Salı 24.08.2021 09:55
Son Güncelleme: Salı 24.08.2021 09:55

Enerjide en düşük karbon izine sahip yöntem: “HES”

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve Türkiye İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar,   yenilenebilir enerji kaynaklarının çevresel ayak izlerinin oldukça düşük olduğunu belirterek seragazı açısından da sıfır emisyon ile doğa dostu uygulamalar olduğunu ifade etti. Bu anlamda Hidroelektrik Santralleri’nin de çevresel etki noktasında doğa dostu olarak değerlendirilebileceğini verileriyle ortaya koydu. Prof. Dr. Birpınar, yazısında 'Kastamonu'da meydana gelen sel felaketine barajı patlayan bir HES'in neden olduğu' iddiasını da rakamlarla bir kez daha çürüttü.

Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı ve Türkiye İklim Değişikliği Başmüzakerecisi Prof. Dr. Mehmet Emin Birpınar, enerji ihtiyacının her geçen gün daha da arttığı bir çağda enerji üretiminde HES'lerin önemini bilimsel yönleriyle irdeleyen bir yazı kaleme aldı. HES'lerin enerji üretiminde çevreye etkileri bakımından en çevre dostu yol olduğunu kaydeden Birpınar, HES'lerin bu düşük karbon ayak izleri en çevre dostu ulaşım türü olan bisikletli ulaşımın karbon ayak izine eşdeğer olduğunu dile getirdi. Özellikle sosyal medyada HES'ler konusunda yalan yanlış bilgilerin dolaşıma sokulduğunu dikkat çeken Birpınar, "1 kwh enerji üretiminin yol açtığı karbondioksit salımı ile 1 kilometre bisikletle seyahatin neden olduğu karbondioksit salımı hemen hemen eşit değerde" dedi.

HES'LER 101 MİLYAR TON KARBONDİOKSİT OLUŞUMUNU ÖNLEDİ

Birpınar yazısında, bilimsel araştırmaların verilerine dayanarak HES'ler konusunda önemli bilgiler paylaştı. Termik santraller ile HES'lerin çevreye etkilerini karşılaştıran Birpınar, "Uluslararası Hidroelektrik Birliği (IHA) tarafından yayınlanan "2020 Hidroelektrik Durum Raporu" değerlendirmelerine göre dünyamızda var olan HES'ler yerine termik santraller olmuş olsaydı yıllık bazda 4 milyar ton daha fazla seragazı salınmış olacaktı. Yine en az yıllık olarak 150 milyon ton daha fazla hava kirleticisi soluyor olacaktık. HES'ler küresel ölçekte 1970'ten günümüze toplamda 101 milyar ton CO2 oluşumunu önledi" ifadelerini kullandı.

AVRUPA'DA İKİNCİ BÜYÜK GÜCE SAHİBİZ

Birpınar yazısının devamında, Türkiye'nin HES gücünün dünyadaki yerine işaret etti: "Ülkeler açısından konuyu ele aldığımızda ise kurulu HES gücünün %27'sini tek başına temsil eden Çin'in uzak ara önde olduğu bu enerji türünde ülkemiz dünyada dokuzuncu, Avrupa'da ise Norveç'ten sonra ikinci büyük kurulu güce sahip. 2020 yılı içerisinde de HES yatırımları bazında Dünya genelinde toplamda 21 GW kurulu güç artışı yaşandı. IRENA verilerine göre bu artışta 12 GW ile Çin en büyük katkıyı sunarken Türkiye 2,5 GW kurulu güç artışı ile 2020 yılında dünyada en çok büyüyen ikinci ülke oldu."

EN DÜŞÜK KARBON AYAK İZİNE SAHİPLER

HES'lerin iddia edilenin aksine çok sayıda faydası olduğunu sözlerine ekleyen Birpınar, "Emisyon oluşturmayan bu üretim metodu en önemli iki alıcı ortam olan suyu veya havayı kirletmez. Tamamen karbonsuz değildir tabii ki. İlk inşaat aşamasında kullanılan çimento gibi malzemelerin üretimi ile baraj dibinde yetişen canlıların saldığı metan gazı önemli emisyon etkenleridir. Ancak, yaşam döngüsü boyunca birim bazda elektrik enerjisi üretiminde nükleer enerji ile birlikte en düşük karbon ayak izine sahiptirler" dedi.

FARKLI EKONOMİK KATKILARI DA VAR

Barajlı yani depolamalı HES'lerin yapay bir göl oluşturarak su ürünleri yetiştiriciliğine de imkân verdiklerini aktaran Birpınar,"Üretilen gıdaların hem yurtiçi hem yurtdışı pazarına arz edilerek ekonomiye ve gıda sektörüne de büyük destek sağlıyor. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre Keban Barajında su ürünleri yetiştiriciliği yıllık 30.000 ton kapasiteye ulaşmış durumda. Bunun yanında, depolamalı HES'ler tekne turları ve diğer sportif faaliyetler ile turizm potansiyeli de barındırırlar. Sahip oldukları geniş yüzey alanı ile birlikte yüzer GES'lerin kurulmasına da imkân sunuyor" ifadelerini kullandı.

HES'TEKİ SU SEL SUYUNUN ON BİNDE BİRİ BİLE DEĞİL

Geçtiğimiz günlerde Kastamonu'nun Bozkurt ilçesinde yaşanan sel felaketine orada bulunan bir HES neden olduğu şeklindeki tartışmaya da değinen Birpınar, bu iddianın gerçeği yansıtmadığını bilimsel olarak ortaya koydu. Birpınar konuya şu şekilde açıklık getirdi: "Bölgede birisi 30 km'yi aşan bir uzaklıkta diğeri de Bozkurt ilçesi yakınında yer alan 2 HES var. İkisi de nehir tipi HES'lerden. Yani iddia edildiğinin aksine depolamanın olmadığı HES'ler. İlçeye yakın yerde bulunan HES'in bulunduğu yerde de sadece 4 m yükseklik ve 12 m genişliğe sahip bir biriktirme alanı var. Ancak burada biriken su miktarı da birkaç olimpik havuzdaki su miktarına eşdeğer. Dolayısı ile ilçeyi adeta 5 m yüksekliğe sahip bir göle döndüren selin buradan çıktığını iddia etmek oldukça gülünç kaçıyor. HES'te var olan su miktarı ilçeyi yıkan miktarın on binde biri bile değil."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.