Giriş Tarihi: 14.10.2016

Diğerlerinin mutsuzluğuna bakmak

Genç yazar Christopher Isherwood’un Avusturyalı yönetmen Friedrich Bergmann’ınkiyle 1933 yılında Londra’da kesişen yollarını anlatan Prater’in Menekşesi başkalarının mutsuzluğuna bakma biçimlerimiz üzerine bir kısa roman

Şair ve tiyatro yönetmeni Berthold Viertel, Berlin sanat dünyasının benzersiz isimlerindendi. Viyana doğumlu bu genç adamın bir süre sonra çekmeye başladığı filmler, izleyenleri büyülüyordu. On Marklık Bir Banknotun Maceraları isimli filmi özellikle heyecan uyandırmış, Almanların 'Neue Sachlichkeit' ismini taktığı yeni bir gerçekçi sinema akımının önde gelen işlerinden olmuştu. Bu filmler 1920'lerin ekspresyonist sinema anlayışının karşısına dikiliyor, onlara duygusallıkla yaklaşmak yerine karakterlerin psikolojilerini çevrelerindeki nesnelerde arıyordu. Viertel'in filmi bugün kayıp. Lakin yönetmenin hayat hikayesine dair elimizde pek çok bilgi var. 1928'de Los Angeles'ta önde gelen stüdyolarda çalıştığını ancak sonunda Hollywood'a lanet okuyarak kaçtığını biliyoruz. 1930'larda Nazizm doğduğu ve yetiştiği şehirlerde insanları muhbirlik ve ölüm arasında seçim yapmak zorunda bırakırken Viertel'in her şeyi endişe içinde uzaktan izlediğini biliyoruz. Ve Viertel'in 1934 tarihli Küçük Dost (Little Friend) filmini çekmek için Londra'ya geldiğini ve burada Christopher Isherwood ile birlikte çalıştığını biliyoruz.

BİR BEKLEYİŞ HALİ
Isherwood'un 1939'da şair W. H. Auden ile birlikte çekilmiş meşhur fotoğrafına bakarken insan Prater'in Menekşesi'nde hikayesini anlattığı kendi genç halini çok iyi hayal edebiliyor. Takım elbiseli, kravatlı, saçları güzelce ayrılmış bir İngiliz beyefendisi: annesi ve kardeşiyle yaşıyor, yazdığı kitaplar beğenilmiş ve ismini ülkesine duyurmuş ama hayatının bir ara döneminde olduğunu hissediyor. Bir yemek masasında bir bekleyiş halinde oturuyor. Sonra telefon çalıyor ve bu unutulmaz hikaye başlayıveriyor: Bir film stüdyosu, ünlü bir film yönetmeni, senaryo için bir yazar ihtiyacı... Londra'nın sokaklarında ilerlemeye başlıyoruz. Isherwood, ismini değiştirdiği ama Viertel üzerine inşa ettiği film yönetmeni Friedrich Bergmann'i bulmak için metroya biniyor. Cep telefonunun, Google Maps'in, Whatsapp gruplarının olmadığı o günlerde biriyle buluşmanın ne kadar zorlu bir iş olduğunu gösteren bu şahane sahnede Isherwood bir dükkandan diğerine, Bergmann'ın uğradığı yerlere girip onun izini sürüyor. Burada Isherwood, bize henüz tanıştırmadığı yönetmen karakterinin özelliklerini başka insanlardan dinletirken, karakter nasıl yaratılır dersi veriyor. Filmin setine girmeden önce, senaryonun editörü olan Ashmeade ile tanışıyoruz. Kendisi Isherwood'un üniversite yıllarından sevgilisi belli ki. Gazeteci Patterson, yazacağı yazıların heyecanıyla Isherwood ve Bergmann'ın çevresinde dönüp duruyor. Ancak onun da, kitaptaki diğer hiçbir karakterin de kavrayamadığı şey, sevdiği bir şeyden uzakta kalmak zorunda olan insanın yaşadığı sıkıntı.

PAYLAŞACAK KİMSE YOK
Londra'da eğlenerek geçirdikleri hayatlarında, Bergmann'ın ailesinin yaşadığı Viyana onlar için nihayetinde bir soyutlamadan fazlası değil. İngiliz basını da Hitler'in yükselişini güvenli bir mesafeden izliyor, Alman şehirlerinden en korkunç hikayeler gelirken bile kendi ülkeleriyle Hitler'in barışı inşa ettiği diplomasi hayalleri görüyorlar. Bergmann bir süre sonra idrak ediyor ki Londra'da, onun Viyana'daki ailesinin başına gelebileceklere dair endişelerini paylaşacak kimse yok. Isherwood dışında. Hayatındaki en önemli insanlardan W.H. Auden, başyapıtı Güzel Sanatlar Müzesi şiirinde resim sanatının eski ustalarının, bir insan acı içinde kıvranırken bir diğerinin "bir şeyler yediğini veya bir pencereyi açtığını/ veya sıkıcı bir biçimde yürüdüğünü" nasıl da kavradıklarını hayranlıkla anlatmıştı. İkarus'un güneşe çok yakın uçtuğu için eriyen kanatlarıyla denize düştüğü anda bile her şeyin doğal akışını sürdürmesi gerektiğini, "Bir biçimde bir köşede, düzensiz bir yerde/Köpeklerin köpekçe hayatlarına devam ettiklerini ve/işkencecinin atının masum kıçını bir ağaca sürerek kaşıdığını." Isherwood'un Prater'in Menekşesi'nde bize gösterdiği manzara tam da böyle bir şey. Ama sevgilisiyle tatile çıkma, yüzme ve mutlu olma hayalleri kuran, kabuslarında kesilmiş ellerini ceplerine sokup gizlemeye çalışan Yahudiler gören ve her cümlesini tutkuyla kuran Isherwood bu puslu hayat manzarasını, onun hikayecisi olarak, bir parça çekilir kılıyor.


PRATER'İN MENEKŞESİ
Christopher Isherwood Roman Yapı Kredi Yayınları Çeviri: Betül Kadıoğlu 92s., 9 TL

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.