Cuma 14.12.2018
Son Güncelleme: Cuma 14.12.2018

Kendine ait bir oda

Virginia Woolf, Kendine Ait Bir Oda ile edebiyat ve tarihin erkek egemen yapısını çarpıcı örneklerle gözler önüne seriyor

Turkuvaz Kitap kadın hareketinin klasik eserlerinden biri olan Virginia Woolf'un 1929 yılında kaleme aldığı Kendine Ait Bir Oda'yı Osman Akınhay çevirisi ile tekrar yayımladı. Bu vesile ile kitabı üçüncü kez okudum. İlk okuduğumda çiçeği burnunda bir üniversite öğrencisiydim.
İkinci okuyuşumda iş hayatında tutunmaya çalışan genç bir kadın...
Üçüncüsünde ise hayatta yol almış, tecrübelerle donanmış, anne kimliği ile iki yıldır tanışmış bir kadın. Hayatın farklı evrelerinde farklı çıkarım ve hislerle çarpıştırıyor sizi Woolf. İşte bu yüzden tam bir başucu kitabı.
Bir kitabı okurken kaç kez durabilirsiniz?
Defalarca durmanıza rağmen bir çırpıda okuyup bitirmiş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Bunda yazarın bilinç akışı tekniği ile yazmasının ve böyle karmaşık bir konuyu akıcı bir dille kaleme almasının payı büyük.
Ancak ne yazı ustalığı ne de tekniği, bence Woolf'un en önemli özelliği cesareti. Viktoria Çağı'nın katı ahlak kurallarının yeni yeni esnemeye başladığı bir dönem. Kadın evden çıkamıyor, kendine yüklenen sorumluluklar altında o kadar eziliyor ki, hayata göz atacak vakti bile yok. Vakti olsa parası yok. 'Kadın' üzerine tüm değerlendirmeler erkekler tarafından yapılıyor.
"Çoğu kadında karakter yok" diyen de var, kadının düşünme yetisinin olmadığını savunan da. Kadının yetenekleri ile dalga geçen başka bir yorum ise şöyle: "Bizler kadar düşünme yeteneğiniz olduğunu ileri sürüyorsunuz.
Madem öyle, neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız?"
SİHİRLİ BİR AYNA
İşte Virginia Woolf'un eseri de bu soru etrafında şekilleniyor: "Ona kendine ait bir oda ve yılda beş yüz pound verin, aklındakileri söylemesine izin verin ve şimdi içine attıklarının yarısını dışarı vurmasına izin verin" diyor.
Dönemin erkek zihniyetine bu kitapla başkaldırıyor Woolf. Şartları eşitleyip öyle konuşalım diyor. Bir kadın kurmaca eserler yazmak istiyorsa kendine ait bir odaya ve paraya sahip olmalı. Kendine ait bir oda seni sen kılar. Doğduğundan beri etrafını saran seslerden kurtulup kendi sesine kulak vermeni sağlar. Kalabalık bir salon değil, yemek pişirdiğin mutfakta değil, çünkü tüm bunlarda başka kimlikler içindesin. Gerekli olan tüm kimliklerini dışarda bıraktığın sadece kendin olabildiğin bir oda.
Diğer taraftan ancak ekonomik durumu iyi olan birinin tüm düşüncesini esere yöneltebileceğine ve hiç bir baskı altında kalmadan iyi bir eser kaleme alabileceğini söylüyor. Ekonomik olarak erkeğe bağımlı bir kadın ne kadar özgür olabilir ki?
Peki, erkekler neden ısrarla kadınlardan daha üstün olduklarının altını çiziyor ve neden kadınlar üzerinde egemen olmak istiyorlardı? İşte bu soruyu şöyle yanıtlıyor Woolf: "Kadınlar yüzyıllar boyunca, erkeğin suretini doğal boyutlarından iki kat büyük gösteren sihirli ve enfes bir ayna işlevi görmüştür. Şayet kadınların bu güçleri olmasaydı dünya herhalde hâlâ bataklıklardan ve vahşi ormanlardan ibaretti. Kadınların bu güçleri olmasaydı, savaşlarımızın getirdiği şan ve şeref bilinmezdi. Hâlâ ölmüş koyun kemiklerinin kalıntılarına geyik resimleri yapıp, çakmaktaşlarını koyun derisi ya da gelişmemiş beğenilerimize hitap eden basit süs eşyalarıyla değiş tokuş ediyor olurduk." Virginia Woolf'a göre, erkek aynadaki görüntüsünün bozulmaması için kadınların elindeki hakları alıyor, düşünmesini, sorgulamasını yasaklıyordu.
Zira kadın hakikati söylemeye başladığında ne olurdu? Bu soruyu da yanıtsız bırakmıyor: "Aynadaki sureti küçülür durur; erkeğin hayatla uyumu bozuluverir. Erkeğin kendini sabah kahvaltısında ve akşam yemeğinde gerçek halinden en az iki kat daha büyük göremedikten sonra artık nasıl kararlar alabilecek, nasıl yerlileri medenileştirebilecek, nasıl kanunlar çıkarabilecek, nasıl kitaplar yazabilecek, nasıl giyinip kuşanıp ziyafetlerde ahkâm kesebilecektir?"
GERÇEKLERLE YÜZLEŞİN
Woolf tüm umuduyla çağımız kadınının içinde bulunacağı durumu kendi hayal ediyor: "Yüz yıl içinde kadınlar korunan cins olmaktan çıkacaklardı.
Mantıken eskiden kendilerine katılma hakkı tanınmayan her türlü faaliyetin ve uğraşın içinde yer alacaklardı." Bugün pek çok şeye sahip olabiliriz.
Ancak hala Woolf'un aklından geçenler bizim de aklımızdan geçmiyor mu? İşte bu kitap, tüm kadınlara yüzyıl önceki hemcinsi ile konuşma fırsatı veriyor. Kendinize ait odanıza gidin ve gün boyunca sizi şekillendirmeye çalışan tüm seslerden kurtularak gerçekliğin dünyası ile yüzleşin.
KENDİNE AİT BİR ODA
Virginia Woolf
Çeviri: Osman Akınhay
Deneme
Turkuvaz Kitap
133 s, 15 TL.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.