Cuma 08.03.2019

Labirentteki yaratık artık internet

Dehşet Miğferi, Sovyetler sonrası Rus edebiyatının en önde gelen isimlerinden biri olarak gösterilen Victor Pelevin’in farklı bir mitoloji yorumu. Yunan mitolojisindeki klasik bir kahramanlık öyküsünde yer alan labirentteki yaratık Minotauros’un yerine günümüzde interneti koyan yazar, kara mizahla örülmüş alternatif bir eser bırakıyor önümüze

Denizler tanrısı Poseidon, Girit Kralı Minos'a kar beyazı bir boğa gönderip onu kurban etmesini ister. Boğa öyle güzeldir ki Minos ona kıyamaz. Buna öfkelenen Poseidon, Minos'un kraliçesi Pasiphae'nin doğa dışı bir aşkla o boğaya tutulmasını sağlar. Bu aşkın sonucunda Pasiphae boğadan gebe kalır ve yarı insan yarı boğa bir yaratık olan Minotauros (Minos'un boğası) doğar. Minotauros, Girit Kralı tarafından özel yaptırılmış bir labirente kapatılır.
Sonraları Atina Kralı Aigeus, savaş vergisi olarak Atinalı yedi kızı ve yedi delikanlıyı Minotauros'a yem olarak göndermek zorunda kalır. Uzatmayalım, bir gün Atina Kralı'nın oğlu Theseus yaratıkla savaşmak için Girit'e gider. Orada Pasiphae'nin kızı Ariadne'nin gönlünü çalar, labirentte Minotauros'u bulup öldürür ve âşık olduğu kadın sayesinde labirentten çıkmanın yolunu bulur.
Yunan mitolojisinde yer alan bir hikayenin kısa özetini okudunuz. Şimdi bu hikayenin 21. yüzyılda geçtiğini ve Minotauros'un bir labirentte değil de bir internet sitesi forumunda yer aldığını, orada mahsur kalanların da Atinalı delikanlılar veya genç kızlar değil de o forumun kullanıcıları olduğunu düşünün. Nasıl, biraz kafanız karıştı değil mi? Durun, daha bir şey okumadınız.
RUSYA'NIN EN ENTELEKTÜELİ
Victor Pelevin, 1962 doğumlu. Mühendislik eğitimi almasına karşın doksanların başından itibaren yazarlığa geçiş yapıyor. Özellikle Sovyetler sonrası Rus edebiyatının en önemli isimlerinden biri olarak gösteriliyor. Öyle ki eserlerini Vladimir Nabokov ve Mihail Bulgakov ile kıyaslayanlar bile var. Ayrıca geçen sene Rusya'da bir internet sitesinde düzenlenen, 42 bin kişinin oy verdiği ankette ülkenin en entelektüel ismi olarak da seçildi. Yani aurası yüksek, post-modern, sıkı takipçileri bulunan bir yazar kendisi. Son derece özgün, hazmetmesi kolay olmayan, imgelerle dolu bir anlatımı tercih eden biraz da uçuk kaçık bir adam.
Dehşet Miğferi, Pelevin'in 2005 yılında yayımlanmış romanı, aslında çıkış tarihi, yazarın edebi kariyerinin tam orta noktalarına denk geliyor. Dediğimiz gibi, Pelevin, eski Yunan mitolojisinden klasik bir kahramanlık öyküsü olan Theseus ve Minotauros mitinden yola çıkıyor. Kısaca bu mitin yeni yorumundan bahsedelim...
Bir otel odasına kapatılmış, nerede olduklarını, oradan nasıl çıkacaklarını bilemeyen sekiz genç, birbirleriyle yalnızca bir internet forumu üzerinden haberleşebilmektedir. Sadece takma adlarını görebilen ve gerçek kimliklerine dair hiçbir bilgileri olmayan bu ekip, site üzerinden yazışarak bu absürt durumdan kurtulmanın yollarını ararlar. Bir süre sonra içinde bulundukları durumun Yunan mitolojisindeki Minotauros'un labirentine benzediğini fark edip kendilerini kurtaracak bir Theseus beklemeye başlarlar.
2019'DA YAZILSA NASIL OLURDU?
Kitap, tamamen sekiz kişinin internet üzerinden yazışmaları ve bulundukları durumu algılamaları üzerinden ilerliyor. Yeri geliyor kavramlar sorgulanıyor, yeri geliyor teknolojinin insan hayatında yarattığı büyük boşluklar konuşuluyor. Bu yazışmaların kitaba belli bir dinamizm kattığını söylemek mümkün ama yer yer uzun monologlar okuyucuyu yormuyor da değil. Zaten Dehşet Miğferi fazlasıyla metaforlarla örülmüş ve özellikle mitoloji üzerine fazla mesai yapmamış olanların okurken sıkça başa dönüp, yeniden okumak durumunda kalacağı türden bir eser. Ancak mitolojiye meraklı okuyucular bu farklı yorumdan zevk alabilir.
Gel gelelim binlerce yıl önce bir mitte yer alan yaratığın günümüzde internet olarak karşımıza çıkışındaki kara mizahı ve yaratıcılığı takdir etmemek de olmaz. Zaten kitabın en öne çıkan özelliği son derece esprili, akıcı ve zihin açan bir üsluba sahip olması.
Yazarın kitabın girişinde yaptığı mit tanımından yola çıkarak teknolojinin belki de sadece bir efsaneden ibaret olduğunu sorgulaması özellikle günümüz koşullarında hayli anlamlı. Gerçi bakıldığı zaman kitap 2005 yılında yazılmış, Pelevin bu eserini 2019'da yazsaydı muhakkak daha kıvrak eleştirilerde bulunurdu. Herhalde daha karmaşık ve çıkışı bulmanın imkansız olduğu bir labirentle karşı karşıya kalırdık.
Son noktada elimizde keskin bir zekanın ürünü olan farklı bir kitap var. Bu ön kabulle okumaya girişmekte fayda var.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.