Cuma 19.07.2013

50 tabakta kurgu sanatı

İngiliz yazar David Lodge'u ironik bir dille kaleme aldığı kampus romanlarıyla tanıyoruz. Türkçeye yeni çevrilen Kurgu Sanatı'nda ise Lodge bize roman yazmanın inceliklerini anlatıyor. KAYA GENÇ'in kaleminden

Roman yazmak hakkındaki kitapların sayısının, romanlarınkini geçtigini söylemek elbette abartılı olur. Lakin bu cümlede ufak da olsa bir gerçeklik payı oldugunu da teslim etmek gerek: Akademisyenler, yazarlık kursu egitmenleri ve nihayet romancıların kendileri, 'Ben roman yazmayı biliyorum, siz de pekala ögrenebilirsiniz' seklinde adlandırılabilecek kitapları son zamanlarda sanki daha sıklıkla yazar oldular. Bunun iyi örnekleri de var (mesela Mario Vargas Llosa'nın Genç Bir Romancıya Mektuplar'ı, Orhan Pamuk'un Saf ve Düsünceli Romancı'sı veya yakınlarda yeni bir edisyonla yayımlanan Nabokov'un Rus Edebiyatı Dersleri); sıkıcısı, esneteni ve utanmasızca mevzuyu sömüreni de. Nihayetinde, bu tür kitaplar sag olsun, roman sanatının deginilmeyen yanı, desilmeyen özelligi, tartısılmayan yanı kalmadı; insanın roman yazmak hakkında kitaplar yazan romancılar hakkında bir roman yazası geliyor, is artık hakikaten bu asamaya ulastı. Kurgu Sanatı'nın Türkçesi bu ay çıktıysa da kitabın yazarı David Lodge'un bu ise çogu meslektasından önce giristigini teslim etmek gerekiyor. Ta 1991'de The Independent gazetesinin pazar ekine yazdıgı yazılardan olusuyor Kurgu Sanatı. Fikir, gazetenin edebiyat editörü (ve halen Britanya edebiyat dergiciliginin önde gelen isimlerinden) Blake Morrison'dan çıkmıs. Aynı gazetede James Fenton'ın siir sanatı hakkındaki yazılarını yayımlayan Morrison, aynı tür bir köseyi roman sanatı hakkında yazmayı isteyip istemedigini sordugunda Lodge hiç beklemeden "Evet," demis. Bu fikrin çok hosuna gittigini, daha Morrison'ın cümlesi bitmeden teklifi kabul ettigini, bu konuda söyleyecek pek çok sözü oldugunu yazıyor Lodge, kitabın önsözünde.
GENEL OKURA SESLENMEK
Lodge, 1960 ile 1987 yılları arasında Birmingham Üniversitesi'nde Ingiliz edebiyatı üzerine dersler vermis. 1987'deki erken emekliliginin ardından bir daha akademik makaleler yazmayı hiç mi hiç istemedigini idrak etmis. Bununla birlikte farklı bir okur kitlesine, su 'genel okur' denilen ve sonsuz sayıda insandan olusan yeni bir gruba roman sanatından bahsetmek için fırsat kollamaktaymıs. Böylece ortaya iki sene boyunca The Independent'ta yayımlanan ve her biri üçer-dörder sayfadan mütesekkil yazıların olusturdugu bir kitap çıkmıs. Bu yazılar, susi misali, büyük bir hızla tüketilmeye uygun bir sunumla karsımıza geliyor. Yine susi gibi karnımızı agrıtmadan açlıgımızı doyurabilmek gibi bir meziyete sahipler. 21 senedir basılmaya devam ettigine göre kitap geçerliligini koruyor. Türkçesini okurken de insan bu yazıların daha dün yazıldıgını düsünmeden edemiyor. Bu tazelik hissinin baslıca sebebi, Lodge'un fevkalade kıvrak ve bilgili kalemi olsa gerek. Joyce'un Ulysses'inden bir paragrafı kelime kelime analiz edecek bilgiye sahip Lodge. Ancak bunu sıkıcı olmayan, gösterissiz bir biçimde yapacak kadar da kendine güveniyor. Tumturaklı ve içi bos laflar etmek, modernizmden modernist bir üslupla bahsetmek gibi tuzaklara düsmüyor hiç. Kurgu Sanatı, romanların baslangıçları hakkında bir bölümle baslıyor, romanların sonları hakkında bir bölümle sona eriyor. Bu 50 parçalık setteki bölümler yapboz misali tasarlanmıs. O yüzden en bastan baslayıp yazarın rolüne, kitaptaki gerilim ögelerine, mektup seklinde yazılan romanlara ve bakıs açısına dair kısımları sırasıyla okumanız gerekiyor. Her bölüm bir alıntıyla baslıyor; Jane Austen'ın Emma'sının ilk paragrafını okuyor, sonra Lodge'un yorumlarıyla bu kitap nasıl baslıyor, yazarlar romanlara hangi fikirlerle giris yapıyor, burada neyi amaçlıyor, bunları ögreniyoruz.
ÖĞRETMEN DEĞİL AŞÇI
Kurgu Sanatı, roman yazmaktan ziyade roman okumak için iyi bir rehber. Zaten Lodge'un hiçbir yerde okuruna roman yazdırmak gibi bir taahhüdü yok. Yazarımız ögretmen edasıyla konusmuyor. Daha çok elindeki tabagıyla karsımıza geçmis, hazırladıgı 50 parçalık ziyafetin ögelerini mideye indirmemizi bekleyen bir asçıya benzetebiliriz kendisini. Mutlaka baska bir benzetme yapmamız gerekiyorsa Kurgu Sanatı'nı Iyi Is'ten Yazar, Yazar'a, Yerleri Degistirme'den Düsünce Balonları'na Lodge'un çok matrak ve ilginç roman dünyasına bizi götürecek bir aperatif olarak görebiliriz.
ROMANLARI KESİP BİÇİYOR
Martin Amis'ten hareketle mekan hissi yaratmak, Milan Kundera usulü büyülü gerçekçilik, George Orwell rehberliğinde bilim kurgu romanı yazmak... Bu şekilde adlandırabileceğimiz duraklar arasında gidip gelirken, yukarıda değindiğim 'niyet' meselesinin kitabın bir kusuruna dönüştüğünü görüyoruz. Lodge romanlara birer laboratuvar hayvanı muamelesi yapıyor çünkü. Onları mikroskop lamının üzerine yerleştiriyor, orada gördüklerini bize aktarıyor. Lakin ne romanlarda her şey birer niyet sonucunda ortaya çıkıyor ne de her romancı Lodge'un düşündüğü kadar rasyonel birer mahluk. Kazuo Ishiguro'nun Günden Kalanlar'ında anlatıcının üslubunun aslında ne kadar yavan olduğunu, kitapta asıl ilginç şeyin anlatıcının kendini kandırmak için başvurduğu tumturaklı söz sanatları olduğunu yazdığında turnayı gözünden vuruyor Lodge. Fakat yazarların hayatları ve duygularından bütünüyle soyutlanmış, Amerikalıların 'yeni eleştiri', Rusların 'formalizm' dediği laboratuvar tekniğini uygulamak suretiyle, romanların ruhunu anlamak noktasında bizi hep bir parça tatminsiz bırakıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.