük Birliği anlaşmasından sonra en önemli ticaret anlaşması olacaktır. İnşallah hem Türkiye'nin hem İngiltere'nin kazanacağı yeni döneme giriyoruz.
İLK HABERLEŞME UYDUMUZU 2022'DE UZAYA GÖNDERİYORUZ
İnşallah 2023'te ülkemizi dünyanın en büyük 10 devleti arasına sokacağız. Siber güvenlik tüm dünyada üzerinde hassasiyetle durulan konuların başında geliyor. Güvenlik, sağlık, eğitime kadar her alanda hayatımızın ayrılmaz parçası olan dijitalleşmeyle birlikte siber tehditlerde büyük artış yaşanıyor. Esasen savunma sanayii projelerimizin temel bileşenleri arasında dijital sistemler ilk sıralarda. Günlük hayatımızı kolaylaştıran teknolojilerin tamamı da dijital altyapılar üzerinde çalışıyor. Devletler vatandaşların can ve mal güvenliğinin yanında dijital verileri de korumak durumundadırlar. Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi ile bu doğrultuda ilk adımı atmıştık. Geldiğimiz noktada ülkemizin siber güvenlik politikalarını bütüncül bir anlayışla özellikle yeni bir strateji oluşturma konusunda adımı attık. Son dönemde dijital altyapıda, siber güvenlik konularında kimi zaman gizli, açık engellere maruz kaldığımız için stratejimizi yerli ve milli anlayışla şekillendirdik. İlk haberleşme uydumuzu inşallah 2022'de uzaya gönderiyoruz. Mavi vatandan siber uzaya kadar her sahada egemenlik haklarımıza sahip çıkacağız.
UZAKTAN EĞİTİM 15 ŞUBAT'A UZADI
Vaka sayısında düzenli düşüşe uygun olarak kısıtlama tedbirlerini dikkatle gözden geçiriyoruz. Vatandaşlarımızın tamam diye ifade ettiğimiz temizlik, maske, mesafe kurallarına sıkı bir şekilde riayet etmelerini bekliyorum. Gelişmelerin ümitvar olduğunu gördük. Okullarımızdaki yüz yüze eğitime verdiğimiz arayı 15 Şubat 2021'e kadar uzatıyoruz."
BU ZİHNİYETE CEVAP VERMEK BİZE ZÜLDÜR
Salgın döneminde en çok konuşulan hususlardan biri gıda üretimi ve tedarikinin sürdürülebilir olmasıydı. Yaşadığımız kuraklık tartışmayı daha da önemli ve anlamlı hale getirmiştir. Tarımda geçtiğimiz yüzyılın üretim anlayışıyla bugünkü arasında çok büyük fark var. Bir asır sonrasında çok daha büyük farklılık ortaya çıkacağı açık. Bugün 140 ülke başka yerlerde toprak kiralamak suretiyle kendini geleceğe hazırlamanın gayreti içerisindedir. Bu konuda en cazip yer de bakir ve bereketli Afrika topraklarıdır. Toprak kiralamada amaç bugünün ihtiyaçlarını karşılamak değil yarım asır, 1 asır sonrasının taleplerine hazırlık yapmaktır. Türkiye olarak biz de çeşitli yerlerde toprak kiralamaya başladık. Böyle bir derdi olmayanlar ülkemizin niçin Sudan'da, Nijer'de toprak kiraladığını anlayamıyor.
Bir de çıkıp bize ithamlar yöneltiyorlar. Dünyanın başka hiçbir yerinde hükümetlerin böyle ithamlara maruz kaldığını göremezsiniz. Maalesef bu yıkıcı ve çapsız zihniyet yaptığımız barajlar, yollar, hastaneler, enerji santrallerine kadar her konuda karşımıza çıkıyor. Çiftçi, üretici ve insanımızı bize karşı kışkırtmak için tamamı yalan ve çarpıtılmış söylemlerle bu zihniyeti çok iyi tanıyoruz. Bu zihniyete cevap vermek bizim için züldür. Hakikatleri tekrar tekrar anlatmak mecburiyetindeyiz.
ÇİFTÇİYE 22 MİLYAR TL DESTEK SAĞLADIK
Türkiye'nin Avrupa'dan Asya'ya uzanan toprakları hamdolsun kendi ihtiyacını karşılayacak tarımsal üretimine imkan sağlıyor. Özellikle son dönemde yaptığımız altyapı sayesinde ülkemiz önemli bir gıda ihracatçısı konumuna gelmiştir. Sadece kendi üretimimize bağlı kalırsak böylesine büyük bir gıda ihracatçısı olamayız. Türkiye geçtiğimiz 18 yılda tarımsal milli gelirini 37 milyar liradan 278 milyar liraya yükselterek Avrupa'da ilk sıraya yükselmiştir. Un ihracatında dünyada birinci, makarna ihracatında ikinciyiz. Tarım ürünleri ihracatında net dış ticaret fazlamız 5.3 milyar dolar. Çiftçilerimize verdiğimiz destekleri 12 kat artırdık. 2020'de çiftçimize verdiğimiz destek 22 milyar lira. Büyükbaş hayvan varlığında 18.6 milyon adetle Avrupa ikincisiyiz. Küçükbaş hayvan varlığında 55 milyonun üzerine çıkarak Avrupa'da bir numara olduk. 18 yılda sulama amaçlı 600 baraj, 423 gölet, 1457 sulama tesisi yaptık. 254 milyar lira kaynak kullandık. Üretim nasıl yapılır bilmeyenler ağızlarını her açtıklarında saman ithalatından bahsederek aslında cehaletlerini sergiliyorlar. Geçtiğimiz yıl ihraç edilen saman miktarı 23.7 milyon ton, gelirimiz 14 milyon dolar. İthalat dedikleri saman 428 bin dolar karşılığı bin 953 tondur.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.