Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'un Fethi'nin 572. yıl dönümü dolayısıyla Beykoz Millet Bahçesi'nde düzenlenen "Millet Bahçeleri Açılış Töreni"ne katıldı.
KALBİ TÜRKİYE'YLE ATANLAR SELAM OLSUN
Başkan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: Kıymetli misafirler, yarınlarımızın mimarı sevgili gençler, çok değerli kardeşlerim; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Her semti tarih kokan, her köşesinde ayrı bir güzellik barındıran bu muazzam şehirde sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Sizlerin şahsında, İstanbul'da yaşayan, bu şehrin havasını soluyan her bir vatandaşıma selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Batısından en doğusuna, en kuzeyinden en güneyine Türkiye'nin dört bir yanındaki kardeşlerimize buradan muhabbetlerimi iletiyorum. Dünyanın farklı yerlerinde, kalbi Türkiye'yle atan; milletimizle kaderdaşlık, duygudaşlık, gönüldaşlık yapan tüm dostlarımıza da saygılarımı yolluyorum. Gözlerinin pırıltısında güven ve huzur bulduğum sevgili gençlerimizi aynı şekilde sevgiyle selamlıyor, her birinin tek tek gözlerinden öpüyorum. Sahip çıktığınız için, fetih ruhunu yaşattığınız için her birinizi tebrik ediyorum.
KALBİMİZİ FERAHLIKLA KAPLAYAN ŞEHİR
Biliyorsunuz, dün Karabağ'daydık. Azerbaycan'ın 28 Mayıs Müstakillik Günü'nü Laçin'de büyük bir gururla kutladık. Cumhurbaşkanı İlham kardeşim ve Pakistan Başbakanı Şahbaz kardeşimle dayanışmamızı tüm dünyaya bir kez daha gösterdik. Şimdi de bir başka gurur günümüzü, tarihimizin altın sayfalarından birini yine büyük bir coşkuyla selamlıyoruz. Değerli kardeşlerim, şunu özellikle ve öncelikle ifade etmek istiyorum: İstanbul'a her gelişimizde yüreğimiz ayrı bir sevinçle katlanıyor. Bu şehre adımımızı atar atmaz inanın kalbimizi bir ferahlık kaplıyor. Bilhassa genç kardeşlerimle her buluşmamız bize yepyeni bir güç, taptaze bir enerji veriyor. Coşkunuz için, heyecanınız için, bu güzel tablo için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İstanbul zümrüt yeşiline büründü. Bu aziz şehir, tüm sokaklarıyla, tüm caddeleriyle yeni elbiselerini giydi. Bu güzel günde sizlerle bir aradayız. Birazdan yapımı tamamlanan millet bahçelerimizin açılışını canlı bağlantılarla hep birlikte gerçekleştireceğiz. Her biri titiz bir çalışmanın, yoğun bir gayretin ürünü olan dört yeni millet bahçemizi göz bebeğimiz İstanbul'umuza kazandırıyoruz: Beykoz, Arnavutköy, Kağıthane ve Sultangazi Millet Bahçeleri. İstanbul için, ülkemiz ve milletimiz için şimdiden hayırlı, uğurlu olsun.
GÖZ KAMAŞTIRAN BÜYÜK ZAFER
Çevre Bakanımız Murat Kurum kardeşim ve TOKİ ailemiz başta olmak üzere, proje aşamasından ihale ve yapım sürecine kadar bu yatırımların hayat bulmasında emeği olan her bir kardeşimi kutluyorum. Yüklenici firmalarımıza, alın teri döken işçilerimize, fikir ve emek veren mimar ve mühendislerimize ayrı ayrı şükranlarımı iletiyorum. Rabbim hepsinden razı olsun. Rabbim bizleri, İstanbul'la birlikte tüm Türkiye'ye aşkla hizmet yolundan ayırmasın diyorum. Değerli misafirler, sevgili gençler, Bugün aynı zamanda tarihimizin en muhteşem destanlarından biri olan İstanbul'un fethinin 572. yıl dönümünü idrak ediyoruz. 29 Mayıs 1453'te, taktik ve stratejik dehasıyla, muzaffer bir komutan; inanmış ve hedefe kilitlenmiş bir orduyla birlikte İstanbul'u fethetti. 3 gün süren kuşatma, henüz 21 yaşındaki Fatih'in liderliğinde göz kamaştıran büyük bir zaferle neticelendi. 53 gün boyunca nehabbetle temaşa edilen, halkın uyanık gördüğü rüya gibi yaşanan bu büyük fetih, beş yüz yılı aşkın süredir hafızalardaki yerini koruyor. Merhum Yahya Kemal, Üsküdar'dan fetih manzarasını beş asır sonra şu mısralarla ruhlarımıza nakşediyor: "Şimdi beş yüz sene geçti o büyük hatıradan, 53 gün süren bir rü'yâ görünmüş burada..." Çağ kapatıp çağ açarak bu zaferi milletimize hediye eden Fatih Sultan Mehmet Han ve ordusunu rahmetle, minnetle, şükranla yâd ediyorum. Fethin 572. seneyi devriyesi mübarek olsun. Allah, onu fetheden askerden ve onu fetheden komutandan razı olsun.
"AŞILMAZ" DENİLEN SURLAR AŞILDI
Bakınız sevgili gençler, İstanbul'un fethi, her şeyden önce bilginin, azmin ve inancın zaferidir. İstanbul, daha önce Osmanlı ordusu tarafından dört kez kuşatılmış fakat bir türlü alınamamıştır. Fatih, 19 yaşında tahta çıkar çıkmaz; yeni metotlar, yeni teknikler, yeni silahlar geliştirmek için hemen kolları sıvadı ve hummalı bir çalışmaya girişti. "Aşılmaz" denilen surları aşmak için yeni toplar döktürdü. Gülleleri yüzlerce kiloyu bulan bu toplar, önce Edirne'de denendi. Daha sonra İstanbul'a taşındı. Tüm bu faaliyetlerin her bir aşamasını bizzat takip etti. 6 Nisan'da başlayan kuşatmanın ilk ayında istenen netice alınamadı. Ancak son 23 günde elde edilen başarılar, dünya tarihine geçen bir zaferin taşlarını döşedi. Gemileri karadan yürüten Fatih, müjdelenmiş bir fethi, gayr-ı alışılmış yöntemlerle adım adım inşa etti. Şurası oldukça önemlidir: "Şâhi" adı verilen bu yeni toplar surları dövmeye başladığında, artık kuşatmanın seyri değişmişti. İlk gedik Topkapı'da açıldı. İlk sancak Topkapı surlarında yükseldi. 29 Mayıs'ın öğle saatlerine gelindiğinde artık İstanbul ve Ayasofya ebediyen bizimdi.
İSTANBUL BİR KUTUP YILDIZI GİBİ PARLADI
Sevgili gençler, değerli kardeşlerim; dünya, yeni bir devrin doğuşuna, yeni bir nizamın kuruluşuna 572 yıl önce işte böyle bir atmosferde şahitlik etti. İstanbul, hem medeniyetimize hem de bütün insanlığa o tarihten itibaren eşsiz katkılar sundu. Bilimde, kültürde, sanatta, mimaride; aklımıza gelebilecek her alanda İstanbul, gökteki bir kutup yıldızı gibi parladı. Nasıl ki 1048'de Hasankale Ovası'nda ekilen tohumlar, 1071'deki Malazgirt Zaferi'nde çiçek açtıysa, ardından hiç bitmeyecek bir gaza şuuruyla Marmara'da, Niğbolu'da milletimiz aslî hüviyetini nasıl kazandıysa, İstanbul'un fethi de millî kimliğimizin tüm dünyaya gür bir sesle ilanı olmuştur. Burada şunu da özellikle vurgulamak durumundayım: Fatih, sadece büyük bir komutan ve devlet adamı değil; aynı zamanda modern mühendisliğin öncüsü, parlak bir âlimdir. Fatih'in döktürdüğü "Şâhi" topları, dönemin savaş konseptini baştan sona değiştirmiş, tarihe geçmiştir.
BU RUHU UNUTMAYIN, SİZLER YAŞATACAKSINIZ
Ecdadın ruhunu şad edecek gençliğin, bu gençlik olduğuna yürekten inanıyorum. Merhum Nurettin Topçu hocamız ne diyordu? "Asırların icaplarına göre değişen şekil ve kalıplar ne olursa olsun, ebedi yaşayacak olan ruh; Fatihlerin, Yavuzların, Yıldırımların ruhudur." Evet genç kardeşlerim, işte bu cümlelerde anlatılan ruhu unutmayın; sizler yaşatacaksınız. Türkiye'yi asırlık hayalleriyle inşallah sizler buluşturacaksınız. Şanlı bayrağımızı, dünyanın dört bir köşesinde sizler dalgalandıracaksınız. Biz artık sizlerin zamanının misafiriyiz. Gün gelecek, ömrümüz boyunca şerefle taşıdığımız sancağı size gönül huzuruyla emanet edeceğiz. İnşallah siz de o sancağı namusunuz bilecek, sizden sonrakilere aynı şuurla teslim edeceksiniz. Her karışı şehit kanıyla yoğrulmuş bu cennet vatanı, gerektiğinde canınız pahasına sizler koruyacaksınız. Mazluma umut, zalime kâbus olan Türkiye Cumhuriyeti'ni; sizler yüceltecek, yükseltecek, Allah'ın izniyle güçlendireceksiniz. Tarihi şanlı zaferlerle dolu bu millet, size bakacak, sizden cesaret alacak. Gözü yaşlı, gönlü mahzun olanlar size bakacak, sizden umut devşirecek. Canımıza kastetmeye gelenler, sizde hayat bulacak.
KAPISI ÇALINAN ÜLKEYE DÖNÜŞTÜK
Ecdattan aldığımız bu birikimi, bu yenilik ruhunu bugün hamdolsun aynı şekilde yaşatıyor, gelecek kuşaklara aktarıyoruz. İHA'larımızla, SİHA'larımızla, insansız denizaltı araçlarımızla ve daha nice teknolojiyle bugünün savaş konseptini değiştirmeye devam ediyoruz. İşte az önce Karadeniz'e Osmangazi gemimizi uğurladık. Ve orada, inşallah denizin altında artık araştırmalar yapıp oralardan doğal gaz çıkaracağız. Ve bu çıkaracağımız doğal gazla vatanımızı çok daha rahatlatacağız. Yıllarca başkalarının kapısında bekletildiğimiz savunma sanayi alanında, artık kapısı çalınan ülke hâline geldik. Genç mühendislerimiz, Fatih'ten ve fetihten aldıkları bu ruh meşalesini tüm ihtişamıyla elden ele taşıyor, Her biri yepyeni destanlar yazıyor. Hatırlayın… Ne yazıyorlardı duvarlara? "Bu cihat, eller zulüm... 1453'te başladı" diyen o müflis zihinlerin aksine, Teknofest gençliği, şanlı ecdadın izinden giderek Türkiye'ye yeni ufuklar açıyor. Teknofest gençliği, milletimizi kardan daha aydınlık bir istikbale taşıyor.
MİLLETİMİZİN KIVANÇ KAYNAĞI
Büyük bir milletin, kahraman ecdadın, Fatih'in, Yavuz'un evlatları olarak; tüm insanlığa sizler örnek olacak, sizler yol göstereceksiniz. Türkiye Yüzyılı'nı inşallah sizler inşa edeceksiniz. Ne diyordu Arif Nihat Asya: "Delikanlım, işaret aldığım gün atandan yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan. Sen ki bu bayrağa bayrak olacak kumaştasın, Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın." İnşallah sizler de bilimde, kültürde, sanatta, ilimde ve daha nice alanda başarılarınızla her biriniz milletimizin kıvanç kaynağı olacaksınız. Ben sizlere güveniyorum. Teknofest gençliğine inanıyorum. Varlıklarıyla, ufuklarıyla, çalışmalarıyla ülkemize değer katan her bir gencimize, şahsım ve milletim adına tek tek teşekkür ediyorum. Değerli misafirler, bugün Beykoz Millet Bahçemizle birlikte, toplam büyüklüğü 428 bin 100 metrekare olan 4 yeni millet bahçemizi daha hizmete açıyoruz. İstanbullu vatandaşlarımızın rahatça nefes alacağı, çok geniş bir yeşil alanı şehrimize kazandırıyoruz. "Laf ola beri gele" değil; inşallah "millete hizmet ola"…
35 MİLYON METREKARELİK YEŞİL ALAN
Ülkemizin dört bir yanında, 35 milyon metrekare yeşil alana sahip 292 millet bahçemizi tamamladık. Sadece İstanbul'da, 5 milyon 579 bin metrekarelik alanı kapsayan 34 millet bahçemizi kullanıma açtık. 20 millet bahçemizin de yapımı tüm hızıyla sürüyor. Millet bahçelerimizi, afet zamanlarında toplanma alanı olacak şekilde tasarladık. 6.2 büyüklüğündeki son İstanbul depreminde bunun ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Millet bahçelerimiz; yemyeşil çimenleriyle, yürüyüş yollarıyla, açık hava tiyatrolarıyla, millet kıraathaneleri ve kültür-sanat tesisleriyle şehrimizin çehresini değiştiriyor. Bunun dışında da çok sayıda başarılı projeyi hayata geçiriyoruz. Sıfır Atık Projemiz, küresel bir harekete dönüştü. Depozito Yönetim Sistemimizi de devreye alıyoruz. Pilot uygulamasını Sakarya'mızda başlattık. İnşallah 2026 yılı başında, 81 ilimizde uygulamaya alacağız. Böylelikle geri dönüşümü teşvik ederek hem çevremize hem de ekonomimize aynı anda büyük katkılar sağlayacağız. Sizlerden de bu çalışmalara güçlü bir destek vermenizi bekliyorum. Değerli kardeşlerim, sevgili İstanbullular, şunu bugün bir kere daha ifade etmek isterim ki: Tabiat, bize Rabbimizin emanetidir. Bu emaneti gözümüz gibi koruyup, güzelleştirerek gelecek nesillere teslim etmekle mükellefiz. Önce vicdanlarımıza, ardından geleceğe ve gelecek kuşaklara karşı bu noktada hepimiz büyük bir sorumluluk taşıyoruz. Doğadaki her canlıyı bu hikmetle seviyoruz. Yeşili, çevreyi, tabiatı yine bu inançla seviyoruz. Ancak çevreyi korumak için attığımız her adımı eleştirenlere baktığımızda, çok farklı bir durumla karşılaşıyoruz.
MUHALEFETİN SEVDİĞİ TEK YEŞİL, DOLAR YEŞİLİ
Son yolsuzluk soruşturmasında bir kez daha gördük ki, muhalefetin en çok sevdiği "yeşil", Benjamin Franklin... Mavide de en çok Avro mavisini tercih ediyorlar. Ne diyelim? Umarız onlar da sahte ve sanal güzelliklerin peşinden koşmak yerine, gerçek güzelliklerle tanışırlar. Boğaz'ın mavisini, Beykoz'un yeşilini, İstanbul'un erguvanını… Yani bu şehrin hakiki güzelliklerini sevmeyi onlar da öğrenir. Ne olursa olsun, biz "Benim kudretimin ulaştığı yerlere onların hayalleri bile ulaşamaz" diyen Fatih'in izinden, cihana yön veren Yavuz'un yolundan yürümeye devam edeceğiz. 81 ilin tamamı için çalışmaya, üretmeye; eser ve hizmet siyasetimizle gönüllere girmeye devam edeceğiz. Rabbim hepimizin yar ve yardımcısı olsun. Bu düşüncelerle; Beykoz, Arnavutköy, Kağıthane ve Sultangazi Cebeci Millet Bahçelerimizin bir kez daha hayırlı olmasını diliyor, emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sizleri bir kez daha sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun. Allah'a emanet olun. Kalın sağlıcakla.
7'DEN 70'E HERKES BEYKOZ'A KOŞTU
Yoğun katılımla gerçekleşen tarihi törende, vatandaşlar 7'den 70'e alanı hınca hınç doldurdu. Program, İstiklal Marşı'nın okunması ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından sahne alan halk oyunları ekipleri ve Mehter Takımı, izleyicilere görsel ve işitsel bir şölen sundu. Tarihi fetih ruhunu yaşatan gösteriler, alanda coşkulu anlara sahne oldu. Programda; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Valisi Davut Gül ve TOKİ Başkanı Mustafa Levent Sungur da birer konuşma yaptı.