Cuma 07.11.2014

Aşk karışık kasettir

Uygar Şirin'in sinemaya uyarlanan romanı Karışık Kaset üçüncü baskısını yaptı. Şirin, romanında mutlu sona ulaşıp ulaşmayacağı belirsiz bir aşk hikayesini Türkçe Pop Müzik şarkıları eşliğinde anlatıyor

Amerikan müzik dergisi Rolling Stone'un usta müzik yazarı Rob Sheffield Love is a Mixtape (Aşk Karışık Kasettir) adlı 2007 tarihli romanında dokunaklı bir aşk hikayesi anlatır. Romanın kahramanı kendisi ve ani bir rahatsızlık sonucu kaybettiği eşidir. Romanda yazar, eşiyle geçirdiği yılların anılarını, hazırladığı karışık kasetler sayesinde canlı tutar. Yaşanan unutulmaz anların fonunda şarkılar vardır. Şarkılar çiftin arasında yaşanan aşkın en yakın tanığıdır ve aynı zamanda vazgeçilmez bir parçası. Sheffield, romanında "Her çeşit karışık kaset vardır. Her zaman yapmak için bir neden olur" der. Beş yıl sonra, 2012 yılında ABD'den binlerce kilometre uzaklıktaki Türkiye'de bu kez bir başka yazar, Uygar Şirin son romanında okurunu kahramanının hazırladığı karışık kasetlerle bir yolculuğa çıkarır. Ortada yine bir aşk vardır. Bu aşkın da tanığı elbette şarkılardır. Hatta şarkılar olmasa bu aşk da olmazmış dedirtecek kadar vazgeçilmez bir parçasıdır. Senarist ve sinema yazarı da olan Şirin'in Karışık Kaset adlı üçüncü baskısını yapan romanı kısa bir süre önce sinemaya uyarlandı. Başrollerini Sarp Apak ve Özge Özpirinççi'nin paylaştığı film, 21 Kasım'da vizyona giriyor. Biz de filmi bahane edip romanı tekrar anımsatalım istedik. Romanın kahramanı Ulaş, 13 yaşındayken 12 yaşındaki İrem'e ilk görüşte âşık olur. Gabriel Garcia Marquez'in Uyuyan Güzel ve Uçak adlı kısa öyküsünde dediği gibi zaten aşkın başka türlüsü mümkün değildir. Ulaş, gider, bir karışık kaset hazırlar. Ama işler beklediği gibi gitmez, ikilinin yolları ayrılır. Sonra tuhaf bir şekilde her 10 yılda bir yeniden birleşir. 1990-2000 ve 2010...

NORMALLER VE DİĞERLERİ
Şirin, romanında mutlu sona ulaşıp ulaşmayacağı belirsiz bir aşkın hikayesini anlatırken bir yandan da 1990'lardan orta gelirli bir ailenin portresini de çizer. İnsanların normaller ve diğerleri diye ayrıldığı bir hayatın arızalarıyla yüz yüze getirir okuru. Ulaş, "Bizim dünyamızda dikkat çekmek yoktur" der, "Sadece yazarlar, oyuncular, şarkıcılar, akıl hastaları ve sarhoşlar dikkat çeker." Sonra "Sevişmek. O da yoktur bizim dünyamızda... çünkü sevişmek öfkelidir, anidir, sarhoştur ve tehlikelidir. Biz bunların hiçbirini sevmeyiz" diye devam eder. İşte böyle bir ortamda yeşeren aşkın da sakatlıkları vardır elbette. Yıllar geçse de güvensizliklerin, kıskançlıkların, dürüst olamamanın gölgesi bu 'büyük' aşkın üzerinden bir türlü kalkmaz. Bu yüzden de hep gündüz düşleri gördürür kahramanımıza: "Bir çuval duygu anasını satayım, yüklemişim sırtıma, kendimi bildim bileli taşıyorum. İçinde bağımlılık var. Çaresizlik var. Acı. Hayal kırıklığı. Öfke, en çok... Gel gör ki bunların yanında yersiz bir umut da var." Neyse ki müzik vardır. Evet, müzik! Ulaş'ın öğretmen olan babası aynı zamanda müzik delisidir. Türk Pop Müziği üzerine yazdığı, ama bir türlü biteremediği kitabı yavaş yavaş tüm yaşamını ele geçirmektedir. Ulaş da müziğe tutkun bir babanın oğlu olarak şarkılarla iç içe bir yaşam seçmiştir kendine: "Hayatımın onlar olmadan hiçbir anlam taşımadığını, her saniyemi onlarla birlikte, onlar sayesinde, hatta onlar için yaşadığımı hissediyorum. Anılarımın tamamına onlar iliştirilmiş. Geçmişi düşündüğümde, kenarda köşede kalmış bir hatırayı çağırdığımda şarkısıyla birlikte geliyor. Bazen o anın kendisi sadece olayın ayrıntılarını taşırken duyguyu tümüyle şarkıya yüklemiş oluyorum ve o sırada ne hissettiğimi bile bana şarkılar hatırlatıyor." Karışık kasetler ise sığındığı güvenli limanıdır. Mutlu olduğunda, umutsuzluğa düştüğünde veya öfkelendiğinde Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Erkin Koray, Candan Erçetin, MFÖ, Mirkelam, Duman, Barış Manço ve daha birçoklarının şarkılarından kendine bir dünya kurar. Şirin, kahramanın dile getiremediklerini şarkılarla anlatmasını sağlar. Bu arada okuru da Türkçe Pop Müzik tarihinin sayfaları arasında dolaştırır. Ulaş'ın hikayesi, okurun yabancılık çekebileceği duygular değil aslında. Belki fondaki şarkılar değişir en fazla. Şirin, her ne kadar Türkçe Pop Müziğe odaklansa da örneğin Joy Division'dan Love Will Tear Us Apart'a da yer var bu romanda, Damien Rice'tan Blower's Daughter'a da... Sonuçta hepsi aynı şeyi anlatmıyor mu? Aşkı... Romanın özeti ise kitabı piyasaya çıktığı gün Ulaş'la annesi ile arasında geçen şu telefon konuşmasında saklı belki de. "- Hadi çok satsın da sana biraz para kazandırsın. Çok üzdüler seni zamanında, bir iyilikleri dokunsun. - Kim üzdü anne? - O şarkılar..."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.