Başkan Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da düzenlenen Türk Kızılay Genel Kurulu'nda konuştu:
2005'te ülkemizin kan ihtiyacının sadece yüzde 19'unu karşılayabilen Kızılay'ın bugün toplam talebin yüzde 97'sini temin etmesi önemlidir. 2024'te yurtiçinde 33 milyon kişiye, yurtdışında ise 14 milyondan fazla insana ulaşan Kızılay'ımız vazifesini layıkıyla ifa ediyor. Ne zaman gözler Hilal-i Ahmer'i arasa Türk Kızılay tüm imkânlarıyla orada oldu. Kızılay milletin canıyla, kanıyla, dişi ve tırnağıyla inşa ettiği, istiklal ve istikbal yolunun kilit taşlarından biri oldu. Kızılay her zorlukta tüm kapasitesiyle daima milletimizin yanında oldu. Milletimizin yardım ve dayanışma elini dünyanın dört bir yanına uzatan Kızılay camiamızdan Allah razı olsun.
BU MİLLİ BİR MESELEDİR
6 Şubat depremlerinin yaralarını hızla sardık. Deprem bölgesinde tamamlanan 201 bin konutun anahtarını hak sahibi vatandaşlara teslim ettik. Yıl sonuna kadar yapılacak 252 bin ilave konut ve işyeri ile bu sayıyı 453 bine yükselteceğiz. Şehirleri, eskisinden daha güçlü, daha modern ve depreme dirençli hale getirinceye kadar, mola vermeden, ihya ve inşa edeceğiz. Ülkemiz için hayat memat meselesi olan kentsel dönüşüm konusunda da kapsamlı hazırlıklar içindeyiz. 'Yarısı Bizden' kampanyasındaki güncel destek rakamlarını geçtiğimiz günlerde kamuoyumuzda paylaştık. Bu meselede artık kimsenin kaprisleriyle vakit kaybedemeyiz. Depremle mücadele milli bir meseledir.
İFTİRA ATANLAR ORTADA YOK
İdeolojik takıntılarını milletin can ve mal güvenliğinin önünde özellikle engel olarak koyanlarla uğraşacak vaktimiz de lüksümüz de yoktur. Ülkemizde sayıları az ama sesi çok çıkan bir kesim var. Bunlar mensubu oldukları milletle dahi tasada ve sevinçte birleşemiyorlar. Her konuyu siyasallaştırarak, her meseleyi istismar malzemesi yaparak maalesef ülkemize çok büyük kötülük yapıyorlar. Deprem gibi, depreme hazırlık gibi, afetlerde yardımlaşma ve dayanışma gibi konuların milli mesele olduğunu bir türlü kabullenemiyorlar. Hükümetimize, yardım kuruluşlarımıza iftira atanların hiçbiri şimdi ortalıkta yok. Afetzede kardeşlerimiz yakınlarını kaybetmenin acısıyla kıvranırken bizim 'deprem turisti' dediğimiz güruh hemen istismara başladı. Akla, vicdana ve ahlaka sığmayan ifadelerle devletimize ve kurumlarımıza saldırdılar. En sancılı günlerimizde ortalığı velveleye verenlerin, bedava ev vaat edenlerin, deprem üzerinden hükümetimize ve yardım kuruluşlarımıza iftira atanların hiçbiri şimdi ortalıkta yok.
İNSAN PLAZMASINDAN YERLİ İLAÇ ÜRETİMİ YAPACAĞIZ
Kızılay Genel Kurulu programının açılış konuşmasını gerçekleştiren Kızılay Genel Başkanı Fatma Meriç Yılmaz, 157'nci yaşına yaklaşan Kızılay'ın yurtdışından ithal ettiği kan torbalarını artık yerli ve milli olarak üretmek istediklerine değinerek, "İstanbul Silivri'de hızlıca yükselen bir kan torbası fabrikamız var. Türk Kızılay'ın bünyesinde oluşturduğumuz Bilim Kurulu'nun ve Sağlık Bakanlığımızın rehberliğiyle, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın teşvikiyle ve Cumhurbaşkanımızın kuvvetli iradesiyle artık insan plazmasından yerli ve stratejik ilaçların üretimine başlayacağız" dedi.
REKLAMLA PAZARLANAN İCRAATLARI BALON ÇIKTI
İstanbul'da 23 Nisan'da meydana gelen depremde Kızılay sahada ve halkın yanındaydı. "6 yıldır güya 'mega proje' diye ciddi reklam bütçeleriyle millete pazarlanan icraatların koca bir balon olduğu ortaya çıktı. Depremle sarsılan kardeşlerimiz 'Kim var?' diye etrafa baktıklarında yine Kızılay'ı, AFAD'ı görmüş, vakıflarımızı, gönüllü kuruluşlarımızı görmüş, çevre illerden yardıma gelen belediyelerimizi görmüştür. Kimin iş yaptığı, kimin sadece şov yaptığı bir kez daha anlaşıldı.
MİLLETİN KAYNAKLARINI KULLANMAK HASSASİYET İSTER
Kızılay'ın nasıl bir ruhla kurulup bugünlere geldiğini önce sizler unutmamalı, sonra da milletimize unutturmamalısınız. Şurası da çok ama çok önemlidir; milletin dişinden, tırnağından kısarak verdiği kaynakların kullanılmasında hassasiyet seviyesinin en üst düzeyde olması gerekir. Bu hem devlet hem belediye hem de yardım kuruluşlarımız için geçerlidir. Karşılıklı güven esasına göre yürütülen hayır hasenat faaliyetlerine hiçbir şüphe gölgesinin düşmesine izin veremeyiz. Buradaki her bir kardeşim, milletin emanetlerini namusu bilecek.
