Bol ödüllü İngiliz Hasta

Filme uyarlanan kitaplara dair söylenenleri bilirsiniz, "Okumak daha keyifliydi" denir çoğu kez... Tıpkı İngiliz Hasta gibi... Önce izleyen sonra okuyan biri olarak karakterlerin kitaba göre filmde yavan kaldığını, kitaptaki çözümlemelerin, yaşanan savaş ortamının derinlemesine aktarılamadığını, filmin basitçe bir aşk hikayesi olduğunu ama kitabın bunun çok ötesine geçtiğini söyleyebilirim. Sri Lanka asıllı Kanadalı yazar Michael Ondaatje'ye 1992 yılında en önemli edebiyat ödüllerinden Booker Ödülü'nü kazandıran İngiliz Hasta, Türkçe dahil 38 dile çevrildi. 1996'da filme çekildi ve dokuz Oscar ödülü kazandı. Son olaraksa Temmuz 2018'de son 50 yılda Booker Ödülü alanlar arasında yapılan oylamada birinci gelerek Altın Man Booker Ödülü'yle ışıltılı tarihine bir damga daha vurdu. Bugün kitabı yeniden gündemimize getiren de bu ödül... Alfa Kitap Altın Man Booker ödülü sahibi İngiliz Hasta'yı yeniden bastı. Bize de bu bol ödüllü kitabı okumak düştü. Kitabı okuyanlar ya da filmini izleyenler konuya hakimdir ama küçük bir hatırlatma yapmakta fayda var; İngiliz Hasta İkinci Dünya Savaşı'nın sonlarında Toskana'da rastlantı sonucu yaşamları iç içe geçen dört insanın sıradışı öykülerini anlatıyor. Her biri, savaşın yükünü omuzlarında taşıyan, izlerini beynine kazımış dört insan. Uçağının düşmesi sonucu yanarak tanınmaz hale gelen ve belleğini yitiren bir adam, kendini kimliği belirsiz bu adamın tedavisine adayan Kanadalı bir hemşire, savaş sırasında casusluk yaparken yakalanıp başparmaklarını kaybeden eski bir İtalyan hırsız ve her an ölümle burun buruna ve bu yükle korkusuzca yaşayan bomba imha uzmanı bir Sih asker. Tüm bu karakterler arasında, onları da biraz uzaktan izler gibi gezinen, bu dört karakteri belkide unuttukları bir geçmişe sürükleyen, İngiliz hastanın gerçek kimliğine götüren bir kadın... Romandaki karakterlerin hepsi savaş yorgunu ve sıkı sıkı geçmişlerine tutunmuş. Dillerinde anılar... Onlar savaşın tortusundan süzülen geçmişlerini anlattıkça, okur kah Toskana'nın büyülü atmosferine, kah kızgın çöl güneşi altında yolculuklara, kah İngiltere'nin serin yeşilliğine, kah Kanada'nın soğuk dinginliğine, kah Hindistan'ın renkli keşmekeşine uzanıyor...