Osman BEKAR: Gençlik, spor ve tüik

Tüik, ülkemizdeki çocuk nüfusla ilgili verileri geçtiğimiz günlerde kamuoyu ile paylaştı. Buradan yapılan istatistiki bilgileri yeniden vererek satır doldurmaya çalışmayacağım.
Verileri merak edenler internetten bunlara ulaşabilir.
Bu tip konulara spor penceresinden baktığım için verileri yine öyle değerlendireceğim.
Araştırmanın başlıklarında maalesef yine spor yoktu. Kadın başına düşen çocuk sayısından tutun da çalışan çocuk sayısına varıncaya kadar birçok alt başlıkta istatistik tutulmuş.
Ancak araştırmada ülkede spor yapan çocuk sayısı gibi bir alt başlık maalesef yer almamış.
Veriler hala genç bir nüfusa sahip olduğumuzu göstermesinin yanı sıra ülke olarak spora ne kadar önem verdiğimizi bir kez daha gözler önüne serdi. Zaten spora verdiğimiz değer ile spordan beklentilerimiz arasında ters yönlü bir ivme vardır oldum olası.
Beklentiler her zaman maksimum, ama yatırım ise minimumdur. Beklenti hep; az imkanla, çok başarıdır. Böylesine genç bir nüfusu yıllardır spora yönlendirememişiz. Sadece bir gün sporcunun; zeki, çevik ve ahlaklısının bir yerlerde kendini göstermesini beklemişiz.
Çok nadir çıkan değerlere de millet olarak umutlar bağlamış, beklentiler denizinde boğmuşuz.
Sporu çok sevdiğimizi milletçe hep söyleriz ama okullarda beden eğitimi dersinin saatlerini en aza indirmişiz.
Beden eğitimi derslerini, üniversiteye hazırlananlar için test çözme, diğer öğrencilere ise ilgi alanlarına göre ellerine top verip ders süresince amaçsızca tepinilecek ders olarak görmüşüz.
Çocuk ve genç nüfusu sokaklardan toplama ile seçemeyeceğimize göre, bütün bu istatistiğe konu olan nüfusun ortak paydası olan okulları spora veya diğer branşlara yönlendirme konusunda daha verimli kullanmalıyız.
Öncelikle beden eğitimi olan ders adını SPOR dersi olarak değiştirmeliyiz.
Daha işlevsel bir müfredatla öğrencilerin hem ilgilerini hem de becerilerini ölçebilecek hale getirmeliyiz.
Mesela federasyonlarla okullar ortak çalışmalar yürütebilir. Federasyonlar ölçme ve değerlendirme kriterlerini okullarla, spor öğretmenleriyle paylaşarak daha küçük yaşta çocukları ve gençleri yeteneklerine göre kategorize edebilir. Federasyonlar kendilerine iletilen yetenekli ve potansiyel sahibi çocukları, geleceğe yatırım yapan kulüplere yönlendirebilir.
Alkole, uyuşturucuya ve sigaraya başlama yaşının her geçen gün daha da düştüğü ülkemizde iddia ediyorum ki sporu yaygınlaştırmamız tüm bu tuzakların önüne geçecek ve sağlıklı nesillerin temellerini atmış olacağız.