Başarının sırrı idealist düşünce

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Uzun yıllar Türkiye'nin özel sektördeki köklü ve büyük bir grubunda yönetici olarak çalıştım. Sektörel dağılımı geniş olan grubun finans ve mali işlerini yürüttüm. Bu görevimi yaparken geçirdiğim yıllar hayatımın en önemli dönemini kapsıyor. Orası benim için okul gibiydi. Çok şey öğrendim ve kendimi geliştirdim. Bunun için çalıştığım gruba çok şey borçluyum. Fakat ben kendi çizdiğim hayatı yaşamak istedim. 36 yaşındayken grubun yayın organında benimle bir röportaj yapıldı. Orada "Ben, kendi hayatımı kendim çizmek istiyorum. Aldığım tecrübe, içimdeki heyecan, kırk yaşıma gelmeden beni kendi işimi yapmam konusunda ivmeliyor" diyerek yapmak istediklerimi anlattım. İki yıl içerisinde patronlarımı ikna ederek, yıllarca çalıştığım, her zaman "ailem" diye nitelendirdiğim, ülkenin en büyükleri arasında yer alan şirketten ayrıldım. Bir süre yine ayrıldığım gruba ailemizin inşaat şirketi ile iş yaptıktan sonra "Yeni bir deneyim, yeni bir pazar olsun" diye Azerbaycan'a giderek Azerbaycan'ın en büyük şirketlerinden birinin "real estate" sektöründe 14 ay çalıştım. O dönemde şirketi mali açıdan yapılandırdım. Bankacılıktan inşaat, gıdadan sigortaya kadar pek çok sektörün içerisinde olan grup bünyesinde Azerbaycan'ın ilk AVM'sini açtık. Bu nedenle de yiyecek içecek sektörünü yakından inceleme fırsatı buldum. Daha önce kafamda bir nebze şekillendirdiğim bu sektörde "mutlaka olmalıyım" dedim.
Osman Bey yıllarca üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra restoran işletmeciliğine başladınız. Bu süreci bizimle paylaşır mısınız? Nasıl karar verdiniz?
Gerek iş gerek özel seyahatlerim nedeniyle pek çok ülke ve şehirdeki yiyecek-içecek konseptlerini ilgiyle yakından izleme fırsatı buldum. Bu gözlemlerimin zamanla "Ben de yapsam", sonrasında da "Ben yapsam daha iyisini yaparım" ve "Mutlaka yapmalıyım" düşüncelerini doğurması bugünlerin harç ve tuğlaları oldu. Sektöre girerken bu defa sadece daha iyi gözlem yapabilmek için aylarca Avrupa'daki konseptleri gezdim. İyi bir restoran misafiri oldum. Çok beğendiğim iki markayı Türkiye'ye getirmek için çaba sarf ettim. Bu iki markanın Türkiye master franchaisenı almak üzere sıcak görüşmelerde bulundum. Fakat her iki marka da Türkiye'ye İstanbul'dan girmek istedikleri için son noktada bir türlü anlaşamadık. Ben, Ankara'nın tutkulu aşığıyım. Yatırımımı, bildiğimiz tüm zorluklarına rağmen Ankara'da yapmaya karar vermiştim. Kısmet oldu da yaptım. Avrupa maceralarım devam ederken, "Neden bir Türk markası olmasın" diye düşünürken fikrim iyice gelişti. Ardından da Suda Kebap'ı Ankaralılar'ın hizmetine sundum.
Yaşam tarzı ve kalite her alana yansımalı
Suda Kebap sizin için ne ifade ediyor?
Benim Suda Kebap'la ilk tanışmam uzun süre önce dostlarımla İstanbul Suada'nın içindeki restorana gidişimle oldu. Denizin tam ortasında, muhteşem bir manzara eşliğinde enfes yemekler, hızlı servis ve nazik garsonlar… Lezzetli Antep mutfağı ferah bir mekanda sunuluyordu. Tanışmam Suada'da, fikrin gelişmesi ise Göktürk Şubesi'nde başladı. İnsanın yaşam tarzının ve kalitesinin kendisi ile ilgili her alana yansıması gerekiyor. Suda Kebap her ne kadar çok köklü bir İstanbul markası da olsa, konsepti uygularken kendimden de bir şeyler koymazsam eksik kalacağımı düşündüm. İlk şubemizin sıcak ambiyansı da bu sayede pekişti. Tüm hayatım boyunca benimsediğim prensipler, kurumsal ve formal zeminlerde çalışmamı zorunlu kılıyor. İşletmemizde takip edilen her türlü süreç, yasal mevzuatların ışığında takip edilir. Eğer Suda Kebap tarif edilecekse bu özelliğimizin de mutlaka bilinmesi gerekiyor.
Restoran işletmeciliğinde olmazsa olmazlarınız nelerdir?
Lezzet, zarif ve kaliteli servis, şık ambiyans, müşteriyi kesinlikle yanıltmayan ürün ve fiyat dengesinin ardından tabi ki müşteri memnuniyeti, benim olmazsa olmazım. Bu temel maddelerin tesisi sonrasında kendime ait beklentim de müşterilerin bir nebze de olsa işletmecinin tarzını benimsemeleri.
Marka olmak sizin için neyi ifade ediyor?
Marka olmak o kadar da kolay değil. Çok uzun ve yorucu bir süreci içeriyor. Öncelikle markanızı öne çıkaracak kıstaslarınızı sağlamak ve marka bilinirliliğini de çeşitli enstrümanlar aracılığı ile insanların bilinçlerine yerleştirmek gerekiyor.
Girişimcilere 'analiz' tavsiyesi
Marka olarak kalmanın sırrı nedir?
Markanızı öne çıkaran kıstaslarınızı çok sağlam şekilde tesis ettikten sonra bunların sürekli uygulanabilir olmasını sağlayabilmelisiniz. Taviz vermeden belirlediğiniz kıstas ve hedefler marka değerinizi daha yukarıya taşıyacaktır. Doğal olarak markanızın geliştirilmesi ve sürekli lansmanının sağlanması için sıkı bir bütçenizin olması gerekiyor.
İş hayatına atılacak girişimcilere neler tavsiye edersiniz?
İş hayatına atılacak girişimcilerin öncelikle piyasanın şartlarını çok iyi analiz etmesi gerekir. Etik değerlerini koruyarak, esnek olmayı da başarırlarsa daha hızlı yol alabileceklerine inanıyorum. Her güne yeni bir pencereden bakmayı başarabilirlerse vizyonlarının gelişmesi çok uzun sürmeyecektir. İş ahlakına sahip, donanımlı insanlarla çalışıldığı ve zamanında karar alınabildiği takdirde başarı kaçınılmaz.
Yoğun bir çalışma temponuz var. Sevdiklerinize yeterince vakit ayırabiliyor musunuz?
14 yaşında bir oğlum var. Yoğun çalışma temposu nedeniyle oğluma ve eşime yeterince vakit ayırdığımı söyleyemeyeceğim. Ancak ailemle kısıtlı da olsa kaliteli zaman geçirme noktasında dikkatli davrandığımı söyleyebilirim.