Bir roketatarın karşısına su tabancasıyla çıkamazsın
Gil Scott-Heron’ın iki romanından biri olan Zenci Fabrikası 1960’larda Virginia’daki bir üniversitede yaşanan öğrenci ayaklanmalarını konu alıyor. Siyahilerin eşitlik ve hak arama metotlarındaki farklılık gerçekçi bir üslupla okuyucuyla buluşuyor
TOPLUMSAL ELEŞTİRİYLE YÜKLÜ
Svahili dilinde haberci anlamına gelen, Siyahlara Anlamlı Bir Eğitim İçin Adalet Birliği Üyeleri'nin kısaltması olan MJUMBE topluluğu öyküde önemli bir yer tutuyor. MJUMBE'nin eylemleri, kampüs ve örgüt içindeki aksiyonları, akışı diri tutan motivasyonlar olarak öne çıkarken hak arayışındaki perspektif farklılığı da okurun gözleri önüne seriliyor. Nitekim romanın başlıca karakterleri arasında sayabileceğimiz Earl Thomas, Ralph Baker, Ben King, Hızlı Cotton, Abul Menka, Garip, Kanun, Fred Jones da yolu ya buraya düşmüş ya da zamanla farklı yerlere evirilmiş öğrenciler olarak karşımıza çıkıyor. Bu karakterlerin sözlerinde zaman zaman mücadeleye dair farklı bakış açılarına rastlıyoruz. Örneğin bir çatışma esnasında Abul Menka'nın, Earl Thomas'a "Dostum kim olduğunu sanıyorsun Martin Luther King mi? Şu barış teranesi ne? Bu şeytanlar kardeşlerimize yem atıyor, senin insanlarını vurmak için bahane arıyorlar!" serzenişine karşı Thomas'ın "Bir roketatarın karşısına su tabancasıyla çıkmazsın. Bir tanka da sapanla saldırmazsın. Bir tüfeğe gönülden bağlısın diye müstakbel siyah annelerin hayatını tehlikeye atmazsın" yanıtını vermesi hak arayışında hangi yolun seçilmesi gerektiğine dair okuyucunun kendini sorguladığı anları beraberinde getiriyor. Bu noktada yine ana karakterlerden biri olarak bahsetmemiz gereken Rektör Calhoun ve onun temsil ettiği otorite figürünü de es geçmememiz gerekiyor. Zira rektörün fonksiyonu hikaye ilerledikçe olayların iyice sürüncemelere varmasına neden oluyor. Muhalif öğrenci hareketini dağıtmakta nam salmış Ogden Calhoun'un zaman zaman öğrenci hareketleriyle girdiği yüzleşme bir nevi toplumsal düzlemde hakkını arayan siyahilerle yönetim kadroları arasındaki çekişmeyi de sembolize ediyor. Suat Ertüzün'ün çevirisiyle okurlarıyla buluşan Zenci Fabrikası'nda yazar Scott-Heron kuvvetli bir toplumsal eleştiriyi, realist bir bakış açısı ve okurun kendisini sorgulamasını sağlayacak bir üslupla bizlere sunuyor. Roman son derece akıcı ve içine girmesi kolay bir olay örgüsüyle akıp giderken bir yandan da 1960'lardaki siyahi mücadeleye dair daha fazla bilgiye ulaşma arzusunu da okuyucusuna zerk ediyor. Eh, merak ve öğrenme isteği aşılayan bir romanı, hele de böylesi bir insanlık meselesine eğiliyorsa, ezcümle kaçırmamak gerekiyor.
EN SON HABERLER
- 1 Kime, hangi kitap hediye edilmeli?
- 2 İlber Hoca’nın kitaplarıyla tarihte yolculuk...
- 3 Cem Sultan’ın öyküsüne farklı bakış
- 4 Açık havada kitap okuma vakti geldi
- 5 İnsan en çok kendine yalan söyler
- 6 Hangi irade terbiyesi?
- 7 Birkaç kişisel keşif yolculuğu
- 8 Oruç mevsimine hoş geldiniz çocuklar
- 9 Anadilin yitirilmesi kişiliğin yıkılmasıdır
- 10 Rüyalardan Cem Sultan devrine açılan kapı