Cuma 09.11.2018

İsmin yazgıya dönüştüğü kitap: Kilden Köprü

Bir yazar için ünlü kelimesini kullanmayı sevmem ama Markus Zusak ünlü bir yazar. Ona 'ünlü' unvanını kazandıran da Kitap Hırsızı adlı kitabı ve şüphesiz bu kitabın beyaz perdeye aktarılması...
Bugün size bahsedeceğin son kitabı Kilden Köprü'ye dair ipuçlarını da Kitap Hırsızı'nın sinemaya aktarılması vasıtasıyla İstanbul'a geldiği dönemlerde vermeye başlamıştı. Üç yıl önce bir röportajında "Sekiz yıldır 'Bridge of Clay' isimli bir kitap üzerinde çalışıyorum. Eğer gözünüzün önüne getirebilecekseniz, kitap köprü inşa eden bir çocukla ilgili" demişti. Köprü inşa eden bir çocuğu düşünmek zor değildi asıl içeriğini merak ediyordu sevenleri. O da "Heves ve insaniyeti aştığımız anlar olarak açıklıyordu konusunu".
Ancak beni asıl üzerinde düşünmeye iten ve kitabın çıkmasını dört gözle bekleten sözleri Helena Vodopıja'nın Size Kilden Köprü için ilham veren an, sanat eseri ya da insana has sonsuz mükemmeliyet, tanrısallık arayışını bizimle paylaşabilir misiniz?' sorusuna verdiği yanıt oldu:
"Aslında bilmiyorum - görkemli yapıtları görmemizin yeterli olduğunu düşünüyorum.
Ana kahraman olan Kil, görkemli bir şey yapmayı, kendi kendini aştığı ana varmayı ister.
Aklıma gelen bir yapıt (ya da yapıtları) Davut heykeli ve Floransa'da bulunan Accademia Galerisi'ndeki Davut'a giden yolu gösteren bitirilmemiş heykeller... Koridorun sonunda prens dururken yolda pürüzlü, bitirilmemiş, mermerden çıkmaya çabalayan yapıtlar bulunuyor. Belki bu bizim daima bulunduğumuz durumdur. Önünde bulunan yapıt olmaya hevesleniyoruz fakat oraya ulaşmak için önceden yol üstünde bulunan pürüzlü, çabalayan yapıtlar olmamız gerekiyor." Burada ufak bir not düşmem gerekiyor, Kitabın kahramanının adı Clay, İngilizce'de killi toprak anlamına geliyor ve erkek ismi olarak kullanılıyor. İşte yazarın bu son kitabı da bize Clay'in pürüzlerinden arınarak gerçekte olması gereken şeye dönüşmek için verdiği mücadeleyi anlatıyor.
Ama bu sadece Clay'in hikâyesi değil.
Dunbar kardeşlerin yani, Matthew, Rory, Henry, Clayton ve Thomas'ın hikayesi...
Clay, beş kardeşin dördüncüsüdür ve tıpkı adı gibi kilden bir köprü yaparak tüm kardeşlerin dönüşümünü de inşa eder.
SERSERİ DUNBAR KARDEŞLER
Peki kimdir bu Dunbar kardeşler? Yaşadıkları kasabada birçok kişi onları vahşi gençler olarak görüyor. Serseri gibi küfrediyor, profesyonel gibi dövüşüyor, masa tenisinde, bilardoda, futbolda, kâğıt oyunlarında birbirlerinin canına okuyorlar.
Yetişkinlerin olmadığı bir evde tamamen kendi koydukları kurallarla ya da daha doğrusu olmayan kurallarla kimi zaman kavga ederek kimi zaman birbirlerine tutunarak kimi zaman da geçmişin yasını tutarak yaşıyorlar.
Çünkü anneleri ölmüştür.
Babaları ise kaçmıştır.
İşte olay örgüsü de burada başlar. Bir gün babaları döner ve bir teklif sunar: Kim babasıyla birlikte köprü inşa edecektir?
Kitabın anlatıcısı en büyük kardeş Matthew'dur.
Onun tabiriyle "Bizim için daima bir erkek kardeş vardı. Her şeyi omuzlayan da oydu; yani beşimizden biri." İnsanın ismi çoğu zaman yazgısı da olabiliyor. Öyle de oldu. O teklifi Clay kabul etti.
Zusak'ın karakterleri uzun uzun düşündüğü belli. Her biri tek başına ana karakter olacak nitelikte. Aynı aileden olsalar da hepsinin kendine ait hikâyeleri de var. Betimlemeler her kitabında olduğu gibi Kilden Köprü de de bize her bir anı bir film karesi gibi hayal edebilme kolaylığı sağlıyor.
BAZI ANLARI TAŞ GİBİ ATLIYORUZ
Annenin olmadığı bir evde çocuk olmak zordur. Bu beş kardeşin en büyük acısının kaynağı da bu. Belki de insanın kendini yeniden inşa etmesi, annesinin öldüğünü kabul etmesiyle başlıyor. Ancak bu kabullenmeye giden yol, çoğu zaman geçmişe gitmeyi, onunla olan anıları temize çekmeyi gerektirir.
Yazar, bu duyguyu verme konusundaki başarısını kitabın çoğu yerinde okuyucuya gösteriyor. Tıpkı şu cümleler gibi: "Anneniz sizi tek tek, baş başa dışarı davet ettiğinde onun ölmekte olduğunu anlarsınız.
Belli anları taş gibi atlıyorduk." Markuz Zusak, sıradan görünen insanların hayatlarına ışık tutarken ruhlarındaki derin izleri de gün yüzüne çıkarıyor. Ücra bir kasabada kaybolduğunu düşündüğümüz hayatların aslında insanlığa dair nasıl bir içsel yolculuğa çıktıklarına tanık oluyoruz. Bazen kararlarımız etrafımızdakileri de etkileyen birer köprü haline dönebiliyorlar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.