Özbekistan'ın başkenti Taşkent'te Parlamentolar Arası Birlik (PAB) 150. Genel Kurulu başladı. Özbekistan Parlamentosunun üst kanadı Senatonun Başkanı Tanzila Narbayeva'nın ev sahipliğinde Uluslararası Kongre Merkezi'nde düzenlenen etkinliğe aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 190 üye ve 15 gözlemci ülke ile 25'ten fazla uluslararası ve parlamentolar arası kuruluştan 2 bine yakın delege katılıyor. "Toplumsal Kalkınma ve Adalet için Parlamenter Eylem" temasıyla düzenlenen PAB 150. Genel Kurulunda Türkiye'yi TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş temsil ediyor. Toplantının, küresel düzenin büyük sınamalarla karşı karşıya olduğu bir dönemde gerçekleştiğini ifade eden Kurtulmuş, küresel politik ve ekonomik krizlerin, jeopolitik gerilimlerin ve muhtemel çatışmaların ortasında, parlamenterler olarak temel bir sorumluluk taşıdıklarına dikkati çekti.
DİJİTAL TEHLİKELERE VURGU YAPTI
Bugün dünya genelinde gelir dağılımı adaletsizliğinin derinleştiğine işaret eden Kurtulmuş, küresel servetin büyük bir bölümü küçük bir azınlığın elinde toplanırken, milyonlarca insanın en temel ihtiyaçlarına bile ulaşamadığını söyledi. TBMM Başkanı Kurtulmuş, kamuoyunun, medya tekelleri ve dijital platformlar üzerinden şekillendirildiğini; algoritmaların, toplumların düşünce dünyasını yönlendiren görünmez eller haline dönüştüğünü ifade etti. "Parlamentolar sadece iç politik meselelerle uğraşmaz." diyen Kurtulmuş, uluslararası dünyada siyasetin, diplomatik gerilimlerin ve küresel güç mücadelelerinin gölgesinde şekillendiğini söyledi.
DİPLOMASİNİN ÖNEMİNE DİKKAT ÇEKTİ
Kurtulmuş, savaşların ve çatışmaların ötesinde barışı, diyaloğu ve işbirliğini esas alan bir perspektif geliştirmenin, parlamentoların görevi olduğunu vurgulayarak, "Bu çerçevede halklar arasındaki yakınlaşma ve anlayış birliğinin sağlanması için parlamenter diplomasiye de özel bir önem verilmesi gerekmektedir." dedi.
TARİHİN EN KANLI SOYKIRIMI
HERKESİN gözünün içine bakarak haykıran bir gerçeği oradan paylaşmanın insanlık vicdanı adına bir vazifesi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Gazze'de 1,5 yıldır devam eden, 50 bini aşkın masum insanın acımasızca öldürüldüğü, insanlık tarihinin gördüğü en büyük soykırımlarından birine şahit oluyoruz. Ama ne yazık ki dünya sisteminin hiçbir kurumu bu katliamı, soykırımı, insanlık suçunu engellemek için hiçbir şey yapmıyor ya da yapamıyor. Ortaya konulan sesler ise maalesef çoğu zaman cılız ve masum Filistin halkının hakkını aramaktan aciz kalıyor. Sadece Filistin'deki gelişmeler bile, diğer bütün küresel felaket ve çatışmaları bir tarafa bıraksak, yeni bir sisteme ihtiyaç olduğunu, yeni bir küresel siyasal ve ekonomik mimariye ihtiyaç olduğunu ayan beyan ortaya koyuyor." dedi.