Yazarın vatanı yoktur
Yazar için her seyahat pek çok farklı hikayenin ortaya çıkmasıyla sonuçlanır. Türkiye'den iki yazar Sema Kaygusuz ve Bejan Matur, İngiltere'den Benjamin Wood, Misafir Yazar Programı kapsamında birbirlerinin ülkelerine konuk oldu. FİSUN YALÇINKAYA yazarlarla konuştu
Yazar ruhuna temas edenlerle ilişki kurar
Sema Kaygusuz (41), babasının subay olmasından ötürü Türkiye'nin pek çok farklı yerinde yaşamış; farklı misafir yazar programlarına katılmış. Ona göre yazar zaten vatansızdır: "Yazar, gittiği yerde ruhuna temas eden şiirle, yazarla ilişki kurar. Örneğin Virginia Woolf, sülalesinden biridir. Dilin bile bir noktadan sonra önemi yoktur." İngiltere'de geçirdiği altı hafta onun için kendisine uzaktan bakması için fırsat olmuş: "Uzaktayken, içsel ve politik deneyimlerine dışarıdan bakabiliyorsun. Önce yeni olan şeyler sizi kendine çekiyor, sonra turistik reflekslerinden uzaklaşıyorsun. Kendin hakkında yeni şeyler öğreniyorsun, bir de gittiğin yer hakkında şeyler öğreniyorsun. O toplumun kültürüne karışmak istiyorsun. Gittiğim yerde İngilizlerin çok önemli rahibelerinden biri, Julian'ın varlığından haberdar oldum. Önemli bir mitolojisi vardı Julian'ın. Benim için öğrendiğim en önemli şey o oldu. Oraya gittiğimde bir oyuna başladım. Kütüphaneye üye oldum. Bol bol kütüphanede vakit geçirdim." İngiltere'nin mizah anlayışı da Kaygusuz'u çok etkilemiş, "Tanıştığım insanlarda, hemen her yerde İngiliz 'humor'una tanık oldum. Böylece bende de öyle bir potansiyel canlandı. Tiyatro oyununu yazarken fark ettim bunu. Bizim edebiyatımızda da kara mizah, hiciv, alay vardır, ama ironi ve humor biraz daha Batılıdır."
Önce turistti, sonra şehrin yerlisi oldu
Benjamin Wood, 32 yaşında. İlk romanı The Bellwether Revivals, 2012'de yayımlanmış ve büyük ilgi görmüş. İngiltere'nin yükselen genç yazarlarından biri olarak değerlendiriliyor. İkinci romanı Simon&Schuster'i ise 2014'te yayımlayacak. İstanbul'da geçirdiği süre içerisinde bolca ikinci romanı üzerine çalıştığını söylüyor. Ağzından roman hakkında ipucu almaksa mümkün değil: "Ne hakkında olduğunu size kesinlikle söyleyemem. Annem bile ne üzerine yazdığımı bilmez. Ama kitapta İstanbul'un etkisi olacağı kesin. Benjamin Wood, İstanbul'a ilk geldiğinde 'turistik turlar' yapmış elbette; Sultanahmet'e ve Büyükada'dan Burgaz'a adaların tümüne gitmiş. Ama sonraları, Galata'da kaldığı rezidanstan çıktığında herkese selam veren, Karaköy ve Eminönü civarındaki esnaf lokantalarında yemek yiyen; Eminönü, Taksim, Fatih civarını bolca arşınlayan bir 'yerliye' dönüşmüş: "İstanbul'a geleceğimi duyunca arkadaşlarım beni çok kıskandı. Burada günlerimi uzun uzun yürüyüşler yapıp yazmaya çalışarak geçirdim. Bir süre sonra bana sokakta adres soranlar bile oluyordu. Çok az Türkçe biliyorum ama birkaç kelime Türkçe konuşmam insanların çok hoşuna gidiyordu. Çok ilginç insanlarla tanıştım ve tanıştığım hemen herkes bana İstanbul'un güzel yönlerini anlattı."
EN SON HABERLER
- 1 Kime, hangi kitap hediye edilmeli?
- 2 İlber Hoca’nın kitaplarıyla tarihte yolculuk...
- 3 Cem Sultan’ın öyküsüne farklı bakış
- 4 Açık havada kitap okuma vakti geldi
- 5 İnsan en çok kendine yalan söyler
- 6 Hangi irade terbiyesi?
- 7 Birkaç kişisel keşif yolculuğu
- 8 Oruç mevsimine hoş geldiniz çocuklar
- 9 Anadilin yitirilmesi kişiliğin yıkılmasıdır
- 10 Rüyalardan Cem Sultan devrine açılan kapı