Bir hayat portresi

Güney Fransa'da soylu bir aileye ait yazlık evde gün diğerlerinden farksız bir şekilde başlamıştır. Ancak akşam gerçekleşecek ev partisine saatler kala beş yaşındaki Patrick Melrose'un babasıyla arasında geçenler bütün yaşamını etkileyecek derecede travmatiktir.
Aileyi zorbalıkla yöneten baba David karşısında çareyi alkole sığınmakta bulan anne Eleanor ise küçük Patrick'e yardım etmekten çok uzaktır.
İngiliz romancı Edward St. Aubyn, ilk romanı Patrick Melrose/Unut Gitsin'de bizi akıllı ve hassas bir çocuğun yaşadığı olayla paramparça olan dünyasıyla tanıştırıyor. Yazar romanı 1992 yılında 32 yaşındayken yayımladı.
O sırada Unut Gitsin'in, beş romandan oluşan serinin ilk kitabı olduğunu çok az insan biliyordu. Oysa ki uyuşturucu bağımlısı olan ve ruhsal sorunlar yaşayan yazar, kendisiyle bir anlaşma yapmıştı. Ya roman yazmaya devam edecek ya da hayatına son verecekti.
Yazmayı tercih etti...
KAÇINILMAZ SON
Yarı otobiyografik serinin ilk kitabı Unut Gitsin, Patrick Melrose'un 1960'lardaki travmatik çocukluğuna odaklanırken ikinci kitap Kötü Haber 1980'lerin New York'unda geçiyor. Patrick artık 22 yaşında iflah olmaz bir uyuşturucu bağımlısıdır.
Ölen babasının küllerini teslim almak için New York'a gelir. Önce cenaze evinde babasının naaşını ziyaret eder sonra şehrin tekinsiz sokaklarında uyuşturucu peşine düşer. Bu sırada yolculuğuna halüsinasyonlar eşlik etmektedir.
Hem bedensel hem de zihinsel olarak sona gelmiştir.
Serinin üçüncü kitabı Biraz Umut'ta ise uyuşturucu bağımlılığından kurtulmuş ama hayatın yükünü sırtında taşımaktan yorulmuş bir Patrick karşımıza çıkar.
Bir yandan toplumsal statünün dayattığı kimliğinden kurtulmaya çalışırken bir yandan da çocukluğunda yaşadığı travmayı geride bırakmak için çabalamaktadır.
BEŞ KİTAPLIK SERİ
Serinin ilk üç kitabı Can Yayınları tarafından Suat Ertüzün çevirisiyle yayımlandı.
2012'de tamamlanan serinin son iki kitabı ise Mother's Milk (Anne Sütü) ve At Last (En Sonunda) isimlerini taşıyor.
Modern edebiyatın önemli eserleri arasında gösterilen Patrick Melrose serisini okuduğunuzda geçmişin hayaletleri ile başa çıkmanın ve hayatın kontrolünü elde tutmanın sadece yazar için değil herkes için ne kadar zor olduğunu bir kez daha anlıyorsunuz.
Kendisiyle anlaşma yaptı
Seriyi büyük ölçüde otobiyografik temele oturtan yazarın hayatına gelince... Aristokrat bir aileye mensup olan ve 1960 yılında Londra'da doğan Aubyn'in anne ve babası, yazar sekiz yaşındayken boşandı.
Oxford Üniversitesi'ne bağlı Keble College'a başladığında uyuşturucu bağımlısıydı. Oxford ve Londra'da evi olmasına rağmen zamanının çoğunu New York'un izbe otellerinde geçiriyordu.
O dönemdeki bir başka tutkusu ise edebiyattı.
Şiir yazıyordu ama insanlar hakkında hikayeler yazmak istemiyordu. Çünkü tüm yaşamların tek bir yönde ilerlediğine inanıyordu. Hatta kendi hayatında da o yöne gitmektense yaşamaktan vazgeçmeyi göze almıştı.
Ruhsal anlamda dibe vurduğu dönemde, 25 yaşında yardım almaya karar verdi. Uzun bir psikoanaliz döneminden geçti. Bu süreç onu bambaşka bir noktaya taşıdı: "Hayatımın o döneminde yaşadığım ve yaşamakta olduğum her şeyden utanç duyuyordum. Kendimle bir anlaşma yaptım.
Ya kitap yazıp yayımlayacak ya da intihar edecektim. Bu çok abartılacak duygusal bir karar da değildi.
Zaten her gün intihar etmeyi düşünüyordum."