Yeni yılın ilk hasadı

Zeki ve eğlenceli ikizler
Templeton İkizleri ve Parlak Fikirleri isimli ilk kitabın sevgili okurları! Bir yıldır nefesleri tutmuş bekliyordunuz, değil mi? İşte ikizler yepyeni bir macera ile karşınızda! Babaları yeni bir üniversite kampüsünde, bu kez gösteri dünyasında taşları yerinden oynatacak yeni bir buluşla bilim camiasını sarsmaya hazırlanırken, ezeli düşmanları Dean D. Dean ve Dan D. Dean kardeşler de boş durmuyor.

YAZARI TANIMAYA DA DEĞER
Telaşa gerek yok, kötü kalpli ikizler boş durmazsa durmasın. Bizim akıllı ikizlerimiz Abigail ve John'un da elleri armut toplamıyor. Hobileri sayesinde geliştirdikleri çeşitli meziyetlerini zekaları ve cesaretleri ile birleştirip düşmanlarını pes ettiriyorlar. Tabii tüm bunlar olurken yazar, ikizlerin komik köpeği Cassie'yi ve birbirinden renkli yepyeni karakterleri de hikayeye katmayı unutmamış. Yazar demişken... İlk kitabı okumayanlar için (ki muhakkak onu da vakit kaybetmeden okumalısınız) küçük bir uyarıda bulunmakta fayda var. Bu kitabın yazarı (ki kendisine 'anlatıcı' denmesini tercih ediyor), bildiğiniz yazarlardan değil. Nasıl mı? Kendisi belki de kitabın en önemli şahsiyeti, başrol oyuncusu. Belki biraz kendini beğenmiş ama kesinlikle tanımaya değer bir karakter. Macera romanları ilginizi çekmiyorsa bile bu ilginç 'anlatıcı'yı tanımak için bu kitabı okumak gerek.
Templeton İkizleri Perde Arkasında Ellis Weiner Çeviri: Mercan Yurdakuler Uluengin Resimleyen: Jeremy Holmes Redhouse Kidz
Farklı olmak istemeyen sevimli yarasa

Ödüllü yazar-çizer Betül Sayın bu kez de sevimli mi sevimli bir yarasayla karşımızda. Beyaz mı beyaz yarasamız Pudra, 'farklı' olmanın dayanılmaz ağırlığıyla baş edemeyip arkadaşlarına benzemeye karar verince macera başlıyor. Arkadaşları gibi kapkara olabilmesi için, bekçi kulübesinin bacasından çıkan dumandan mı yardım alsa, yoksa kara karganın tüylerinden mi? Kendisini değiştiremezse kişi, acaba kendi gibilerin arasına karışarak 'farklı' olmaktan kurtulabilir mi? Mis kokulu beyaz papatyalar, yeni yıkanmış tertemiz çamaşırlar, ya da yumuşacık kar beyaz tavşancıklar derdine derman olabilir mi? Minik Pudra sorununa çare arayadursun, yaşam ona 'farklı' olmanın bir avantaj olabildiğini dolaylı ve meşakkatli de olsa sevgi içeren bir yoldan gösteriyor. Betül Sayın önceki kitaplarında olduğu gibi Rengini Arayan Pudra'da da sıcacık görselleri ve yumuşak diliyle okulöncesi okurları sarıp sarmalamayı başarıyor.
Rengini Arayan Pudra Yazan ve resimleyen: Betül Sayın Günışığı Kitaplığı
Ejderha Kokosnuss ile tanışmaya hazır mısınız?

Yeni yılda yepyeni bir yayınevinden yepyeni bir dizi: Kokosnuss. Almanya'da bir çoksatar olan 16 kitaplık bu dizinin 11 kitabı Türkçeleşti ve okurlarla buluşmayı bekliyor. Yenileri de yakında raflardaki yerini alacak. Minik ateş ejderhası Kokosnuss'un maceralarını anlatan seride bir yandan kahramanımızın günlük hayatına dair sorunları gözlemlerken, bir yandan da korsanlar, hayaletler, mumyalar, şövalyeler, vampirler gibi sıra dışı maceralara yelken açıyoruz. Sevgili 2. sınıf öğrencileri: Sadece kendisine değil, çevresindeki tüm ejderhalara ve diğer yaratıklara hayran kalacağınız Kokosnuss'un dünyasına gidip onunla eğlenceli yolculuklara çıkmak için bu kitapları kütüphanenize bir an önce edinin deriz.
Minik Violet boyundan büyük maceralara atılıyor

Lunaparklarda en korkunç, dolayısıyla ziyaretçiler arasında en popüler olan, en uzun kuyrukları oluşturan bir tren vardır, bilirsiniz. Violet'in küçüklüğünden beri gittiği lunaparkta bu tren Hız Treni olarak anılıyor. Parktaki en hızlı tren o elbette. Hal böyle olunca da macera düşkünü Violet'in gözü onda. Fakat o trenlere minik kızları bindirmediklerini herkes bilir. Boyunuz belli bir yüksekliğe erişmeli ki, o trene binecek akla, fikre ve yüreğe sahip olduğunuza kanaat getirsinler. Akıl-fikir ve yürek, boyla ölçülmez ama gelin de siz bunu lunapark görevlilerine anlatın. Anlatamazsınız, bu yüzden de tek yapacağınız büyümeyi beklemektir. Violet'in de yaptığı bu. Sabırla beklemek. Ve sonunda muradına ermek. Tahmin edersiniz ki işler o kadar kolay olsaydı, yani Violet'in boyu gerekli uzunluğa gelince muradına erseydi, bu kitabın da tadı olmazdı. Sıradan ve sıkıcı bir hikaye olarak kütüphanelerin tozlu, arka köşelerinde yerini alırdı. Oysa elimizdeki heyecanlı ve eğlenceli bir macera. Ne mi oluyor? Hikaye nasıl mı heyecanlı hale geliyor?
SOLUCAN BİLE KOCAMAN!
Kahramanımızın boyu uzuyor uzamasına ama tam Hız Treni'ne bineceği sırada, tam da sıra ona gelmişken, ne oluyorsa oluyor ve Violet bir anda küçülüveriyor. Hem de öyle böyle küçülmek değil! Bir solucan bile yanında kocaman bir piton yılanı gibi görünecek kadar minik bir boyuta bürünmekten bahsediyoruz. Hani çok çok çok heyecanlandığınızda ya da çok çok çok utandığınızda falan kendinizi karşınızdakilerin yanında küçülmüş, minicik kalmış hissedersiniz ya, işte öyle bir küçülme bahsettiğimiz. Tek farkı bu his değil, gerçek. Violet'in bu minik boyutu yüzünden başına gelecek felaketleri ve yine bu minik boyutu sayesinde çözeceği sorunları merak ediyorsanız, ne duruyorsunuz? Hemen açın minik Violet'in sayfalarını ve başlayın okumaya.
Bir köpeğin iç dünyası

İnsanoğlunu "Konuşmaya üşenen, zarafetten ve görgüden bihaber bir grup canlı" olarak niteleyen bir Macar köpeğiyle tanışmaya hazır mısınız? "Yavrular, sürünün en güçsüzleridir ve onlara göz kulak olmak çoban köpeğinin görevidir" diyen bir köpekten; "Burma boynuzlu koyun, piliç derisi, domuz kulakları ve sucuk kokusunu kimde alırsak, onun yanından ayrılmayız" diyen Anton'dan bahsediyoruz. Minik bir kız çocuğu, bir kedi ve bir anne-babadan oluşan yeni evine alışmaya çalışırken, bir yandan da hayata dair felsefe yapmayı ihmal etmeyen, erdemli, akıllı bir köpek Anton. Ama en nihayetinde bir köpek işte. Aklı fikri lezzetli bir şeyler kemirmekte ve kendisine yatacak rahat bir köşe aramakta. Ve elbet bir de sevgisini verecek yürekler. Yeni yuvasında bu yürekleri buluyor ama acaba o yuvadakiler Anton'un içinde kopan fırtınalardan haberdar mı? Bir köpek neden sepetinde uyumaz, neden ayakkabıları kemirir, neden kediyle geçinemez, neden ulur, neden havlar? Bir köpeğin iç dünyasına, onun samimi itiraflarına doğru sıcacık bir maceraya ne dersiniz?
Bilim dünyasına yolculuk

Yayınevi yine enfes bir başvuru kitabıyla karşımızda. Atomların, elementlerin ve moleküllerin dünyasına bilimsel bir yolculuk. 'Bilimsel' kelimesini duyunca ciddi ve karmaşık bir şeylerden bahsettiğini sanmayın kitabın. Havai fişekler gibi gayet eğlenceli ya da ellerimizi sabunla yıkamak veya yemek pişirmek gibi gayet günlük hayata dair konulardan bahsediyor bu kitap. Bu konulara kimyasal bir açıdan bakmamızı, bu konuların kimyasını çözmemizi sağlıyor. Üstelik bunu üç boyutlu görselleriyle, basit ve anlaşılır diliyle, açıklayıcı örnekleriyle daha da neşeli hale getiriyor.
KİMYA İLE TANIŞTIRIYOR
Okuru kimya dalında isim yapmış bilimadamlarıyla tanıştırıyor, verdiği bilgiyi deneylerle pekiştiriyor. Kimya ile tanışmak, kimya bilimini anlamak ve kimyanın günlük hayatımızdaki karşılığına tanık olmak için mükemmel bir çalışma.