Araştırmayı Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Zühre Aksoy ve Prof.Dr.Özlem Öz gerçekleştirdi. Araştırmada çoğunlukla 13 bin yıllık halini koruyabildiği için "Antik Buğday Grubu"nda yer alan ata tohumu "Kavılca buğdayı"nı Kars'ta yetiştiren çiftçiler yer aldı. İzmir, Antakya, Niğde ve Adapazarı gibi Türkiye'nin farklı bölgelerinden toplam 30 çiftçiyle görüşüldü ve saha çalışması yapıldı.
MÜHENDİSLER TARLAYA GELSİN
Aksoy ve Öz çalışmanın sonuçlarını şöyle değerlendirdi: Görüştüğümüz çiftçilerin çoğu ziraat mühendisleriyle bir araya gelmeye çok önem veriyor. Ekim sırasında mühendislerin tarlaya gelip neyin doğru neyin yanlış olduğunu göstermelerini istiyorlar. Çiftçiler ve tarım uzmanları, ziraat mühendisleri eşit bir zeminde birbirlerinin bilgilerinden yararlanarak birlikte çalışmalı ve bu süreç kurumsallaşmalı.
(Soldan sağa) Özlem Öz - Zühre Aksoy
ÇİFTÇİ MÜHENDİS İŞ BİRLİĞİ KURUMSALLAŞMALI
· İlk aşamada Türkiye'nin farklı yörelerinden geleneksel üretim yöntemlerini kullanan öncü çiftçilerle konuştuk. Antakya'dan, Niğde'ye, Adapazarı'ndan, İzmir ve Kars'a geniş bir coğrafyayı kapsayan bu görüşmelerimiz sayesinde aklımızdaki sorunların alandaki yansımalarını gördük. İkinci aşamada ise Kars'ta geleneksel buğday çeşitlerini yetiştirmeye devam eden çiftçileri örnek bir vaka olarak aldık.
· Çiftçilerin geleneksel bilgi ve yöntemleriyle bilimsel tarım bilgisi entegre olduğunda ortaya çıkan imkân ve kısıtları araştırmak için Kars mükemmel bir örnek. Türkiye'nin sosyo-ekonomik olarak en yoksul yörelerinden biri ancak biyolojik çeşitlilik açısından çok önemli bir yere sahip. Burada özellikle de en eski buğday çeşitlerinden biri olan ve yöreyle özdeşleşen kavılca buğdayını yaşatmak için çaba gösteriyorlar.
· Görüştüğümüz çiftçiler sadece geleneksel tohumları değil, geliştirilmiş modern tohum çeşitlerini de ekiyorlardı. Yani uzmanlardan gelen yeni bilgiyi reddetmekten çok, ihtiyaçlarını karşılayacak teknolojik gelişmelerle ilgili bilgileri edinmek istiyorlar. Örneğin, "Mühendislerden dedelerimizden öğrendiklerimizin üzerine koyabileceğimiz bilgileri öğrenemiyoruz" diyorlar. Ziraat mühendisleriyle bir araya gelmeye önem veriyor ve örneğin, ekim sırasında mühendisin tarlaya gelip neyin doğru neyin yanlış olduğunu göstermesini istiyorlar.
· Çiftçiler ve tarım uzmanları, ziraat mühendisleri eşit bir zeminde birbirlerinin bilgilerinden yararlanarak birlikte çalışmalı ve bu süreç kurumsallaşmalı. Zaten Türkiye'nin önemli bir tarımsal araştırma altyapısı var. Kamu sektörü, bilim insanları ve çiftçilerin bir araya gelerek tarımsal üretimdeki öncelikleri katılımcı mekanizmalarla belirlemeleri bir başlangıç noktası olabilir."