Su uğruna tankerle dereye uçtu, hayatını kaybetti

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Ankara'yı aldınız sular akmıyor. Su veremiyorsunuz, asfalt atamıyorsunuz çukurdan geçilmiyor. Asfaltlarını yapamıyorsunuz, asfaltlarını. Sular akmıyor. Hani belediye ? Niye suları akar hale getiremiyorsunuz ? Artık illerde sular akmıyor sular" şeklindeki sözleri ile vurgu yaptığı Başkent'teki susuzluk sorunları serisinin son halkası Çamlıdere ilçesinin Gürağaç Mahallesi'nde köylerinde susuzluk çilesi çeken vatandaşlar ve Çamlıdere Belediye Başkanı Hazım Caner Can susuzluk sorunlarını SABAH'a anlattılar.

21. YÜZYILDA SUSUZLUK ÇİLESİ
Çamlıdere Belediye Başkanı Hazım Caner Can: "21. Yüz Yılda Ankara'nın yanı başında Ankara'nın içme suyunun % 70'i Çamlıdere Barajından karşılanırken köylerimizin böyle susuzluk çekmesini içime sindiremiyorum. Hem bizim suyumuzu kullanacaksın hem de bize su vermeyeceksin bu kabullenilecek bir durum değil. Konuşmaya gelince çok güzel konuşuyorlar ama iş hizmete gelince ortada hizmet yok. Belediyemizin imkânları doğrultusunda elimizden geleni yaptık ama burada asıl görev ASKİ Genel müdürlüğünün. Mahalle halkımız defalarca gerek ASKİ Çamlıdere İlçe Müdürlüğü'ne gerekse direkt ASKİ Genel Müdürlüğü'ne hatta Mansur Yavaş beyin bizzat kendisine de sorunlarını defalarca ilettiler ama halen ilgilenen yok, arayıp soran yok, ne haldesiniz diyen yok."

Şakir Demir: "Su sıkıntısı yetmiyor gibi yollarımız da kötü olduğu için akrabamız tankerle dereye uçtu vefat etti. Su evde hiç yok hiç akmaz pınardan bidonları doldurup getiririz. Ağır su bidonlarını taşımaktan köyün hemen hepsi fıtık. Banyoya bir bidondan depo yaptım bir de çeşme taktım. Geçen sene 15'e yakın koyun ve kuzu susuzluktan öldü. Hat var ama ne sondaj vuruldu ne de bir depo konuldu. Rakım 1400 üzeri kar 1 metreyi geçiyor. Kışın yol açılırsa arabanın arkasına bidonları doldurup getiriyorum kapalıysa kar ile idare ediyoruz. Hayvanlar kışın artık susuzluktan kar yiyor. Biz insan gibi yaşamak istiyoruz. Eskiden tankerle su gelirdi şimdi kendi çabalarımızla"

Fevzi Demir: "Yaşlıyım ilaç kullanıyorum bazen elimde bardak ile evin içinde dolaşıyorum ama içecek su bulamıyorum. 6km uzaklıktaki Dökük mevkisinden suyumuzu taşıyoruz. Komşunun traktörü ile su pınarından bidonlarımızı doldurup getiriyoruz. Kışın yollar kapanınca hayvanlar kar yiyor biz de karı eritip su haline getiriyoruz. Evde çeşme kültürümüz yok hep bidonlarla hallediyoruz. Bazı köylülerimiz su olmadığı için köyümüzden göçmek zorunda kaldı. Bizim gidecek yerimiz yok ölene kadar buradayız. Su olsa küçükbaş hayvancılığı yapacağım. Hayvanları kışın kar ile yazın da 1 km ötedeki dereye götürüyoruz. Köyümüzden Mansur Yavaş'a oy verildi ama henüz bir icraatını göremedik".

Güllü İpek: "Bu köye gelin geldim geldiğime pişman oldum çamaşırlarımı ve bulaşıkları su olursa elde yıkıyorum. Eşim arabanın arkasına bidonları doldurup su pınarından su getiriyor. Su bidonu 33 litre, bu bidonu taşımaktan boyun fıtığı oldum. Kışın 1.5 mt kar yağdığı için okul servisinin bile gelemediği zamanlar oluyor yolumuz yok. Küçükbaş kışın karlı yolu açamadığı için yetiştiremiyoruz. Ancak 15 günde bir çocukları yıkayabiliyorum. 5 çocuk var su olmadığı için temizlik de olmuyor istediğim gibi. Bir bayan olarak çeşmeden su akmasını ölmeden görmek istiyorum"

Durdane Bayraktar: Taşıma su ile hayatı geçirmeye çalışıyoruz. Köyümüzde su hattı yok. Bir inek almak ve bakmak istiyorum kendime ama su yok hayvana nasıl bulacağım. Su olsa hayvancılık yapacağım. Yapanlar kışın dereye kürekler açarak suya götürüyorlar hayvanları, ama bir de su donduysa kırmaya çalışıyorlar. 1,5-2 metre kar yağar köyümüze, kışın su ihtiyacımızı kar eriterek sağlıyoruz. Yazın ise pınar çeşmesinden araçlarla bidonları getirip stok yapıyoruz. İçme suyunu dağdan gelen pınardan getiriyoruz o da 5-6 km. uzakta. Kalpten ameliyat oldum ama su taşımak zorundayım. Kışın bidonlar buz tutuyor biz de kar eritiyoruz su için. Su ve yolumuz iyi olmadığı için torunum Kızılcahamam'a taşınmak zorunda kaldı.