Cuma 10.10.2014

Fincan ve cola; akibetimiz hayrola...

Sadettin Ökten, kitabın isminden kapakta tercih edilen fincan içindeki cola resmine kadar birbirine zıt iki dünya görüşünü hem kendi içinde açıklayıp hem de geçmişe ve bugüne odaklanarak, sohbet tadında çözüm yollarını sunuyor

Mevzu yeni değil, tartışma çok eskilere dayanıyor. Lakin her dönemde yeni şeyler söylemek de lazım. Batı dünyasının kapitalizm anlayışına boyun eğdirilen bir dünyada İslam medeniyeti nerede duruyor? Ya da nerede durmalı? Sloganik ve toplumsal hayatı dönüştürücü etkisi olmayan cümleleri bir kenara bırakıp düşünmeye ihtiyacımız olduğu aşikar. Fakat ipi nereden tutmalı? Edebiyat, tarih, mimari ve musiki alanlarında yaptığı çalışmalarla tanınan Prof. Dr. Sadettin Ökten'in Fincanımda Cola Var! isimli eserini okumaya başladığınızda hem içinde bulunduğunuz karanlığı hem de sizi o karanlık kuyudan çıkarmak için sarkıtılan ipi fark etmeniz ihtimal dahilinde. Bunun için yazarın ilk denemesinde başka hiçbir varlıkta olmayan seçme ve değiştirme kabiliyetli insana odaklanması boşuna değil. "Aman canım, birbirinin paradoksu olan medeniyetleri kuran da yine insan değil mi?" itirazlarını duyar gibiyim. Elbette öyledir, lakin insan mefhumunun da içini, yani kalbini doldurmak lazımdır. Sadettin Ökten'in bu medeniyet tasavvurunda aktardığı basit anlatımla yaklaşırsak meselenin özüne birazcık yaklaşmış oluruz: "Bunu al, daha pahalı satarsın. Kapitalist dünya görüşü! Efendim bunu al, insana hizmet edersin. Bu da İslami görüş." Yani sahip olduğunuz değerlerinizin referans noktası kitabın özünü oluşturan medeniyet tasavvurunu ortaya çıkarıyor. Kitabın isminden kapakta tercih edilen fincan içindeki kola resmine kadar bu birbirine tezat iki dünya görüşünü hem kendi içinde açıklayıp hem de geçmişe ve bugüne odaklanarak çözüm yollarını sunan yazar bunu herkesin anlayacağı bir sade dille yapıyor. Hocayla birlikte bir kahve içimi oturmuşsunuz ve tatlı tatlı muhabbet edercesine...

BİZİ NE KURTARIR?

Modernliğin ve onun kurgusu olan kapitalizmin bir medeniyet tasavvuru inşa ederek hükmünü sürdürdüğüne dikkat çeken Sadettin Ökten, toplumsal mutabakatın aynı medeniyet tasavvuruna sahip insanlarca kurgulandığına işaret etmesi de meselenin önemli bir boyutuna işaret ediyor. Zaten akabinde 'Cumhuriyet aydınlanması' meselesine girerek bu aydınlanma hareketinin bir önceki medeniyeti reddetmesi bir yana yeni bir medeniyet tasavvuru oluşturamamasına getirdiği eleştiriyi iyi anlamak gerekiyor. Çünkü bugün yaşadığımız fikir ayrılıkları, toplumsal kamplaşmalar ve çatışmaların temelinde yatan şey, bu toplumsal mutabakatın, toplumsal deklarasyonun tesis edilmememesinden başka bir şey değil. Haliyle şimdi bu fincanın içerisine Ökten'in de sık sık işaret ettiği apartman kültürünü, siyasal gücün paradigmasını, sanayi devrimini, modernizmi, menfaat referansını, sükunetten ulaşan kalpleri, ilahi emri maddi menfaate tercihi, pragmatizmi doldurabilirsin. İşte al sana, hatırı değil de acısı yüzyıllar sürecek kahveyi; şimdi iç içebilirsen... Batı'nın reform hareketlerinden itibaren geçirmiş olduğu değişim ve dönüşüm, aydınlanma düşüncesi, sömürge kültürünün yaygınlık kazanması, sanayi devrimi ve hızlı bir şekilde kentleşme; bütün bunların bir neticesi olarak kapitalist bir yaşam tarzının yerleşmiş olmasına değinen Ökten, Albert Camus'nün, "Modern insan yer, içer, çalışır, sevişir ve gazete okur" sözünü deyim yerindeyse günümüz insanının bam teline dokunan bir gönderme yapıyor. "Şimdi olsa onu da okumaz televizyon seyreder ve tweet atar..." Müslümanların 'modernitenin haylaz çocuğu kapitalizm'den kaçamadıklarını ve bu medeniyet tasavvurunun cazip tekliflerine karşı bir direnç sergileyemediklerini belirten Sadettin Ökten, içselleştirdiğimiz modern halimizi de gözler önüne serip sunduğu kahvenin yanındaki bir bardak soğuk suyu üzerimize silkinmemiz için boca ediyor adeta. Peki bizi kurtaracak olan ne? Kitaptaki bütün denemelerde bazen açık bazen alt metin olarak yer alan tasavvuf-insan ilişkisini yeniden tesis etmekten ve hayatın bütün alanlarında söz söylerken söylenilen her sözün inançtan kaynaklanan davranışlarla hemhal olmasından başka çıkar yol yok. Tabii davranışlarında ahlaktan yoksun olmaması kaydıyla. Zira insanı boş bırakmaya gelmiyor.
SADETTİN ÖKTEN'İN HAYATI
Sadettin Ökten, 1 Eylül 1942'de Beyazıt'ta dünyaya geldi. İmam Hatip Okulları kurucusu Mahmud Celaleddin Ökten'in oğludur. 1949 senesinde Koca Ragıp Paşa İlkokulu'na okumayı bildiği için ikinci sınıftan başladı. Vefa Lisesi'nde lise eğitimini tamamlayan Ökten, sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'ni kazandı. Yüksek inşaat mühendisi olmasına rağmen şehir ve medeniyet, özellikle de İslâm medeniyeti konularındaki entelektüel birikimiyle tanınan Prof. Dr. Sadettin Ökten, Mimar Sinan Üniversitesi emekli öğretim üyesidir.
KİTAPLARI
Fincanımda Cola Var (Tuti Kitap) Örselenmiş Osmanlı'dan Medeniyet Umuduna (Hayykitap) Yahya Kemal'in İstanbul'u ve Devamı (Ötüken Yayınları) Yahya Kemal'in Rüzgarıyla Düşünceler ve Duyuşlar (Ötüken Yayınları) Mesken ve Mesken Mimarimiz (Ensar Neşriyat)* *Yazarın kendi kitabı değil. Kitap içeriğine katkıda bulunmuş.

H. SALİH ZENGİN

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.