Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Amerikan askerlerinin Suriye'deki varlığının devam etmesinin, ABD Başkanı Donald Trump'ın öncelikleri arasında olmadığını belirterek, "Amerika ordusunu çekerse bu, onlar için daha az maliyetli olacaktır" dedi. Fidan, Avrupa'yla vize serbestisine geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'nin artan talebine mevcut vize mekanizmasıyla cevap verilmesi mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu. Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle iftar programında bir araya gelen Fidan, şu mesajları verdi:
ERDOĞAN-TRUMP GÖRÜŞMESİ: Olumlu bir telefon görüşmesi gerçekleşti. Cumhurbaşkanımız, Trump'ın saygı duyduğu liderlerden. Telefon görüşmesinde bunu açıkça ortaya koydu. Cumhurbaşkanımız, Türkiye'nin terörle mücadeledeki beklentileri ile savunma sanayii iş birliğindeki kısıtlamaların kaldırılmasının önemini vurguladı. Ukrayna'daki barışın önemini tekrar etti. Trump'ın yaklaşımı da pozitif oldu. Cumhurbaşkanımızla iki ülke arasındaki sorunları çözmek istiyor. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanımız ABD ziyaretine olumlu yaklaşıyor. Ancak net bir tarih telaffuzunda bulunmadık.
CAATSA YAPTIRIMLARI: Biden yönetimi ile CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasına ilişkin kapsamlı görüşmeler yaptık. Yeni yönetim ile de bu konuları detaylı bir şekilde ele alacağız. Yaptırımların kaldırılması hususunda Amerikalıların bir istisna yapma yetkisi var mı? İç hukuk sistemleri bu yönde bir karar alabilecek mi? Ayrıntılı bir şekilde görüşeceğiz.
SURİYE'DEKİ TERÖR VARLIĞI: Son Suriye ziyaretimizde en önemli başlık, YPG meselesiydi. YPG, PKK'nın bir mütemmim cüzü. Yeni yönetimin, SDG'yle yaptığı anlaşma bağlamında örgütün niyetleri, kabiliyetleri, enerji kaynaklarının kontrolü gibi konularda bakış açımızı aktardık. Terörle mücadele tecrübemiz ve PKK'ya dair bilgilerimizle endişe konusu hususların altını çizdik. Suriye yönetiminin bizimle aynı perspektifi paylaştığını gördük.
ANKARA'NIN ÖNCELİKLERİ: Örgütün anlaşma çerçevesinde nasıl adım atacağını ve takvimin ne olacağını Şam'da ele aldık. Örgütün askeri kabiliyetinin yok edilmesi bizim için önemli. Mevcut unsurların kendini feshetmesi, merkezi hükümetin kontrolüne girmesi de önemli bir şart. Silah, füze üretimi, hava savunma sistemi gibi kritik yeteneklere sahip olmaları da kabul edilemez. YPG'ye dışarıdan gelip katılanlara asla yer yok. YPG'nin bütün varlığını ve otoritesini merkezi hükumete devretmesi yönündeki adımlar somutlaştıkça, Suriye içerisindeki birlik ve bütünlük sağlanacak. Türkiye olarak önümüzdeki kısa dönemi çok yakından takip edeceğiz.
ABD'NİN SURİYE'DEN ÇEKİLMESİ: ABD askerlerinin Suriye'deki varlığının devam etmesinin, Başkan Trump'ın öncelikleri arasında olmadığını görüyoruz. Amerikan ordusunun Suriye'de tutmanın bir maliyeti var. Trump'ın ikna olması gerek. Amerika ordusunu çekerse, bu, onlar için daha az maliyetli olacak. PKK ise Suriye'deki varlığını DEAŞ cezaevleri üzerinden meşrulaştırmaya çalışıyor. Bölge ülkelerinin DEAŞ'la mücadele etmesi gerekiyor ve bu yönde çabamız var. Ürdün, Irak, Lübnan ve Suriye ile Amman'da somut kararlar aldık.
DEAŞ'LA BÖLGESEL MÜCADELE: Bölge ülkeleri olarak meselelerimizi kendimiz çözmeliyiz. Ortak operasyon ve istihbarat amaçlı bir merkez kuracağız. Her ülke elindeki istihbarat bilgilerini paylaşarak, DEAŞ'tan kaynaklanan tehditleri bertaraf etme konusunda birlikte hareket edecek. Türkiye, Irak, Ürdün'ün belli bir askeri kabiliyeti var. Gerektiğinde DEAŞ'a karşı bu kabiliyetler devreye girecek. Operasyon yapılacak. Bilgi paylaşılacak.
EL-HOL KAMPI: El-Hol kampı meselesi çözüme en yakın konulardan biri. Kadın ve çocuklardan oluşan 40 bin civarında bir nüfus var. Iraklılar da Suriyeliler de vatandaşlarını alabilirler. Cezaevi konusunun başka bir formülle çözülmesi gerek. Onlar cezaevinde kalmalı.
AB İLE VİZE MUAFİYETİ: AB ülkelerinden vize sorunuyla ilgili izah istediğimizde, 'En fazla vizeyi Türkiye'ye veriyoruz' diyorlar. Türkiye'den turist vizesi başvurusunda ciddi bir artış var. Esasen Avrupa'yla vize serbestisine geçmemiz gerek. O zaman vizeyle ilgili sorunlar da ortadan kalkar. Vize rejimi devam ettiği sürece, Türkiye'nin artan talebine vize mevcut mekanizmasıyla cevap verilmesi mümkün değil.
İSRAİL'İN GAZZE'YE SALDIRILARI: (Netanyahu)500 insanı şehit ederek ateşkesi resmen bozdu ve bombalamaya devam edecek gözüküyor. Kahire'de, pazar günü İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında kabul edilen Gazze planının hayata geçirilmesi için atılabilecek adımları ele alacağız. Soykırımı durdurmak için elimizden geleni yapacağız. Filistin meselesi daha büyük kırılmaları beraberinde getirecek. (İsrail) Kısa vadede başarı elde ediyor gözükebilirler ama başka türden risklerin kapısı açılıyor.
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI: Trump ve Putin'in görüşmesinden ateşkes konusunda tam bir netice çıkmadı. Sürecin başlamasını ve ilerlemesini sağlayacak bazı adımlar sunuldu. Enerji alanları hedef alınmasın, gemilerin seyrüsefer güvenliği sağlansın, esir takası yapılsın gibi fikirler kabul edildi. Tam ateşkes için çalışmalar sürüyor. Önemli olan iki tarafın mutabık kalacağı bir anlaşma. Bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Taraflar ileriki bir aşamada bir barış gücü oluşturulmasında mutabık kalırlarsa katkı sunabiliriz.
CENEVRE'DEKİ KIBRIS TOPLANTISI: Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri (Guterres) takdir ettiğimiz, nitelikli bir lider. Kıbrıs meselesiyle ilgili gayriresmi toplantı teklifini, yapıcı tutumumuzu göstermek adına Cumhurbaşkanımız kabul etti. Adada iki toplumun kendi başına, kendi kurumlarıyla ayrı ayrı yaşıyor olması gibi bir gerçeklik var. Bunlardan birinin devlet olarak tanınıp her türlü imkana erişmesi, diğerinin tanınmaması Ada'daki adaletsizliğin temel sebebi. Bu adaletsizlik mutlaka giderilmeli. Geçmişte BM çözüm taslaklarına tamam dedik ama Rumlar buna yanaşmadı. Bugün sahada başka bir durum var. Bu, siyasi çözüm arayışlarına yansımak zorunda.
AVRUPA GÜVENLİK MİMARİSİ: Avrupalılar, Amerika'nın yüzde yüz güvenlik şemsiyesine bağımlı olmak istemiyor. İlk defa kendini bu kadar yakın ve yakıcı hissettiriyor. Gerçekçi adım atmaya yöneliyorlar. İdeal olan, Avrupa Birliği üyesi olup bu konuları daha bütüncül bir şekilde yönetmek. Ama Avrupa Birliği'nin çekinceleri yerinde duruyor. Türkiye'yle ilişkileri ileri taşıma konusunda durdukları bir yer var. Bazı ülkeler bu konuyu engellemeye çalışabilir. Avrupa'nın güvenliği diğer ülkeler için ne kadar ciddi, göreceğiz.