Cuma 24.02.2017
Son Güncelleme: Pazartesi 03.04.2017

İç dünyanızdaki zulme son verin

Hayati Sır, hayykitap tarafından yayımlanan yeni kitabı Ruhun ‘Aşk’ Hali’nde bereketli kalemiyle okuru bir kelimeler şölenine götürüyor

"Sana ruhtan soruyorlar. De ki, "O, Rabbimin bir emridir" buyruluyor Isra suresinde, seksenbesinci ayet-i celilede. Devamında, "sana ilimden çok az sey verilmistir" denilerek, ruha iliskin bilginin ancak vahiyî olabilecegi, belki de sadece manen zevk edilebilecegi, ancak bu suretle anlasılabilecegi ima ediliyor. Ruh'un niteligine iliskin kozmik merakı dile getiren bu âyet-i celiledeki, 'ruh' tabirini, 'vahiy' olarak tanımlayanlar da vardır. O'na ruhumuzdan üfledik, beyanını da hatırlayalım. Rahman'ın nefesi yani...Varlık, Rahman'ın sonsuz merhametiyle vücut bulmustur. Ruh, Arapça'da, 'git' demektir. Yürümek, yürüyen, giden, yolda olan, yolculuk yapandır... Insan yolcudur. Hayvanî neftsen, insanî ruha dogru yürüyen bir varlıktır. Rahman'ın kudsî nefesle döllemesinin, mürsid-i kâmilin, kisiye ilk esma telkini olarak yorumlandıgını da hatırlayalım. Hayati Sır, hayykitap'ça yayımlanan son kitabı, Ruhun 'Ask' Hali!'nde, bu kez, "Ey kalbim Kur'an" diyerek, ruhun derinliklerine tasıyor bizi.
Hayati bir sırrın deryasına dalıyor.
Kitap, besmeleyle açılıyor. Genisçe bir ithafla sürüyor. Kelimelerin incitilmeksizin, sessizce ruha ithaf edildigini görüyoruz. Kalple Kur'an birlikte anılıyor. Kur'an'ın yazılmıs, istinsah edilmis haline mushaf, ete kemige bürünmüs haline Hz. Muhammed (sav) dendigini hatırlıyoruz. Kur'an, semaya yani ruha ve oradan akla yani kalbe indirilmistir. Kisinin Mushaf'ı anlayabilmesi, ancak, ruhun, yetkinlesmesiyle mümkün olabiliyor. Ruhun 'Ask' Hali!'ni okudukça bu sırrı daha çok anlıyoruz. Nitekim, kitabın ilk açılıs yazısında da bu vurgulanıyor. "Hayati Sır kimdir diyenler var hâlâ. Oysa Hayati Sır, kim oldugunu bilmiyor ki! Bir meçhul. Bilebilseydi eger, belki de yazmazdı. Yazamazdı. Sadece ibadet ederdi. Secdeden hiç kaldırmazdı basını. O zaman gelinceye kadar. Ümmeti için, secdede dua ederdi... Rabbimiz ne zaman ki ona bildirecek, bir hayati sır oldugunu. O zaman iste, tüm secde kardesleri, hep birlikte kıyam edecegiz. Dünyadaki zulmü bitirebilmek için."
Hayati Sır'dan, çok degerli bir sırrı ögreniyoruz : Dünyadaki zulmü bitirebilmek için, öncelikle, iç dünyamızdaki zulme son vermemiz, ruh üzerindeki nefs baskısını yok etmemiz, nefsi ruha dönüstürmemiz gerekiyor. Iç ile dıs iliskisi hayati sır'lardan. Ayrıca, Rabbimiz bildirmeden hakkıyla bilemeyecegimizi de ima ediyor Hayati Sır. Bakara suresi, otuzikinci âyet-i celilede söyle buyurulur : "'Seni bütün eksikliklerden tenzih ederiz Ya Rab! Bizim için, Senin bize bildirdiginden baska bilgi mümkün degildir. O her seyi bilen hüküm sahibi sadece Sensin Sen!' dediler." Bu, kisinin iradesini ortadan kaldıran, çabasını yok sayan bir ilke degildir; aksine, kisinin kendi kanatlarıyla bir yere kadar gidebilecegini ama asıl menziline, kanatları kırıldıktan sonra varabilecegini ima eden bir beyandır. Hayati Sır, bunun bir mehdiyet sırrı oldugunu söylüyor. Mehdiyetin günümüzdeki algılanma ve yorumlanma biçimleri hayli kafa karıstırıcı. Tarihsellik algısı ve nesholmus geleneklerdeki o hep beklenen ama gelmeyecek olan "Zat"a duyulan sarsılmaz inanç gerçekten sorunlu. Hayati Sır'dan ögreniyoruz ki, bu algının aslında sahih bir "batınî" boyutu var. Hidayetin gerçeklesmesi, gönülde vahdetin tecellisi anlamına geliyor. Mehdinin tecelli etmesi demek, bir anlamda, insanın iç dünyasında vahdetin gerçeklesmesiyle dıs alemde de olup biten bir sey. Deccal, bir bakıma, nefs-i emare, mehdi ise, mürsid-i kâmilin rehberliginde gönülde vahdetin gerçeklesmesi. Bu içte olurken, dıs dünyada da benzeri bir tecelli, toplumsal düzeyde gerçeklesiyor.
Ruhun 'Ask' Hali!, uzayıp gidiyor. Neler yok ki kitapta... Zaten ruhtan ve asktan söz edilmeye baslandıgında kelam tükenir mi? Aksine uzayıp gider. Sonsuzca çogalır. Hayati Sır, o bereketli kalemiyle ve kelamıyla inanılmaz bir sölene çıkarıyor okuru.
O'nun çagrısıyla bitirmek isterim :
"Hangi zaman... Acil bir zaman... Olaylar hızla akarken... Kötülük her gün biraz daha artarken... Iyilik azalırken... Seytan... 'Ruh'umuzu kusatırken... Simdi 'oku'mayacagız da! Ne zaman okuyacagız... Ey Kalbim Kur'an! 'Ruh'umuz Asktır 'biz'im... "Ruhun 'Ask' Hali"yiz... 'Biz'! Bu kusatılmayı ancak! Kalbimizdeki vahyi 'oku'yarak asabiliriz... O zamanlar iste! 'Ask'ın o 'bir' halinin içine girmeliyiz... 'Ruh'umuzu kurtarmalıyız... Ruhumuzla sırlanmalıyız..."


SADIK YALSIZUÇANLAR

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.