Cuma 08.03.2019

Büyük Sahra Çölü’nde belirsiz bir yolculuk

Amerikalı yazar Paul Bowles’ın Çölde Çay ismiyle sinemaya uyarlanan romanı Esirgeyen Gökyüzü, Can Yayınları tarafından yeniden basıldı. Evlilikleri çıkmaza girmiş gezgin bir çiftin, Büyük Sahra Çölü’ne yaptıkları yolculuğu anlatan romanda, kahramanlarımız Port ve Kit bir yandan Doğu’nun gizemini çözmeye çalışırken diğer yandan evliliklerini kurtarmanın derdine düşerler

Tüm insanların aradığı mutluluk, aynı zamanda evlilikleri çıkmaza girmiş çiftlerin de peşine düşmekten en çok hoşlandığı kavram. İşte tam da bu nedenle, bir romanda evli bir çift varsa ve mutsuzsa, onların hikayesinden iyi bir şeyler çıkar. Çünkü arayış her daim insana cazip gelmiştir. Çünkü eğer bir şey aranıyorsa orada umut vardır. Paul Bowles'un Esirgeyen Gökyüzü adıyla Türkçeye çevrilmiş romanında Port ve Kit'in arayışına tanıklık ediyoruz.
Modern dünyanın insanı tüketen hızından, yükünden kaçmak; bir yandan da kendi ilişkilerinde kaybettikleri 'şey'i bulmak için yollara düşen gezgin bir çift onlar. Yolları uzaklara, Doğu'ya düşüyor.
Burada yazara dair bir bilgi romanı daha iyi anlamamıza yardımcı olacaktır; İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin en önemli yazarlarından olan Paul Bowles'ın Fas'a yerleştikten sonra yazdığı ilk roman Esirgeyen Gökyüzü... Paul Bowles bir rüyasında kendisini Fas'ta görür, çok mutludur. Böyle olunca ilk fırsatta Fas'a gider rüyasının peşinde.
Daha sonra da yolu sık sık Fas'a düşüyor. Kitabının bir kısmını burada yazıyor, bestelerini yaptığı yakın arkadaşı Tennessee Williams ve yazar Truman Capote gibi isimleri de beraberinde götürdüğü çok oluyor. Yazarın etkilendiği Doğu kültürü ve Sahra Çölü, Esirgeyen Gökyüzü'nün kahramanlarının da sığınağı oluyor.
Aslında Port ve Kit böylesi bir yere gelmek için kötü gezgin kategorisinde değerlendirilebilir. Kültürel açıdan kayıtsız iki Amerikalı olmalarının yanı sıra, hem duygusal hem de fiziki olarak valizleri çok dolu iki kişi onlar. Yaşam amaçları olmayan, tatmin olma konusunda beceriksiz, içinde oldukları kültürü sevmelerine karşın, İngilizce konuşanlar arasında kendilerini güvende hisseden kontrollü tipler...
Modern dünyadan kendilerini tecrit eden Port ile Kit, yanlarına dostları Tunner'ı da alarak Fas'tan Afrika'nın içlerine doğru sonu belirsiz bir yolculuğa çıkarlar. İlişkilerinin boşluğunu doldurmak için bildikleri dünyadan uzağa savrulurken, o boşluğu doldurmak yerine başka boşluklara savrulurlar. Yolları kat ettikçe birbirlerine yaklaşacaklarına, o uçsuz bucaksız roman fonunda uzaklaşırlar.
DAHA FAZLA YOL
Çiftin yanındaki Tunner bu noktada bir kafa karıştırıcı olarak romanda belirir. Kit'i elde etmeye çalışır. Port ise bir Arap kızıyla birlikte olmaya kalkışır. Aslında ikisi de ilişkilerinin daha iyiye gitmesini istemesine rağmen, birbirlerini kaybetmişlerdir bir kez. Giderek peşine düştükleri mutluluktan uzaklaşırlar. Uzaklaştıkça, onları bir araya getirir umuduyla daha çok yol yaparlar. Büyük Sahra boyunca kat ettikleri yolda ruhsal yalnızlıklarıyla giderek daha fazla yüz yüze gelir, anlam yitiminin içlerinde yarattığı boşluğun yansımasını çölde bulurlar.
Bu boşluk, onların birbirleri için iyice ezici birer yük haline gelmelerine neden olur. Böyle bir ıssızlıkta Port ve Kit için aşk bile saçmalaşmaya ve anlamsızlaşmaya başlar.
YAZGI, ZAMAN, MEKAN
Yine tam bu noktada romana dair bilinen bir gerçeği hatırlatma zamanı; Paul Bowles'ın 40'ların sonunda, Fas'a yerleştikten sonra yazdığı roman yüzyılın yüz kitabı listelerinin vazgeçilmez ismi... Ama bunun yanı sıra, kitaptan uyarlanmış, Bernardo Bertolucci'nin 1990'da John Malkovich ve Debra Winger'la çektiği ve Çölde Çay ismiyle gösterilen filmi de önemli... Elbette kitabı filminden çok daha iyi...
Akıcı bir serüven ve tutku romanı bu. Hüzün dolu bir aşk ve yok oluşu anlatıyor. Bir yandan da Batılı'nın gözüyle kelimelere dökülen Doğu'nun tüm kargaşası, gizemi, hastalığı gözler önüne seriliyor.
Bu fonda insanın ne kadar ulaşılmaz, bilinmez, katı bir yaratık olduğu üzerine gözlemler, düşünceler arasında savruluyor okuyucu... Yazgı, zaman, mekan üzerine uzun uzun düşünme ihtiyacı hissediyor,
Aşkın ve kaçınılmaz sonu mutsuzluğun çok ince işlenmiş, sayfa sayfa aktarılmış hali... Her ne kadar Paul Bowles bu hikayenin kendisini ve karısı Jane'i anlatmadığını ifade etse de birçok otobiyografik öğe karşımıza çıkıyor. Her şeyden önce besteci olan Paul Bowles ve oyun yazarı karısı Jane Bowles için yolculukların önemi büyük.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.