Cumartesi 08.02.2019

‘Sıradan’ın olağanüstü güzelliği

Gazeteci-yazar Mahmut Yesari 1945’te sonsuzluğa göçen, döneminin en kıvrak kalemlerinden. Yesari’nin, dergi ve gazete sayfalarından derlenen portreleri İstanbul’un Antika Tipleri adlı kitapta bir araya getirildi. Kitap, 20. yüzyıl başlarında yaşayan, gündelik hayatın içinden insan hikayeleri anlatarak döneme ışık tutuyor

Günlük hayatın, 'sıradan'ın olağanüstülüğü... Sokaktaki adamın kendi tarihiyle birlikte, yaşadığı dönemin tarihini yazması. Elimizdeki kitap bize bunları düşündürdü. Osmanlı'nın son yılları ile, Cumhuriyet'in ilk yıllarında toplumsal değişimleri insan üzerinden gözlemleyen Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi Gürpınar gibi isimlerden, ama biraz gölgede kalmış bir isim Mahmut Yesari. Gazeteci... Yazarın, gazete, dergi sayfalarında kalan 20'inci yüzyıl başlarının İstanbul'una ait insan portreleri İstanbul'un Antika Tipleri adıyla kitaplaştırıldı..
Doğma büyüme İstanbullu olan Yesari 1895'te başlıyor hayat macerasına. Dönemin ünlü hattatlarından Mehmet Esat Efendi'nin torunu. Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale'de yedek subay olarak yapıyor askerliğini. Sonrasında çeşitli mecmualarda karikatürleri ve yazıları yayımlanmaya başlıyor. Ömrü boyunca geçim sıkıntısı çektiği biliniyor. Ama kaleminden vazgeçmiyor, başka bir iş yapmıyor. Farklı din ve etnik kökenden kişilerin dikkat çekici yönlerini, mizahçılığını da kullanarak, akıcı bir dille yazılarına yansıtıyor. 50 yıllık ömrü, 1945'te verem hastalığı nedeniyle son buluyor. Edebiyatımızın baş tacı, Refik Halid Karay; Yesari için şöyle diyor: "Yesari'nin kıymeti hayatında kavranmış değildir, ölümünden ve nesillerden sonra değeri artacak ediplerdendir."
BEKLENMEDİK SONLARLA BİTEN HİCİVLER
Kitabı binbir emekle yayıma hazırlayan, arşivlerin altını üstüne getiren Tahsin Yıldırım, kitabın sunuş yazısında, Yesari'nin 'antika tipleri' hakkında şunları söylüyor: "Gerek kurguya dayalı gerekse gazetecilikten hareketle gözleme dayalı eserlerinde daha çok halk yaşantısı üzerinde duran Yesari, İstanbul'un Antika Tipleri'nde topluma göre 'meşâhir-i meçhule' (Bilinmeyen ünlü insanlar) olan tipleri anlatmıştır. 'Tip'in en önemli özelliği grubunun vasıflarını temsil etmesi ve onda bu özelliklerin abartılı bir şekilde bulunmasıdır. Antika tiplerin bazıları anlatacak kişisel kahramanlık hikayesi olmayan, toplum içinde dikkatli bakmayınca fark edilmeyen, kendini fark ettirmek için bilinmedik ve insan zihnini zorlayacak, tebessümle karşılık verilecek hikayeler üreten insanlardır. Siyasi konulara girmeyen Yesari, İstanbul'un Antika Tipleri'nde yumuşak bir üslupla kişileri incitmeyecek tarzda, mizah ağırlıklı, bazen beklenmedik sonlarla biten hicivler yazmıştır."
GÖRÜNENİN ARDINI KEŞFETME
Gelelim Yesari'nin yazdığı tiplere... Akif Bey, Dayı, 4. No'lu Kiracı, İmam Sadrettin, Müjgan Bacı, Koço Bey ve daha niceleri... Günlük hayatın büyük kahramanları. Bugün de şöyle çevremize bir detaylı baksak, derinlemesine baksak yakalayabileceğimiz tipler. Ama detayı yakalamak, görünenin ardını keşfetmek yazar işi, yürek işi. İşte o tiplerden Akif Bey'i kitapta şöyle tasvir ediyor Yesari kendi incecik üslubuyla: "Kâh sakallı, kâh sakalsız, kâh bıyıklı, kâh bıyıksız, kâh matruştur. Fakat minkâri (gagaya benzer) burnu, sakalsız ve bıyıksız zamanlarında böyle, çehresinin vakar ve haşmetini muhafaza ettirir. Daima kıyafeti jaketataydır (siyah kumaştan yapılmış resmi kıyafet). Esasen o vakur, ağır ifadeli, resmi çehreye de böyle resmi bir kılık yaraşır. (...) Gayet teşkilatlı adamdır. Yanında tırnak makası, cımbız, nargile maşası, dikiş iğnesi eksik olmaz. Ve bunları yalnız nefs-i nefisi için taşımaz, dostlarına, ahbaplarına peşkeş çeker. Hemen herkesle alakadardır ve herkesin işini takip ettiği gibi herkese de kendi namını takip ettirir..."
Yazarın, başkalarına yardım ederken, 'kendi namını da takip ettiren' Akif Bey'ini anlamak, dönemin beyefendi kavramına da ışık tutuyor aslında. Yesari'nin böyle bir anlatım gücü var. Derin sosyolojik analizlere girmiyor. Verdiği detaylarda, küçük sırlarda ve ifadelerde bir dönemin kültürü, sosyolojisi de yatıyor.
Bir örnek de Koço Bey'den verelim: "Daima arkaya taradığı seyrek saçlarını görünce birkaç ay sonra, başında bir tek tel kalmayacak dersiniz, halbuki senelerden beri hem uzun hem aynı haldedir. Çehresine bakan ancak kırkında tahmin eder fakat gözünüzü yumun, altmış deyin... Filhakika buna hayret etmemek mümkün değildir. Çünkü bu her dem taze, ihtiyarlamamaya yemin etmiştir. Koço Bey, öyle ihmal olunacak bir şahsiyet değildir. Bütün manasıyla güngörmüş, feleğin germ ü serdini (darlık, genişlik, iyilik kötülük) çekmiştir. Kendi nakleder, gençliğinde tam kırk bin sarı lirayı eritmiştir. Bu parayı kumarda, işrette, sefahatte memleket memleket gezmiş, dünyayı dolaşmıştır. (...) Hiçbir yerde etabli (yerleşik) değildir fakat her yerde etabli'dir. Her gün, her saat, her dakika işi vardır, meşguldür. Lakin dünyada zanaat, meşguliyet namına hiçbir işi, zanaatı, meselesi yoktur. Mükemmel adam olmak için bundan daha âlâ evsaf (vasıflar) bulunur mu?"
BIKMADAN USANMADAN İNSANA BAKMAK
Hiçbir işi olmayıp, çok yoğun ve önemli olan kahramanına çizdiği mükemmellik formülüyle yazısını noktalıyor Yesari... Çok şey anlatıyor aslında. Yine her zamanki gibi, isim koymadan, hicivle... Yesari'nin antika tipleri, özetle; her ne kadar kendi döneminin insan portrelerini barındırsa da, her dönemde farklı kılık ve fonla karşımıza çıkabilecek çeşitlilikte insanlar. Ve bize, insana bıkmadan, usanmadan yeniden ve derinden bakmayı öneriyor...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.