Pazartesi 20.11.2023 21:16
Son Güncelleme: Pazartesi 20.11.2023 22:44

SON DAKİKA | Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'dan AB açıklaması: Avrupa karar vermek zorunda...

Son dakika haberi... Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, TBMM’de bakanlığının bütçesi görüşülürken yaptığı açıklamada, HEDEP’li milletvekillerinin devleti Kürt düşmanlığı yaptığı bir gibi bir algı oluşturduklarını belirterek, “Biz bunu reddediyoruz. PKK düşmanıyız, zevkten düşman değiliz” dedi.

SON DAKİKA | Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan AB açıklaması: Avrupa karar vermek zorunda...
ABONE OL

Son dakika haberi: Dışişleri Bakanı Hakan Fidan TBMM'de Dışişleri Bakanlığı'nın bütçesi görüşülürken milletvekillerinin sorularını cevapladı.

Bakan Fidan'ın verdiği cevaplardan öne çıkan bölümler şöyle:

Sınır ötesi harekatı konusunda kategorik olarak devletimiz Kürt düşmanlığı yapıyor gibi bir algı oluşturuyorlar. Biz bunu reddediyoruz. Bu anlatılardaki Kürt kelimesini çıkartıp PKK koymak gerekiyor. Kategorik olarak PKK'nın düşmanıyız. Bu da zevk olarak geliştirdiğimiz bir düşmanlık değil. Bize düşmanlık edildiği, silah çekildiği için düşmanız. Türkiye'ye silahla gelmiş bir düşman var, PKK.Biz de ona düşmanlık yapmakta haklıyız. Neden Türkiye'yi kategorik olarak Kürt düşmanı gibi gösterme gayreti var? Bu dil yanlış bir dil, haksız bir dil. Temel değerlerden, haktan hukuktan bahsediliyorsa bu dilden çıkmak lazım. Bu dili kabul etmiyorum. PKK Türkiye'ye silah çekmeye devam ettiği sürece mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Sadece PKK değil, kim oluşa olsun bize silah çekenle biz mücadele ederiz.Bu devlet olmanın, bağımsız olmanın var olmaz bir şartı.

SİYASALLAŞAN DAVAYA CEVAP SİYASİ OLUR

Avrupa İnsan hakları mahkemesi ile ilgili konular var.Bizim ilettiğimiz mesaj, Türkiye üye ülkeler arasında Avrupa insan hakları mahkemesi kararlarını uygulamada yüzdesi en yükse ülkelerden biri.Yaklaşık yüzde 90 civarı. Belli simgesel davalar var, orada da mesajımız şu oldu: Bu davalar daha mahkemeye gelmeden Avrupa başkentlerinde siyasallaştırılmış, hukuki ve teknik bir dava olmaktan çıkıp, siyasetin tarafı olmaya gitmiş bir dava. AİHM'e gitmeden önce bir mesele Berlin sokaklarında gösteri ile başlıyorsa, parlamentodaki milletvekilleri organize edilip Türkiye'ye siyasi baskı olarak getiriliyorsa, bu problem oluyor. Siyasallaşan davaya verilecek cevap da siyasi olur. Bize ilkeyle gelin, prensiple gelin. Siyasallaştırmayın, siyasallaştırılınca Türkiye'deki iç siyasal rekabetin parçası oluyorsunuz. Siyasallaştırılmış 1-2 mesele var. Onun dışında bir problem yok.

AVRUPA BİRLİĞİ ÜYELİĞİ

AB konusunda Cumhurbaşkanımız ile aynı fikirdeyiz. Şu tespit siyesi değil Reel bir tespit: AB üyeliği talebimizde bir değişiklik yok. Ama bizim AB üyesi yapılıp yapılmayacağımız meselesi teknik konu değil, kriterlere bağlı bir konu değil. Bu AB'nin çekirdek ülkelerinin stratejik olarak karar vereceği bir konu.(Joseph) Borrel ve Charles Michel gibi kritik dışişleri bakanlarıyla tartıştığım konu yıllardır. Avrupa şuna karar vermek zorunda, "Türkiye ölçeğinde Müslüman ülkeyle ben yeni bir üyelik kurmak istiyor muyum? AB uluslar üstü bir yapı kurmayı başardı ama medeniyetler üstü bir yapı olamadı. Onun için de bir yere gidemiyor. Geçen ay Berlin'de katıldığımız toplantıda son 15 yıldır dondurulmuş AB bakış açısının Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan sonra tekrar değişmeye başladığını gördük. Ondan önce dondurulmuş bir fotoğraf vardı.

KARAR VERMELERİ GEREK

Avrupa ülkeleri kendi tabanını güçlendirmek için başka milliyeti ve kültürü kötülemek zorunda ki oy kazansın. İktidarı buradan ürettiğiniz zaman dış politikaya yansıyor.Sarkozy Fransa başına gelene kadar ilişkiler fevkalede iyiydi. Sonra AB bir kimlik politikası tercih etti. Bu bizimle alakalı bir konu değil. Temel problem, felsefi olarak bir karar vermeleri gerekiyor. Biz ne olacağız bundan sonra? Böyle mi kalacağız? Başka bir yapıya mı evrileceğiz?

ARAÇ OLARAK KULLANIYORLAR

Gümrük Birliği güncellemesi, vize meselesi. Bu konularda ciddi çalışmalarımız var. AB'nin ABD ile birlikte gerek bölgemizde gerek başka yerlerde izlediği jeostratejik politikalar zaman zaman bizim kafa kafaya gelmemize sebep olan konular. Avrupa devletlerinin bazı konuları araç olarak kullandığını görüyorsunuz. Kıbrıs konusu Gümrük Birliği'nde karşınıza çıkıyor. Suriye'de bir şey yapmışsınız, vize meselesinde karşınızda çıkıyor.Ege'de bir konu var silah satışında karşınıza çıkıyor. AB ile ilişkilerin ilerletilmesi için siz hareket alanınızda hiçbir şeye dokunmayacaksınız, onları rahatsız edecek bir şey yapmayacaksınız, onlar sizden memnun olunca bir şey verecekler.Bunu balkandaki ülkelere yapabilirler ama Türkiye öyle bir ülke değil. Türkiye'nin tarihi, bağımsızlığı, stratejik derinliği, kültürü bunu reddeder. Gümrük Birliği ve vize konusunda ciddi görüşmelerimiz var. Vize sorunlarının farkındayız, çalışmalarımız devam ediyor.

RİYAD ZİRVESİ

Türkiye olarak hareket tarzımız kolektif olarak aktörleri harekete geçirme. Bunda geçmişe nazaran daha başarılı olduğumuzu, belli bir baskı unsuru oluşmaya başladığını görüyoruz. İİT temas grubu kuruldu, faaliyetlerine başladı. Türkiye de aralarında. İsrail zulmünün son bulması ve iki devletli çözümün hayata geçmesi için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz.

SURİYE

Yapıcı bir rol oynamaya çalışıyoruz. 6-7 yıldır muhalefetle rejim arasında bir çatışma yok. Biz bu çatışmayı körükleyen taraf değiliz. Siyasal bir çözüm için beklentimiz var. Her türlü fırsatı değerlendirmeye çalışıyoruz. Ama rejimin kendi muhalefetiyle uzlaşmaya yönelik çok ciddi adımlar attığını da görmüyoruz. İnsanlar gönüllü dönmediği sürece zorla gönderme politikamız yok.

BÖLGESEL İSTİKRARA ÖNEM VERİYORUZ

Göç üreten yerlerdeki sorunlara bakalım diyoruz. Buradan göç neden çıkıyor, biz ne yapabiliriz, buradan soruyu soralım. Bu yönde sahici bir bakış açısı yok(Avrupa'da) Çünkü yük getiriyor. Küresel göç sorunu var, küresel mücadele ortaya koymalıyız. Sadece Türkiye değil müreffeh tüm ülkeler etkileniyor. Biz bölgesel istikrara, bölgesel kalkınma projelerine politika olarak önem veriyoruz.

KIBRIS'TA MÜLK EDİNME

2000 yılından bu yana 200 küsür emlak alım başvurusu İsrail vatandaşları tarafından yapılmış. Toplam emlak başvurusu 15 bin. Son 5 yılda İran birinci sırada. Üçüncü ülke vatandaşlarına mal satışı Bakanlar Kurulu onayına tabi. Biz KKTC'yi egemen bir devlet olarak tanıdığımız için yetkililer nezdinde endişelerimizi gündeme getiriyoruz.

DİNLEMEK İSTERSENİZ
Çok çarpıcı açıklamalar ve daha fazlası için şimdi tıkla!
Müzik dünyasının sempatik şarkıcısı Lily Allen!