Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yaklaşık 3.5 saat süren kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Suriye'deki gelişmeler başta olmak üzere gündemdeki konularla ilgili önemli mesajlar verdi. Başkan Erdoğan konuşmasında özetle şu konulara değindi:
Eğilmeden, bükülmeden, zorbalıklar karşısında asla geri adım atmadan, milletimizin hakkını ve hukukunu en güçlü biçimde savunuyoruz. Düzenlenen dördüncü Antalya Diplomasi Forumu, Türk dış politikasının gücünü görmemiz açısından yeni bir fırsat teşkil etti. Foruma toplam 155 ülkeden 6 bini aşkın katılımcı iştirak etti. Pek çok konu yetkin isimler tarafından ele alındı. Gazze ve Suriye'ye dair oturumlar ülkemizin zulüm karşısındaki vicdanlı duruşunun sergilenmesi noktasında fevkalade önemliydi. Aylar süren titiz bir hazırlık ve emek neticesinde bizlere bu gururu yaşatan Dışişleri Bakanlığımız ve Forum'a destek veren tüm kuruluşlarımızı bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. Yeni krizlerin başgösterdiği bir dönemde, Türkiye olarak adaleti, barışı ve diplomasiyi öncelemeye devam edeceğiz.
BATI'YA YALVARIYORLAR
Ortadoğu'daki her gelişme, her kriz ve her sorun doğrudan doğruya ülkemizi, milletimizi, ekonomimizi, güvenliğimizi ilgilendirmektedir. Girişimci proaktif ve cesur bir anlayışla hadiseleri okumak, politikalarımızı da buna göre güncellemek mecburiyetindeyiz. Türkiye olarak bu mücadelede güçlü kurumlara sahibiz. Türkiye'nin sert güç ve yumuşak güç unsurları daha önce hiç olmadığı kadar dış politikamızda etkin rol oynuyor. Sabırla, soğukkanlılıkla ve stratejik akılla, mücehhez bir bakış açısıyla dış politikadaki hedeflerimizi gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz. Muhalefet yolsuzluk soruşturmalarının üstünü örtmek için Batı'ya ve Batılı medya kuruluşlarına yalvarırken biz Türkiye'nin itibarını küresel ölçekte artırmaya çalışıyoruz. Mandacılık hastalığından kendini kurtaramayan ana muhalefetin bizim bu ufkumuzu, vizyonumuzu, diklenmeden dik duruşumuzu anlaması mümkün değil. Onlar bırakın dünyayı okumayı burunlarının dibini görmekten acizler. Ülkemizde 23 yılda nasıl büyük bir değişim yaşandığını kavrayacak donanıma, bilgiye ve kavrayışa sahip değiller. Muhalefet görmese de geçeği herkes görüyor, Türkiye çok kutuplu dünyada bir kutup başı olarak ağırlığını daha fazla hissettiriyor. Yeniden şekillenen küresel sistemde Türkiye hak ettiği yeri bu sefer mutlaka alacak.
TÜRKİYE TEST EDİLECEK ÜLKE DEĞİL
Türkiye her halükârda sulh-u sükun tarafındadır. Her komşusunun, dostunun, her kardeşinin kendinden emin olduğu bir ülkedir. Aynı zamanda Türkiye sınırları zorlanacak, dostluğu ya da düşmanlığı test edilecek bir ülke değildir. İstiklal ve istikbalimiz uğrunda gerekirse baş veririz ama asla zalime baş eğmeyiz. Kimse hatalı hesap yapmamalı, kışkırtmalar karşısındaki serinkanlı tavrımızı zafiyet olarak algılamamalıdır. Suriye konusunda kimi aktörler Türkiye'nin sabır taşının direncini sınamak yerine dostluğunun kıymetini bilmeli, politikalarını ayarlamalı, örgüt gibi değil devlet gibi hareket etmeli.
SURİYE'DE GERİYE DÖNÜŞ YOK
Suriye'nin kalıcı huzura ve istikrara kavuşmasına kim engel olursa, karşısında Suriye hükümetiyle birlikte bizi de bulacaktır. Terör koridoruyla Suriye'nin parçalanmasına nasıl müsaade etmediysek başka koridorlarla bu ülkenin bölünmesine de aynı şekilde izin vermeyiz. Suriye'de 8 Aralık öncesine geri dönüş diye bir ihtimal ortadan kalkmıştır. Suriye toparlandıkça, istikrar ve huzura kavuştukça kazananı bölgedeki tüm halklar olacak. Gazze'de kardeşlerimizin özyurtlarında özgür, huzurlu ve güvenli yaşaması için gereken desteği vermeye devam edeceğiz.
Trafik güvenliğini tehdit eden, ihlallerin başında kanunsuz çakar kullanımı geliyor. Cezaların artmasıyla illegal çakar kullanım oranı yüzde 80 oranında düştü. Bunu sıfırlayana kadar denetimleri sürdüreceğiz.
ÜRETİCİNİN YANINDAYIZ
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine giderek daha çok maruz kalıyoruz. Hava sıcaklığında ani düşüş sebebiyle ülkemizin belli bölgelerinde don, dolu, kar yağışıyla karşı karşıya kaldık. Tarım ve Orman Bakanlığı süreci yakından takip etti. Ülkenin başına gelen her felaketi fırsata dönüştürmek isteyen habis zihniyet burada da boş durmadı. Hasar tespit çalışmaları tamamlanmadan millete korku salma adına her türlü manipülasyona başvurdular. Gıda arz güvenliğimizin tehlikede olduğundan tutun, yurtdışına bağımlı olacağımıza kadar bir sürü tezviratı ortalığa boca ettiler. Başta hububat, baklagiller ve yağlı tohumlar olmak üzere stratejik öneme sahip ürünlerde yurtiçi gıda arzını olumsuz etkileyecek bir risk yok.
HASAR TESPİT ÇALIŞMALARINA BAŞLANDI
Belli bölgelerde bazı meyve çeşitlerinde sıkıntı söz konusu. Kayısı, üzüm, elma, şeftali, nektarin gibi meyve gruplarında farklı derecelerde hasar meydana geldi. Üretimin devamlılığı ve arz güvenliğini sağlamak üzere Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli adımları atıyor. Bu olay bizlere TARSİM'in önemini hatırlattı. Don, sel ve kuraklıktan etkilenmemek için prim bedelinin yüzde 70'e kadarının devletçe ödendiği tarım sigortasının yaptırılması ve çiftçi kayıt sistemine kaydolunması önem taşıyor. TARSİM uygulamasının başladığı 2006'dan bugüne üreticilerimize 38 buçuk milyar lira prim desteği, 33 buçuk milyar lira hasar tazminatı ödedik. Çiftçi kayıt sistemine kayıtlı ve zirai don sigortası olmayan çiftçilerin üretim harcamalarının, hasar oranına göre karşılanması için bakanlığımız çalışmalara başladı. Hükümetimiz tüm imkânlarıyla bu zor günlerinde çiftçilerimizin, üreticilerimizin yanında.
25 BİN YENİ ÖĞRETMEN MÜJDESİ
Başkan Erdoğan, eğitim ailesine yönelik bir müjdesini de açıkladı. "10 bini Milli Eğitim Akademisi'ne olmak üzere toplam 25 bin yeni öğretmen ataması sürecini başlattığımızın müjdesini gençlerimizle paylaşmak istiyorum" diyen Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı'nın atama takvimi ve diğer detaylarla ilgili kapsamlı bilgilendirmeyi önümüzdeki dönemde yapacağını söyledi. Öte yandan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Erdoğan'ın açıklamasına ilişkin sosyal medya paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Eğitim ailemize güç katacak bu müjdenin ülkemize hayırlı olmasını diliyor, Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum."