Cuma 12.01.2018

Bir roketatarın karşısına su tabancasıyla çıkamazsın

Gil Scott-Heron’ın iki romanından biri olan Zenci Fabrikası 1960’larda Virginia’daki bir üniversitede yaşanan öğrenci ayaklanmalarını konu alıyor. Siyahilerin eşitlik ve hak arama metotlarındaki farklılık gerçekçi bir üslupla okuyucuyla buluşuyor

Devrim televizyonda yayınlanmayacak... Şair, müzisyen, yazar ve aktivist Gil Scott-Heron'ın edebiyat ve kültür dünyasına büyük armağanı olan bu cümlenin etkileri bugün de varlığını koruyor. Evet, belki henüz televizyonda yayınlanan bir devrime rastlamadık ama kendisi devrim yaratmış bir aforizma ile karşı karşıya kaldık. Gil Scott-Heron çağını aşacak bir söz söylediğinin farkında mıydı bilinmez ama bir mücadelenin felsefesini somut bir biçimde dile getirdiği aşikârdı. Peki, kimdi bu isim, neler yapmıştı... 1949'da Chicago'da doğan Scott- Heron'ın öne çıkan ilk tarafı müzisyen kimliği oldu. Hip hop müziğin öncüleri arasında sayılan Scott-Heron, müzikli şiir performanslarıyla 1970'lere ve 1980'lere afilli bir imza kondurdu. Yetmedi, Akbaba ve Zenci Fabrikası adında iki roman ve Son Bayram adında da bir anı kitabı yazarak edebiyat dünyasına üç nadide eser bıraktı. 2011'de New York'ta hayatı son buldu. İşte şimdi çok yönlü bir sanat insanı olan Scott-Heron'ın iki romanından birisi ile yani Zenci Fabrikası ile huzurlarınızdayız. Zenci Fabrikası, anlatısının merkezine 1960'larda Virginia'daki bir üniversitede yaşanan öğrenci ayaklanmalarını yerleştiriyor. Siyah-beyaz çatışmasının yaşandığı ve kısmen mücadelenin farklı bir dönemine girildiği bu dönemde geçmesi bakımından romanın konumu fazlasıyla hassas bir zemine konumlanıyor. Öğrenci taleplerine pek de aldırış etmeyen Sutton Üniversitesi yönetimi, işleri sükûnetle halletmeye çalışan, daha barışçı yöntemlerle davasını sürdürmeyi amaçlamış Öğrenci Birliği ve onun aksine daha uç eylemleri göze almış, radikalleşmenin sınırlarında raks eden yeni bir öğrenci oluşumu hikayenin omurgasını oluşturuyor. Bu üç merkezin arasındaki çatışmalardan yola çıkarak da Gil Scott-Heron roman boyunca eylem ile eylemsizlik, hak arayışı ile haksızlık gibi olgu ve temaları ele alarak dönemin esaslı bir anatomisini ortaya koyuyor.
TOPLUMSAL ELEŞTİRİYLE YÜKLÜ
Svahili dilinde haberci anlamına gelen, Siyahlara Anlamlı Bir Eğitim İçin Adalet Birliği Üyeleri'nin kısaltması olan MJUMBE topluluğu öyküde önemli bir yer tutuyor. MJUMBE'nin eylemleri, kampüs ve örgüt içindeki aksiyonları, akışı diri tutan motivasyonlar olarak öne çıkarken hak arayışındaki perspektif farklılığı da okurun gözleri önüne seriliyor. Nitekim romanın başlıca karakterleri arasında sayabileceğimiz Earl Thomas, Ralph Baker, Ben King, Hızlı Cotton, Abul Menka, Garip, Kanun, Fred Jones da yolu ya buraya düşmüş ya da zamanla farklı yerlere evirilmiş öğrenciler olarak karşımıza çıkıyor. Bu karakterlerin sözlerinde zaman zaman mücadeleye dair farklı bakış açılarına rastlıyoruz. Örneğin bir çatışma esnasında Abul Menka'nın, Earl Thomas'a "Dostum kim olduğunu sanıyorsun Martin Luther King mi? Şu barış teranesi ne? Bu şeytanlar kardeşlerimize yem atıyor, senin insanlarını vurmak için bahane arıyorlar!" serzenişine karşı Thomas'ın "Bir roketatarın karşısına su tabancasıyla çıkmazsın. Bir tanka da sapanla saldırmazsın. Bir tüfeğe gönülden bağlısın diye müstakbel siyah annelerin hayatını tehlikeye atmazsın" yanıtını vermesi hak arayışında hangi yolun seçilmesi gerektiğine dair okuyucunun kendini sorguladığı anları beraberinde getiriyor. Bu noktada yine ana karakterlerden biri olarak bahsetmemiz gereken Rektör Calhoun ve onun temsil ettiği otorite figürünü de es geçmememiz gerekiyor. Zira rektörün fonksiyonu hikaye ilerledikçe olayların iyice sürüncemelere varmasına neden oluyor. Muhalif öğrenci hareketini dağıtmakta nam salmış Ogden Calhoun'un zaman zaman öğrenci hareketleriyle girdiği yüzleşme bir nevi toplumsal düzlemde hakkını arayan siyahilerle yönetim kadroları arasındaki çekişmeyi de sembolize ediyor. Suat Ertüzün'ün çevirisiyle okurlarıyla buluşan Zenci Fabrikası'nda yazar Scott-Heron kuvvetli bir toplumsal eleştiriyi, realist bir bakış açısı ve okurun kendisini sorgulamasını sağlayacak bir üslupla bizlere sunuyor. Roman son derece akıcı ve içine girmesi kolay bir olay örgüsüyle akıp giderken bir yandan da 1960'lardaki siyahi mücadeleye dair daha fazla bilgiye ulaşma arzusunu da okuyucusuna zerk ediyor. Eh, merak ve öğrenme isteği aşılayan bir romanı, hele de böylesi bir insanlık meselesine eğiliyorsa, ezcümle kaçırmamak gerekiyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.