Cuma 16.11.2012
Son Güncelleme: Perşembe 15.11.2012

Bu kitapta koca bir halk var

1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeniler, Fransa'da yayımlandıktan 20 yıl sonra Türkiyeli okurun karşısına çıktı. Külliyat, esaslı bir başvuru kaynağı niteliğinde

Bir kitap, kitap dışında her şeydir. Etkileme gücüyle aslında karşımıza çıkan bir insana benzer. İyi, esaslı kitaplarla birlikte yolculuğa çıkar, onlarda başka türlü hayat olasılıklarını yaşarız. Bazen de bir kitap tek bir insanı değil de koca bir halkı barındırır içinde. 1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeniler işte böylesi kitaplardan biri. 1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeniler, boyu posu ve ağırlığı oranında 606 sayfaya yayılan içeriğiyle duygusal anlamda da çok yoğun bir kitap. Raymond Kevorkian ve Paul B. Paboudjian'ın kapsamlı eseri, geçtiğimiz günlerde Aras Yayıncılık aracılığıyla Türkçede okurlarla buluştu. Mayda Saris'in çevirdiği, deneyimli çevirmen Sosi Dolanoğlu'nun çeviri kontrol ve redaksiyonunu yaptığı, Ararat Şekeryan ve Ardaşes Margosyan tarafından yayına hazırlanan eser, her evde bulunmayı hak eden gerçek bir başvuru kaynağı.
KİTAPTA SAKLI GÜNCEL TARİH
Kitabın tanıtımı için İstanbul'a gelen yazar Raymond Kevorkian, Agos Genel Yayın Yönetmeni Rober Koptaş'la yaptığı söyleşide kitabın ruhuna ve temsil ettiği değere ilişkin en isabetli saptamayı yapıyordu: "1992'de bu kitap yayımlanana kadar, Türkiye'de sadece 1915 değil, Ermeni mirası inkar ve işgal edilmişti. Sanki Ermeniler hiç var olmamış gibiydi. Bu kitapla, bu inkar edilmiş geçmişi yeniden canlandıracaktık. Ermenilerin bir zamanlar canlı olduğunu göstermek istedik. Temelde bu var: Canlı insanlar." Fransa'da yayımlandıktan 20 yıl sonra Türkiyeli okurun karşısına çıkan kitap, 1915 öncesinde Ermeni nüfus barındıran 2 bin 900'ü aşkın yerleşim biriminin ayrıntılı dökümünü sunuyor. İki bölümden oluşan kitabın giriş niteliği de taşıyan ilk bölümünde, Ermeniler açısından kırımların ve yönetime güvensizliklerin baş gösterdiği, siyasi açıdan en çalkantılı süreç olan 1876-1915 arası dönem üzerinde yoğunlaşılmış. Yazarlar, geniş Ermeni Soykırımı külliyatında bu felakete götüren arka plandaki sürecin gereği kadar anlatılmamış olduğu eleştirisinden hareketle, kendi eserlerini, adım adım yaklaşan yıkımı kavratabilecek bir çerçeve içinde hazırlamışlar. Ermenilerin siyaset, eğitim, basın-yayın, din ve ekonomi alanlarında yaşadığı gelişmelerin irdelendiği 'Tarih ve Toplumsal Yapı' başlıklı bölüm, bu açıdan hazine niteliğinde. 'İnsanlar ve Yaşadıkları Topraklar' adını taşıyan ikinci bölümü ise bir toplumun fotoğraf albümü olarak okuyabilirsiniz. İmparatorluk içindeki Ermeni nüfusu dönemin idari yapısı uyarınca köy, kaza, kasaba, sancak, vilayet gibi birimler içerisinde ele alan kitapta, bu bölgelerde Roma İmparatorluğu ve Ortaçağ gibi farklı dönemlerden miras kültür birikimi de yerini almış. Böylelikle yazarlar tarihsel sürekliliğe yaptıkları vurguyu perçinlemişler. Taşra bölgelerinde Ermeni halkı için 'toplumsal reform' adı altında iyileştirmeler yapılacağı umuduyla 1912'de Ermeni din görevlilerince hazırlanmış nüfus istatistiklerini ilk kez gün yüzüne çıkaran kitapta, söz konusu yerleşim yerleri; sahip oldukları okul, kilise ve manastırlar, eski-yeni isimleri, haritalar ve 1000 kadar görsel eşliğinde yer alıyor. Fransızca orijinalinde Ermenice, Rumca, Kürtçe eski adlarıyla anılan, ulus-devlete geçiş sürecinde ise Türkçeleştirilen köy, bucak gibi yerleşim birimlerinin bugünkü adları da Türkçe basıma ilave edilince, bir coğrafyanın içinden geçmek zorunda kaldığı bütün dönüşümlerin kaçınılmaz izleri tamamlanmış. Kitabı bu anlamda, tersten okumak da mümkün; bir zamanlar var olanları idrak etmek, bunca insanın ve onların hayat birikiminin yok edilişinin ne demeye geldiğini de kavramak anlamına gelecek. Hem de hiçbir teze, kuramsal bilgiye başvurmadan, sadece yalın insan gerçeğiyle. 1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeniler, bütünlüklü bir eser olarak ilk kez karşımıza çıksa da Agos okurları için kitabın kimi bölümleri hayli tanıdık. Hrant Dink'in girişimiyle Agos'ta açılan 'Bir Zamanlar' köşesinde 1997-1999 arası kitabın orijinalinden yapılan derleme çevirilere düzenli olarak her sayıda yer verildi ve bu köşe yıllar içinde müdavimlerini yarattı.

DEDELERİNE İTHAF ETMİŞLER

Dolayısıyla bu kitapta koca bir halkın yanı sıra tek bir adam daha gizli. 20 yıl sonra 1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeniler'in yayımlanmasıyla birlikte Hrant Dink'in en büyük hayallerinden biri daha öldürülüşünden sonra gerçekleşmiş oldu. Ve talihin cilvesi gereği aslında bu kitap bir anlamda güncel tarihi de içinde barındırdı. Yazarları, külliyatı dedelerine ithaf etmişler. Ataların ruhlarını şimdiki zamana çağıran özelliğiyle 1915 Öncesinde Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeniler, pek çok okura da kökenini, nenesini, dedesini sorduracak. Kitabın geleceğe dönük olası katkılarından biri de Ermenilerin 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başında yaşadıklarını sergileyerek bugüne tutacağı siyasal ve toplumsal ayna olabilir. Kevorkian çalışmada gizli bu boyutu söyleşisinde "Ermeniler, Türklere ve Kürtlere son bir iyilik yapıp bu ülkede demokratikleşme sürecinde onlara yardımcı olacaklar," sözleriyle ifade ediyor. Umarız gerçekten de yardımcı olunabilir. Çünkü görünen o ki tam da yardım gereken çok zorlu bir dönemden geçiyoruz. Yaşadığımız yılların kaydının bütün acı ve zulümlere rağmen son bir umut, temiz kalabilmesi dileğiyle...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.