M. KEMAL ÖZUĞUR: Kütahya'nın 2023 hedefi

Yüz ölçümünün yüzde 50'sinden fazlası orman olan Anadolu'nun yemyeşil kenti Kütahya denince çoğu kişinin aklına çini gelir.
Ben ise meslek hayatımın ilk yılında tanık olduğum Gediz depremini hatırlarım.
28 Mart 1970 tarihinde gece yarısına doğru meydana gelen 7.2'lik depremden sonra sabahın ilk ışıklarında ulaştığımız yerle bir olan ilçede insanın gözyaşlarına boğulmaması mümkün değildi.
Kütahya'ya 1970-
1980 yılları arasında defalarca gittim.
Kütahya Porselen, Kümaş, Döner Gazino gibi birçok tesisin açılışına tanık oldum. Şimdi mahalli amatör kümede mücadele eden Kütahyaspor'un birçok maçını izledim.
Kütahya ağzıyla tribünlerden yükselen tezahüratın, "Açık mavi, koyu mavi, hadi gali, Kütahya Kütahya dep, dep, dep" versiyonu hâlâ aklımda.
En son 1980 yılının sonuna doğru TRT'de yayınlanan rahmetli Altan Aşar'ın yapımcılığını, Mesut Mertcan'ın sunuculuğunu yaptığı "Yurttan-Dünya'dan Programı" için gittiğim Kütahya'dan yazıyorum bu satırları.
Gençlik yıllarımızda fırsat buldukça kaçıp, şifalı sularında yorgunluk attığımız Harlek'ten.
***
32-33 yıl aradan sonra gördüğüm Kütahya'da gördüğüm en büyük değişiklik kentin 3-4 kat büyümesi. O sevimli, küçük Anadolu kenti doğal olarak kabuğuna sığmamış.
Birçok kentin aksine çok katlı yapılaşma yerine 4-5 katlı binalarda yayılma tercih edilmiş.
Bu yapılırken binaların dış cephelerinde müthiş bir renk armonisi yakalanmış. Gezip gördüğüm semtlerde bir tek binanın bile dış cephe rengi beni rahatsız etmedi.
Modern binalar kente bir başka görünüm kazandırırken kent merkezindeki yenilemelerde Kütahya'nın tarihi dokusunun korunmasına özen gösterilmesi de takdire değer.
Gelelim asıl konumuza.
Kütahya Belediye Başkanı Mustafa İça ve Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nafi Güral'ın konuğuyuz. "Marka Şehir Kütahya 2023'e hazırlanıyor" başlığı altında planlanan projelerin tanıtımı için 3 günlük bir program.
Bizden beklentileri sadece fikir alışverişi.
Kütahya dışından insanların bakış açısı ile bir beyin fırtınası estirmek.
Kesinlikle bir konuk kibarlığı beklentisi içine girmeden görüşlerimizi açıkça dile getirmemiz.
***
Konuklar arasında yazılı ve görsel medyanın yanı sıra sinemacılar, programcılar, piar uzmanları da var. Daha önce çeşitli meslek gruplarıyla da toplantılar yapılmış, görüşleri alınmış.
10 yıldır görevde olan Kütahya Belediye Başkanı Mustafa İça, projeleri anlatmadan önce bir konuya dikkatimizi çekiyor; "Kütahyalılar 'Çelebi' ruhlu insanlardır. Tanınmayı ve tanıtmayı pek bilmez ve sevmezler. Ama çağ o çağ değil. Mutlaka kendinizi tanıtmanız ve dünyada da yerinizi almanız lazım. Kütahya bir çeyiz sandığı gibidir. Kütahyalılar o çeyiz sandığını herkesten kıskanırlar. Ama artık kıskanma zamanı değil, o çeyiz sandığını açıp tanıtma zamanıdır" diyor.
Sonra tek tek projeleri dinliyoruz.
Proje sayısı o kadar fazla ki, adeta bombardımana uğruyoruz.
Hepimizin ilk eleştirisi de bu. "Marka şehir" için bu kadar çok proje yerine, birkaç projenin ön plana çıkarılmasının daha doğru olacağı görüşünde birleşiyoruz.
Eleştiriler kelimenin tam anlamıyla "insaf" sınırına yaklaşıyor.
Belediye Başkanı İça, bir kelime bile atlamamaya özen göstererek not alıyor, "Taşın altına elini sokanlardan" Ticaret Odası Başkanı Güral, eleştirileri bir armağan olarak değerlendiriyor.
Toplantılar sonunda benim izlenimim ise şu: Ana hedef Kütahya'nın sadece Türkiye'ye değil, dünyaya tanıtılması. "Tarih-kültür sosyal hayat" vizyonunu ana ilke edinip, bunu başta sağlık turizmi başta olmak üzere diğer projeler ile desteklemek. 2023'te Kütahya'yı çoktan hak ettiği seviyeye ulaştırmak.
Bu sadece bir giriş. Kütahya'yı konuşmaya devam edeceğiz.