Her seviyeye bir kitap

Birinci sınıflar çoktan okumayı söktü, ikinci sınıflar resimli kitaptan bol metinli, az resimli kitaplara geçti. Daha büyükler ise artık bayağı bayağı roman okumaya başladı. Bu ay ilköğretim seviyesindeki minikler için kitaplar seçtik. Keyifli okumalar...
RAKUN KOKO'NUN ROBOTLA MACERALARI
Aysun Berktay Özmen Mavi Seri'den sonra şimdi de Tıkır'ın Çilek Günü, Kurbağa'ya Özenen Tavşan Roka ve Sen Bir Robot Değilsin isimli üç kitaptan oluşan Yeşil Seri'yle karşımızda. Sıcak bir yaz günü serin bir gölette yüzmek varken kim annesinin bıraktığı yapılacaklar listesiyle ilgilenmek ister ki? Rakun Koko da doğal olarak odasını toplamak, bahçeyi sulamak ve çimleri kesmek yerine mayosunu giyip yüzdü, yüzdü, yüzdü... Kıyıda güneşlenip "Keşke bir robotum olsaydı" diyerek hayallere daldığı anda parlak bir fikir geldi aklına. Ve böylece koyuldu işe; bulup buluşturduklarıyla, zihninde tasarladıklarıyla başladı becerikli bir robot yapmaya. İlk başta işe yaradı yaramasına bu robot ama ne de olsa ilk robot yapım denemesi bu Koko'nun, mükemmel olması imkansız tasarımının. Bir anda her şey sarpa sardı, Koko'nun hayaller suya düştü. Ama merak etmeyin, annesi farkında Koko'nun henüz küçük bir çocuk olduğunun. Ve ona onca sorumluluğu yüklemenin haksızlık olacağının bilincinde elbette. Bunu Koko da düşünebilseydi en başından keşke.
KENDİMİZİ KALEMLERİN AKIŞINA BIRAKIYORUZ
Samuele kumsalda oyun oynamanın kumsalda nasıl oyun oynadığını anlatmaktan daha eğlenceli olduğunu düşünüyor. Haksız da sayılmaz doğrusu. Ne de olsa yaz tatili dönüşü çocukları bekleyen "tatil kompozisyonları" nı yazarken tek sıkılan o değil. Kalemi Gigia için de aynı derecede sıkıcı bir iş bu. Oysa tatile gittiği yerde Samuele bir deniz canavarıyla karşılaşsa fena mı olurdu? Sınıf arkadaşı Jose'nin dedesini ziyaret etmek için bindiği uçağı aya iniş yapsa, Sara yazın gittiği Paris'teki botanik bahçesinde bir dilek çiçeğiyle karşılaşıp periye dönüşse yazı ödevleri herkes için daha eğlenceli olmaz mıydı? Bunun için ne mi gerekli? Çocukların kalemleriyle dostluk kurmaları elbette. Çünkü aslında onlar içlerinde tüm bu macera dolu, eğlenceli hikayeleri saklıyorlar. Yeter ki onları kemirmeyi bırakıp seslerini duyalım, bize fısıldadıklarına kulak verelim. Kendi zihnimizin gücünü, hayal dünyamızın renklerini keşfetmek için kalemlerimizin akışına bırakalım ellerimizi. Bu dostluğun izinde yazı yazmanın keyfini sürelim.