Trafikte yarış kurbanı Burcu'nun adı işyerinde yaşıyor! Ailesi SABAH'a konuştu

İstanbul'da bir tesis yönetimi şirketinde uzman olarak çalışan Burcu Erol, 22 Temmuz 2020 tarihinde 34 yaşındayken feci bir kazaya kurban gitmişti. Küçükyalı sahil yolunda saat 01.00 sıralarında arkadaşı Ufuk Yalçın ile birlikte yolun karşısına geçen Erol'a, kaldırıma bir adım kala gece boş yolda aşırı süratle seyreden Yusuf Kara'nın kullandığı otomobil çarptı. Çarpmanın şiddetiyle havaya fırlayan Burcu, aracın ön camına çarptıktan sonra yüzüstü yere düşüp can verdi.

TRAFİKTE YARIŞ YAPIYORDU

Görgü tanıklarının anlatımına göre, Burcu'ya çarpan aracının sürücüsü trafikte iki araçla yarış yapıyordu. Savcılık gözaltına alınan sürücü Yusuf Kara'nın tutuklanmasını talep etse de Kara tutuksuz yargılandı. "Taksir (kusur) ile ölüme sebebiyet vermek" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istenen Kara hakkında geçtiğimiz Perşembe günü mahkeme kararı çıktı. Kara'ya önce 2 yıl hapis cezası verildi, daha sonra ceza 1 yıl 8 aya indirildi, sonra da 12 bin 100 lira paraya çevrildi.

"EVLAT ACISI ANLATILMIYOR"

Karara tepki gösteren Burcu Erol'un anne ve babası SABAH'a konuştu. İbrahim ve Muazzez Erol çifti, üç kızlarından en küçüğünün Burcu olduğunu belirterek, "Evlat acısı anlatılmıyor. Büyük bir acı, büyük bir eksiklik. Hep gelecek sanıyorsunuz. Kapı açılacak, gelip sarılacak. Ama olmuyor. Çok zor günler geçiriyoruz. Burcu'nun acısını atlatamamışken, mahkemenin kararıyla daha da yıkıldık" ifadelerini kullandı.

ADI İŞYERİNDE YAŞIYOR

Burcu'nun çok neşeli, hayat dolu bir karakteri olduğunu anlatan anne Muazzez Erol, "O sadece bizim değil, onu tanıyan herkesin çok sevdiği biriydi. Vefatından sonra işyerinde toplantı salonuna onun adını verdiler. Orada da adını yaşatmaya devam ediyorlar" dedi.

MAHKEME SANIĞI KUSURLU BULDU

Baba İbrahim Erol ise "Mahkemede de söyledim, 35 yıllık ağır vasıta şoförüyüm. Ehliyet alırken bize öğretilen, yayaya dikkat edeceksiniz. Yaya sarhoş olabilir, deli olabilir, hasta, yaşlı olabilir, yolda düşebilir, çocuk olabilir, sağır veya kör olabilir. Normal bir şoför o yolda, o yayaya vurmaz. Önü açık ve yayayı uzaktan görüyor. Uzaktan gördüğü an gazdan ayağını çekse yine yeterliydi. Ama yarış yapıyormuş. Sağa kırmış ve Burcu'ya çarpmış. Tanıklar anlattı. Sonuçta mahkeme sanığı kusurlu buldu ama verilen cezayı aklımız almadı. Bu karar bozulsun. Adalet istiyoruz" diye konuştu.

BİR GÜN BİLE CEZAEVİNE GİRMEDİ

Abla Gonca Erol ise savcının tutuklama talebine rağmen sanığın bir gün bile cezaevine girmediğini belirterek, şu açıklamayı yaptı: "Bu kararı bir türlü aklımız almıyor. Mesela bir insan husumetli olduğu birine arabayla çarpsa, öldürse 12 bin 100 lirayla kurtulacak. Bu nasıl bir ceza? Cezaevine girsin, yaptığı suçun farkına varsın istiyoruz. Hiç pişmanlığı yok. Kendisinde hiçbir kusur olmadığını söylüyor.

Görgü tanıklarının ifadelerine göre yarış yapıyormuş. Buna rağmen mahkemede suçu kardeşime atmaya çalıştı. Görünmez kaza bile olsa bir insan bir insanı öldürdüğü için bir suçluluk, vicdan azabı duyar. O kadar mahkemeye gittik geldik, o vicdan azabını göremedik yüzünde. Bize başsağlığı bile dilemedi. Vicdan ve adalet bekliyoruz."