Cumartesi 08.02.2019

Pasif direnişin ilhamı Tolstoy’dan

Mahatma Gandhi, pasif direnişle Hindistan’ı bağımsızlığa kavuşturduğu gibi dünyaya da hak mücadelelerinin şiddetsiz eylemlerle yapılabileceğini öğretti. Gandhi’nin bu yönteminin ilhamını ise Rus yazar Tolstoy verdi. Bunun izleri ikili arasındaki mektuplarda yer alıyor

Hindistan'ın ulusal lideri Mahatma Gandhi, pasif direniş yöntemiyle Hindistan'ı bağımsızlığa kavuşturduğu gibi tüm dünyaya hak mücadelelerinin şiddetsiz eylemlerle yapılabileceğini de öğretmişti. Peki Gandhi'ye bu yöntemin ilhamını kim vermişti? Rus yazar Tolstoy cevabını versek acaba sizin için şaşırtıcı olur mu? İşte Vakıfbank Kültür Yayınları'ndan çıkan Tolstoy Gandhi Mektuplaşmaları kitabı bu gerçeği anlamamızı sağlıyor.
İflah olmaz bir Tolstoy hayranı olan Gandhi, Tolstoy ölmeden bir yıl önce 1909'da, eline geçen 'Bir Hindu'ya Mektup' metni için yazarla iletişime geçiyor. Amacı, Tolstoy'un yazdığı iddia edilen, elden ele dolaşan metnin, yazar tarafından yazılıp yazılmadığını teyit etmek ve eğer o yazdıysa bu mektubu kendi diline çevirip basmak için izin istemek. Tolstoy, Gandhi'nin bu mektubuna cevap verince, iki önemli insanın mektuplaşmaları başlıyor. Çok sürmüyor bu mektuplaşmalar, Tolstoy'un ölümüyle sonlanıyor. Ama Tolstoy'un her türlü şiddeti reddeden ve Sevgi Yasası olarak adlandırdığı yaklaşımını Gandhi'nin iyi anlamasını sağlıyor.
Tolstoy'un 'Bir Hindu'ya Mektup' metni aslında insanlık tarihinde yöneten ve yönetilenler arasındaki ilişkinin Tolstoy'un bakış açısıyla değerlendirilmesi. Tolstoy, tarihi süreçte, yönetenlerin yönetme meşruiyetini önceleri dinlerden aldıklarını sonradan bu gerekçenin geçersiz olduğu anlaşılınca yönetenlerin meşruiyetini bilimsellikten almaya başladıklarını anlatıyor. Öyle ya da böyle iki durumda da yönetenlerin, yönetilenlere her daim şiddet uygulamaktan kaçınmadıklarını savlıyor. Şiddete şiddetle karşılık vermenin ise bir işe yaramadığını yazıyor. Ona göre özünde insan insana her türlü durumda, dinlerin de söylediği gibi yardım etmeli. Bu anlayışı Sevgi Yasası olarak adlandırılan Tolstoy, bu bakış açısından uzaklaştıkça insanın her türlü mücadelede şiddetin girdabına girdiğini anlatıyor. Tolstoy'un Kuvvet Yasası dediği bir kısır döngüye sokuyor her şeyi. Yapılması gerekense en başa dönmek ve insanın sevgiyle kurduğu kadim ilişkiyi tekrardan hayatın merkezine taşımak.
O sıralar Güney Amerika'da yaşayan Hintlilere uygulanan ayrımcılıkla mücadele eden Gandhi, ileride pasif direniş olarak adlandıracağı, şiddetsiz hak arama mücadelesini nasıl hayata geçireceğini düşünmekle meşgul. Tolstoy'u bir fikir insanı olarak çok önemsemekle beraber 'Bir Hindu'ya Mektup' yazısından yola çıkarak Tolstoy ile şiddetsiz bir mücadelenin nasıl yapılması gerektiği üzerine fikir alışverişinde bulunuyor.
Gandhi, Tolstoy'a Hintlilerin İngilizler tarafından adeta köleleştirildiğini, onların bu köle düzenine şiddeti kullanmadan karşı çıkmak istediklerini anlatıyor. Tolstoy da bu köleleştirilmenin sadece Hintlileri kapsamadığını bütün insanlığı kapsadığını söylüyor: "Sorun halihazırda kendini açıkça şu şekilde ortaya koyuyor. Ya dini veya ahlaki hiçbir terbiyeyi kabul etmediğimizi ve yaşamın örgütlenişinde yalnızca Kuvvetin Yasası'nı rehber edindiğimizi kabul edeceğiz ya da zorla hukuki ve askeri kurumlar vasıtasıyla topladığımız bütün vergileri ve hepsinin ötesinde orduyu ilga edeceğiz."
Dediğimiz gibi bu mektuplaşmalar Tolstoy'un ölümüyle sonlanıyor. Ama bu mektuplaşmalar üzerine Gandhi İngilizlere karşı verilecek mücadelenin fikirsel altyapısını da oluşturuyor. Pasif direniş bir ulusun kaderini tayin ediyor. Gandhi Hindistanı bağımsızlığa kavuşturuyor ve Hintlileri kölelikten kurtarıyor. Sonrasındaysa bu yöntem, 20. yüzyılda şiddetsiz hak arama mücadelesinin ana unsurlarından biri haline geliyor.
Bir fikrin bir yöntemi nasıl belirlediği, bir yöntemin bir mücadeleyi nasıl sonuca ulaştırdığını düşününce aslında sözün, fikrin ne kadar önemli olduğunu insan bir kez daha anlıyor.
Peki ya Tolstoy'un 20. yüzyılın başında "Sorun halihazırda kendini açıkça şu şekilde ortaya koyuyor" diyerek tespit ettiği ve çözüm önerisinde bulunduğu meseleyle ilgili durum nedir derseniz? Geldiğimiz noktada Tolstoy'un bu tespiti hâlâ can yakıcı bir şekilde ortada duruyor. İnsanlığın Kuvvet Yasası'na teslim olduğunu düşünmek için açıkçası birçok sebebimiz var. Ve bu teslimiyet bir türlü kabul edilemiyor ve zannımca zihinlerde de bunun sancıları çekiliyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.