Giriş Tarihi: 27.2.2015

Çocuklara soğuk kış günleri için sıcacık kitaplar

Kışın son soğuk günlerinde içinizi ısıtacak, yüreğinizi yumuşatacak, zihninizi aydınlatacak kitaplar seçtik sizin için...

Mart havası okul kokar. Sömestre tatilinin tadını şubat ayında bırakıp, yeniden okullu olur çocuklar bu ayda. Ödevler çoğalır, sınavlar yaklaşır. Böyle günlerde ferah bir nefes gerekir miniklere. Kitapların hayal dünyasına dalıp gitmek iyi gelir ruhlarına. Her seviye için tatlı tatlı okunacak kitaplar sizi baharın sıcak günlerine taşıyacak.
Bale yapan robotlar
"Şu nankör insanlara kendimizi nasıl sevdirmeli?" sorusunu keşke herkes bu kitaptaki robotlar gibi olumlu ve estetik bir çözümle cevaplasa, keşke herkes sorunların çaresini sanatta arasa. Kimbilir belki o zaman dünya bu kitaptaki gibi rengarenk ve sevimli olurdu. Her ne kadar bale robotların kusursuz metal vücutlarıyla uyum sağlayamasa da, teknik mükemmellik sahneye yetemese de ve duygunun olmadığı yerde sanat ruhlara hitap edemese de iyi niyetin ve iyimserliğin de bir kıymeti olmalı, öyle değil mi? Bu sevimli ve naif robotlarla tanışıp bakış açılarını içselleştirmenizde fayda var. Bazen bize yöneltilen eleştiriyi "Yaşasın!" diyerek karşılamak pes etmemizi engeller ve sebat bizi eninde sonunda başarıya taşır. Ne de olsa denemek bizi ileri götürür ve denememizin sonucunda mükemmele ulaşamadıysak da sonuç hiçten her zaman bir adım öndedir. Sadece yazarın değil, her bir robotun vücudunu birer yapboz gibi kurgulamış çizerin de izlediği yolu takip etmeyi unutmayın. Çünkü o yol sizi hem estetik hem de eğlenceli bir dünyaya götürecek.
Hırslı olmak zararlıdır
En iyiyi hedeflemek günümüz dünyasının kazancı mı, zaafı mı? Hırslı olmanın 'ayıp' olduğu günler nasıl da gerilerde kaldı, farkında mısınız? Batı kültüründe olumlu bir nitelik sayılırken Doğu toplumlarında zaaf olarak görülen bu kişilik özelliği nasıl da gündelik hayatların içine sirayet etti. İyi olmak değil, en iyi olmak, sahip olmak değil, en iyiye sahip olmak, yapabilmek değil, en iyiyi yapabilmek... Tüm bunlar hem yetişkinlerin hem de çocukların zihinlerinde doğallıkla dolaşan tilkiler haline geldi. 'En' olan yerde tek kişi kalındığını fark etmek için önce en kavramını deneyimlemek, o zirveye gelmek mi gerek? Tıpkı kitabımızın kahramanı gibi, önce en olup sonra bunun bir zafer değil, bir yük olduğunu anlamak ve o anda da yalnızlığını hissetmek mi gerek? O yükten kurtulmak, bir değil birlik olmak ancak bu şekilde mi mümkün dersiniz? Gulnar Hajo sadece çocuklara değil, yetişkinlere de sesleniyor gibi... Günümüzün rekabetçi dünyasında varolmaya çalışan anne-babalara yaşam duruşlarını ve ebeveynlik tarzlarını sorgulatacak gibi görünüyor. Hajo hem zihninize hem de yüreğinize dokunan öyküsüne eşlik eden siyah-beyaz, sade illüstrasyonlarıyla bu derin konuyu dengelemek istiyor sanki.
Bize görgü kuralları ve nezaket gerekli
Keyifli iştir bizim diyarlarda çocuk olmak. Küçük değildir aileler, bolca akraba vardır. Kalabalık oturulur sofralara. Gelen makas alır, giden öpücük kondurur yanaklara. Kimisi top oynar, kimisi tavla. Kimisi ip atlar, kimisi sır dinler. Kimisi akıl verir, kimisi şeker. Hiç yalnızlık çekmez çocuklar etrafta başka çocuk olmasa bile. Öte yandan zor iştir bizim diyarlarda çocuk olmak. Herkese başka bir isimle seslenmek gerekir; teyzeler, halalar, amcalar, dayılar, yengeler, enişteler... Yetmezmiş gibi bir de herkesin adı birbiriyle ilişkisine göre değişir! Bir bakmışsınız enişte olmuş bacanak, hala olmuş görümce. Bu tatlı karmaşayı bulmaca kıvamında öyküsü Hangisiyim Ben? adındaki kitabında nasıl da keyifle dile getirmişti Süleyman Bulut. Günaydın! Günaydın! isimli öyküyle devam ediyor kitap. Yine çocuk dünyasının bir zorluğuna değinmiş usta yazar; görgü kurallarına, nezaket sözlerine. Dilimizdeki birbirinden anlamlı sözleri almış, çocukların zihinlerine eğlenceli bir öyküyle yerleştirmeyi başarmış. Kolay gelsin, başınız sağ olsun, afiyet olsun, çok yaşa... Her biri nasıl da yorgunlukları, hüzünleri, dertleri silip götürür. Ama bir çocuk için bu sözleri hatırlamak ve yerli yerinde kullanmak ne zordur. Evet, bunlar en iyi rol model olarak öğretilir çocuğa. Aile büyüklerini gözlemleyerek medeni olmayı öğrenir bir çocuk. Sosyal kuralları öğretmenin en etkili yolu budur elbet. Ama eğlenceli bir öykünün gücü de yadsınamaz doğrusu. Evinizdeki ufaklık bu öyküyü okuduktan sonra "Günaydın! Günaydın!" diyerek uyanırsa şaşırmayın.
Kitapkurdu Itır Kozikoğlu'nun bu ayki seçimi
Ne olursa olsun, hayat gülümsemeye değer

Gülümsemek mutluluğun göstergesidir. Güzel gülümseyen insanlar her zaman daha çekici, daha samimi gözükür. Bu yüzden yüzyıllardır insanlar güzel bir gülümsemeye sahip olmak için çabalıyor. Artık çocukların küçük yaştan dişçiye götürülmesi çok yaygın. Gülümseyişini güzelleştirmek için uğraşmayan bir insan bulmak çok zor. Anna da klasik bir altıncı sınıf öğrencisi gibi diş tellerini takmak üzereydi. Ama sadece basit bir diş teliyle düzelecek dişlerine, bir akşam arkadaşlarıyla evine doğru yarışarak koşarken başına gelenler yüzünden bakın neler oldu. Önce dişleri alçılara alındı, sonra yukarı kaçan dişleri aşağıya doğru çekilerek geri çıkarılmaya çalışıldı, daha sonra iki ön dişi çekildi, yanlardakiler öne doğru itilirken ilk önce sahte dişlerini yerinde tutan damaklık sonra da diş telleri takıldı, en sonunda yeni ön dişleri şekillendi ve Anna diş tellerinden kurtuldu. Bütün bunlar neden mi oldu? Çünkü Anna koşarken yere düştüğünde ön dişlerinden bir tanesi çıkmış, diğeri de diş etinin içine girmişti. Ama aslında kocaman bir çizgi romanın hikayesi haline gelmiş olan bu gerçek hikaye Anna'nın tüm ortaokul hayatını mahvetti mi? Aslında hayır. Anna'yı mutsuz eden şey çoğunlukla onu ciddiye almayan, onunla dalga geçen ve ona kötü davranan arkadaşlarıydı. Anna lisede yeni arkadaşlar edindiğinde onlar tüm diş teli olayını umursamadılar bile. Hayatta güzel dişlerden daha önemli şeyler var. O yüzden dişlerinizin nasıl göründüğü önemli değil, gülümseyin yeter.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.