Hipermetrop hikâyeler

Aşkı, ilişkileri adı her neyse; bir ucunda kadının bir ucunda erkeğin oturduğu teraziye benzetirim. Tuhaf bir dengedir bu; herkes için, her ilişki için değişir. Tutku da vardır ve benzersiz bir şeydir. Tarif edilmez, edilince de şiir olur, roman olur, resim olur. Bazen bir vapurun dalgalarını bıraktığı köpük, bazen bir ağacın gölgesi bazen de hiç nedensiz bir ruh hali... Yazar, "Aşk köpekliktir" der. Öyle de olmalı, çıkarsız, hilesiz ve umarsız.
Güzel bir söz vardır; her şeye uyar: Ağaçlara bakmaktan ormanı göremezsin. Bence aşkta tam tersi olur; ormana bakmaktan ağaçları göremezsin. Bazen yanı başındaki birini fark etmezsin, gözünün içine bakar. Sense kalkar hiç olmadık birine, yüzüne bile bakmayan birine yapışıp kalırsın.
İşte böyle adı var ama tarifi çok mu çok...
Serpil Şahin Mona Kitap'tan çıkan ikinci kitabı "Yakın-Görmez" ile bu hipermetrop durumu 7 ayrı hikâye ile ortaya koyuyor. Serpil Şahin'in öyküleri cesur ve eğlenceli kurgusunun yanı sıra şiirsel ve saf üslubuyla, günümüz kent insanının sevmek ve sevilmek özleminin merkezine iniyor.
Aynı zamanda reklamcılıktan gelen ince mizah duygusu, zengin gözlemleri ve hayal gücü ile kelimelere döktüğü hikâyelerinde, erkeklere kalbini fazlasıyla açan bir kıza kedisinin verdiği komik akıllar, çok bilmiş plaza güzeline arkadaşlarının yarattığı "evlenme baskısı", anne babaların kariyer kıskacı, evlenebilmek için "totem" yaptıran iş kadınlarını tüm gerçekliğiyle önümüze koyuyor. Kitaptaki hikâyelerde kimi zaman kendinizi gülümserken kimi zamanda derin bir sorgulama içinde bulursanız hiç şaşırmayın.
Şahin kedisinden aşk üzerine nasihatlar dinlediği "Miyav" isimli hikâyesinde "Neden ellerimle sadece kötü hisleri ins¸a ediyorum? Oysa ben sevmek ve sevdigˆimden çok sevilmek istiyorum. Tıpkı küçüklügˆümdeki gibi, berrak bir s¸ekilde" diyerek aşkın saflığını anlatıyor. "Lotoyu kazanmak istiyorsan önce bilet almalısın" hikâyesinde ise "'İçinden geldiği gibi davran' dediklerinde ve tam da öyle yaptığımda neden içimden geldiği gibi davrandığım için suçlanıyordum? Neden hayatıma girenler beni önce ben olduğum için sevmiyorlardı da, olabileceğim ben için sevmeye çabalıyorlardı" sözleriyle ilişkilerdeki tezatlıklara değiniyor.
"Sevebilir misin?" hikâyesinde ise Mevlana'nın "Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız, ümtsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel" dizelerini hatırlatan şu cümleleri kuruyor: "Bir insanı gerçekten ve ömür boyu sevebilmek için onu bütün şekliyle kabul etmelisin. Beyazın içinde bile siyah varken, bir insanın içinde neden olmasın? Ayrıca siyah, karanlıktan daha aydınlık da olabilir bazen. İyi yanları herkes kolayca sever ve takdir eder. Peki bir insanı kötü yanlarına rağmen kim sever?"

YAKIN – GÖRMEZ
Öykü
Serpil Şahin
Mona Yayınları
192 s., 17 TL