Cumartesi 13.04.2013

Kim bu beynimdeki kapitalist cin?

Romanları ile bağımlılık yaratan Murat Menteş, son kitabı Ruhi Mücerret'de hayatın koca bir reklama dönüştüğünü yine hınzır, tuhaf, enerjik, fantastik ama yaşayan bir edebiyatla anlatıyor. OLKAN ÖZYURT hınzır, tuhaf, enerjik, fantastik ama yaşayan bir edebiyatla OLKAN ÖZYURT hınzır, tuhaf, enerjik, fantastik ama yaşayan bir edebiyatla değerlendirdi

Iyı edebiyat bagımlılık yapar. Yazarın kurdugu dünya sizi öyle bir etki altına alır ki, kitabı elinizden bırakmanız zorlasır. Bıraksanız bile bir an önce kitaba dönme ihtiyacı hissedersiniz. Murat Mentes'in romanları da bagımlılık yapan kitaplardandır. Bir kere baslamaya görün, elinizden düsürmeniz zor. Sahsen bunu askerdeyken gördüm. 70-80 kisilik bataryada, hayatında çok az kitap okumus insanlar bile Bir Dublörün Dilemması'nı, Korkma Ben Varım'ı sular seller gibi yutmuslardı. Kitapları okumaya baslayan, "Aksam olsa da kogusa girsem kitaba sarılsam," diye can atıyordu. Bu istah romanların okuna okuna epey hırpalanmasına neden olsa da, Mentes'in satırlarının okur üzerinde ne kadar etkili oldugunu bizzat görmemi sagladı. "Bir üçüncüsü yok mu?" diye sormustu bir asker arkadas "Yazarsa olacak," demistim. O günden beri Murat Mentes'ten bagımlılık yapacak bir roman bekliyorduk. Mentes de Ruhi Mücerret ile çıka geldi.
SÜRPRİZLERE HAZIRLIKLI OLUN
Söyleyecegimizi sona saklamayalım, gerçekten Ruhi Mücerret, beklentileri karsılayan bir Murat Mentes kitabı. Yine hınzır, tuhaf, enerjik, fantastik ama yasayan bir edebiyatla karsı karsıyayız. 100 yasındaki son Istiklal Savası gazisi ile baslıyoruz maceraya: Kahramanımız Ruhi Mücerret. Bir sorunu var, ölmüyor. Geçirdigi uçak kazasına ve ugradıgı suikasta ragmen öte dünyanın kapısı bir türlü açılmıyor. Ölümsüz degil ama Azrail'in onu pek ciddiye almadıgı kesin! Son gazi oldugu için memleket sathında, düsman isgalinden kurtulus günlerinin vazgeçilmez yegane insanı... Ama beklenildigi gibi sakin bir yasamı yok. Yasına göre dinamik ve hızlı bir yasam sürüyor. Konusmaları da zaman zaman tuhaflasıyor. Böyle durumlarda reklamları dinler gibi hissediyorsunuz. Ruhi Bey'in amacı, ona çok büyük bir iyiligi dokunan, Bizim Aile filmindeki Yasar Usta'ya benzettigi ölüm dösegindeki Zülfikar Zarifoglu'nun "Masum Cici'yi öldür," istegini yerine getirmek. 100'lük bir insanın tüm kaprisini çeken yardımcısı Civan Kazanova ise sessiz sakin olarak resmediliyor. Masum Cici'yi aramasına yardım ediyor. Ama Civan'ın bu kadar silik olmasından da ilk bölümde süpheleniyorsunuz. Çünkü, Murat Mentes'in kitaplarını okuyan bir insan olarak sürprizlere açıgız. Bir oyunun içinde oldugumuzun bilincindeyiz! Civan'dan bir sey çıkacak, bekliyoruz, ki çıkıyor da.
REKLAM TUHAFLIĞININ ROMANI
Bilenler bilir, Mentes kitaplarında okuru önce tuhaf bir dünyanın içine sokar. Dinamik bir anlatımla her türlü tuhaflıgı, sahici bir sekilde anlatıp okuduklarımızın gerçek olacagına inandırır. Sonra da aslında hiçbir sey göründügü gibi degildir bölümüne geliriz. Bu sefer de o inandırdıgı her seyin altında çok baska seylerin gizli oldugunu gösterir. Bunun için Mentes'in kitapları bol sürprizli ve sasırtmacalı olaylara gebedir. Ruhi Mücerret de bu anlamda tipik bir Mentes romanı. Korkma Ben Varım'a göre daha derli toplu, Dublörün Dilemması'na göre ise daha yetkin. Fakat Mentes'in hedefinde ne var derseniz, ilk elden cevabı verelim: Tüketim kültürü istilası. Reklamların, görünür olma isteginin bünyelere sirayet etmesiyle yasananları anlatıyor. Her seyin reklam oldugu bir dünyayı belki de farkında olmadan içsellestirdik. Simdilerde yasadıklarımız bize pek de tuhaf gelmiyor. Ama Mentes de bunun tuhaflıgına isaret ediyor. Onun gözüyle söyle bir etrafa bakınca da irkiltici bir manzaranın içinde oldugunuzu görüyorsunuz. Pop kültürüyle, marka bagımlılıgıyla zekice dalgasını geçiyor. Ama insanın canlı kanlı bir reklama dönüstügünü anlatıyor. "Bu iste bir tuhaflık yok mu?" diye direkt soru sormak yerine, bu tuhaflıgın romanını yazıyor. Bu anlamda son derece güncel ve elestirel, hatta sert bir bakıs var Ruhi Mücerret'te.
ŞAŞKINLIĞA TERCÜMAN OLAN CÜMLE
Kitabı okurken bir test yapabilirsiniz. Günlük hayatınızdaki konuşmalarınızdaki cümleleri gözden geçirin. İçinde ne kadar çok marka ismi geçtiğini göreceksiniz. Ürün-marka sınırının iyice ortadan kaybolduğu gerçeği şak diye yüzünüze çarpacak. Telefon yerine çoktan iPhone demeye başladık ya, ondan bahsediyorum. Sorun şu, bunu bile isteye yapmadığımızı biliyoruz. Ruhi Mücerret romanındaki tek cümle işte bu durum karşısındaki şaşkınlığımıza tercüman olabilir: "Beynimdeki kapitalist cin, reklam fırtınası estirmemi emrediyordu."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.