Kumpas sanığından “Karanlık Kurul” itirafı

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 45 sanıklı "ikinci Tahşiye kumpası davasında" yargılamaya devam edildi. Davanın ikinci duruşmasında sanıkların savunmaları alındı.
Bir dönem FETÖ'ye ait Samanyolu (STV) televizyonunda yayınlanan dizilerde yönetmen olarak çalışan sanık Engin Koç, suçlamalara konu olan Tek Türkiye dizisinde yönetmen değil de yardımcı yönetmen olarak çalıştığını savundu.

"KARANLIK KURULDAN BEN DE RAHATSIZ OLDUM"

Yardımcı yönetmenin teknik görevleri olduğunu ve çekimlerin yönetmenin sorumluluğunda bulunduğunu öne süren Koç, Tek Türkiye dizisinin 64 ve 66. bölümlerinde yayımlanan "Karanlık Kurul" sahneleriyle ilgisi olmadığını iddia etti. Karanlık dizinin çekildiği dönemde FETÖ'nün henüz terör örgütü olarak kabul edilmediği ifade eden Koç, "Tek Türkiye dizisinde 2008 yılının ağustos ayında çalışmaya başladım. 'Karanlık Kurul' 2007'de çekilmiş ve 2017'ye kadar aynı sahne üzerinden farklı dublajla devam etmiştir. Dizi çekimlerini Konya'da gerçekleştiriyorduk. Dizi formatına aykırı şekilde çekilen o bölümlerle alakam yoktur. 'Karanlık Kurul' sahneleri bize gelmiyordu. Son izleme yönetmen sorumluluğundadır. Bu sahnelerin dizinin gerçek formatıyla alakası yok. Zaten sahnelerde dizinin ana oyuncuları yer almamıştır. O dönem bu bölümlerden rahatsız oldum ancak soracak muhatabımız yoktu. Kendi aramızda konuşuyorduk ama yaptırım durumumuz yoktu. Kimin katkısı var bilmiyorum. 'Karanlık Kurul' sahnelerinin Hidayet Karaca tarafından yazılıp yazılmadığından da haberim yok" dedi.

İSTİHBARATÇI POLİSİN KEŞFİ

Suç tarihinde İstanbul Emniyet İstihbarat Şubesinde polis memuru olarak çalışan sanık Fatih Çetinkaya ise Bursa'da "FETÖ üyeliği" suçlamasıyla da yargılandığını bildirdi. Tahşiye grubuna yönelik operasyondan bir gün önce, operasyon yapılacak adreslere etüd ve tarassut çalışması için gittiğini anlatan Çetinkaya, bu adreslere bomba konulmasıyla bir ilgisi olmadığını savundu. Çetinkaya, "Sonra ne olduğunu biliyorum, bomba bulunduğunu duydum" dedi.

Dönemin İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü komiserlerinden olan sanık Ferdi Taşkaya ise aynı zamanda İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesinde "FETÖ üyeliği" suçundan yargılandığını belirterek, Tahşiye dosyasının da örgüt üyeliği davasıyla birleştirilmesini istedi.

Mahkeme heyeti, sanıklar Ferdi Taşkaya ve Fatih Çetinkaya'nın "örgüt üyeliği" suçundan yargılandıkları dava dosyalarının da incelenmesine karar verdi. Duruşma, 3 Mart'a ertelendi.

İLK DAVA YARGITAY'DA

2009 yılında Tahşiye grubuna yapılan operasyonun FETÖ'nün kurgusu ve kumpası olduğu iddiası üzerine 2014 yılında soruşturma başlatılmış, elebaşı Fetullah Gülen, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, eski emniyet müdürleri Tufan Ergüder, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse, Erol Demirhan'ın aralarında bulunduğu 33 sanık hakkında 2015 yılında dava açılmıştı. İstanbul'da FETÖ'ye açılan ilk dava olan ve yargılaması iki yıldır süren bu dava, 3 Kasım 2017'de karara bağlanmıştı. Hidayet Karaca "FETÖ yöneticiliği", 8'i emniyet müdürü 25 polis ise "örgüt üyeliği" suçundan mahkum olurken, 5 polis "üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten" ceza almıştı. Karaca'ya toplam 31 yıl hapis cezası verilirken, 30 polis ise 6 yıldan 25,5 yıla kadar çeşitli oranlarda hapis cezasına çarptırılmıştı. Dava dosyası temyiz incelemesi için Yargıtay'da bulunurken, FETÖ'nün Tahşiye kumpasına yönelik ikinci bir dava açılmıştı. İkinci davada ilk davanın sanıkları hakkında ek suçlardan ceza istenirken, Ekrem Dumanlı gibi bazı isimler de ilk kez sanık olarak yer alıyor.

DİZİLER ÜZERİNDEN ŞİFRELİ TALİMAT

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 45 sanık hakkında açtığı "ikinci Tahşiye kumpası davasında" ilk duruşma 29 Aralık'ta yapılmıştı. Savcılığın 14 Eylül'de tamamladığı iddianamede sanıkların "FETÖ üyeliği", "iftira", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 3 yıldan 36 yıla kadar çeşitli oranlarda hapis cezalarına çarptırılmaları isteniyor.
İddianamede FETÖ'nün kapatılan STV televizyonunda Şefkat Tepe, Kollama, Tek Türkiye ve Şubat Soğuğu gibi dizilerde örgütün kumpaslarının önceden şifreli bir şekilde işlendiği, örgüt üyelerinin de bu diziler üzerinden verilen mesajla harekete geçtiği anlatılıyor.