Darbeciler özgür basını susturamadı
15 Temmuz gecesi darbeci hainlere karşı SABAH ve A Haber’in Beşiktaş’taki binası önünde kısa sürede toplanan vatandaşlar, büyük ihaneti halka duyurmak için ölümüne görev yapan gazetecilere kalkan oldu
Bu seferki halk kalabalığı çok daha fazlaydı ve yolu açmak mümkün değildi. Hainler bir otobüse binip kışlalarına geri döndü ve kışlada polis ekiplerince yakalandı. Turkuvaz Medya'ya ulaşan darbeci askerler de binaların önünde gazetecilere kalkan olan vatandaşların sert tepkisiyle karşılaştı. Hainler bu nedenle giremedikleri SABAH binasına kurşun yağdırarak uzaklaşmak zorunda kaldı. Turkuvaz Medya'yı işgale giden 19 askere ağır ceza mahkemesinde dava açılmıştı. Bu sanıkların davası daha sonra 66'ncı Mekanize Piyade Tugayı'ndaki olaylara ilişkin dava ile birleştirildi. Tugayın bulunduğu kışlada görevli Kurmay Albay Sait Ertürk ile Albay Davut Ala o gece kalkışmayı evlerinde televizyondan öğrenip birbirlerini aramışlardı. Darbecilerin, kendilerinden olmayan subaylardan habersiz bir şekilde harekete geçtikleri anlaşılmıştı. Albay Ertürk ve Ala derhal evlerinden çıkıp kışlaya gitti, polislere kendilerini tanıttı. Kahraman albaylar, polis ekipleriyle birlikte darbecileri etkisiz hale getirmek için karşı harekât başlattı. Darbeciler, teslim olmaları çağrısına ateşle karşılık verdi. Hain kurşunların hedefi olan Albay Ertürk şehit oldu, Ala ise ağır yaralandı. Geçirdiği ameliyatların ardından hayata geri dönen Ala, daha sonra tuğgeneralliğe terfi etti.
HERKESİ AĞLATTI
Davut Ala 19 Şubat 2018'de tuğgeneral rütbesindeyken mahkemede kanlı geceyi şöyle anlattı: "Bu insanlara 'teslim olun' diye üç kez bağırdım. Onlar ateşle karşılık verdi. İlk mermiyi bana attılar. Mermi cüzdanıma geldi. (Cüzdanını göstererek) İçindeki kartları kırıp çıktı. O an fark edemedim. İki, üç silah sesinden sonra Yaşar'ın düştüğünü gördüm. Onu çekmeye çalışırken, parmağıma kurşun geldi, sol parmağım koptu. Parmağımı avucumun içine aldım. Sol dizime iki mermi girdi. Sağ ayağıma, iki elime, kalbimin iki santim altına mermiler girdi.
Boş binaların kenarlarından mermiler geliyordu. Şehadet getirdim. O saate kadar hiç acı hissetmemiştim. Kelime-i şehadet getirince, hani 'ciğerim yandı' derler ya, işte aynen öyle, ciğerim yandı. Dedim ki 'Allah'ım burada öleceğim ama bari doğru düzgün öleyim, birkaç haini daha vurayım.' (Bu sözler sırasında gözleri doldu, salondaki müşteki gaziler ve şehit yakınları da gözyaşlarını tutamadı). Düştüm, kan kaybından bayılmışım. 10 gün komada kalmışım. 13 defa ameliyat geçirdim, halen daha ameliyat geçiriyorum."
EN SON HABERLER
- 1 İstanbul DEAŞ operasyonu: 13 gözaltı
- 2 İstanbul - İstanbul’da DEAŞ operasyonu: 13 gözaltı
- 3 Mahzen-48 operasyonunda organize suç örgütü çökertildi, 9 şüpheli yakalandı
- 4 Başkan Erdoğan 3 büyükelçiyi kabul edecek
- 5 Son dakika: Sosyal medya platformu X'ten Türkiye hamlesi
- 6 İşte Ankara Emniyeti’nde yaşanan kumpasın detayları: 84 sayfalık rapora SABAH ulaştı
- 7 Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz: Haberin internet ortamında kullanımı için izin zorunluluğu getirilmeli!
- 8 Hesaplaşma cinayetlerinin kilit ismiydi… Uyuşturucu baronlarının köstebeği İran’da yakalandı
- 9 AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Netanyahu savaş suçlusu
- 10 Dijital Telif Yasası için önemli açıklama: Google masaya oturacak!