Giriş Tarihi: 8.3.2019

Modernleşme yazarı öykümüzün

Prof. Dr. Kemal Karpat, hayatı boyunca Türk modernleşmesinin nasıl gerçekleştiğini anlattı. Ona göre Osmanlı’da toprak sisteminin değişimi sonucu ortaya çıkan orta sınıfın devletle olan ilişkisi; millileşme, modernleşme ve demokrasi mücadelemizde belirleyici oldu. Mirası kitap gibi ortada, naçizane okuyup öğrenmek gerek. Çünkü bu toprakların gerçekleriyle yüzleşmenin yolu biraz da buradan geçiyor

Dişinizle tırnağınızla mücadele ede ede Amerika'ya gelmişsiniz, önemli bir üniversitede doktora tezi yazmak üzeresiniz, aynı zamanda Birleşmiş Milletler'de çalışıyorsunuz, âşık olduğunuz bir kadın var ve evlenmek istiyorsunuz. Fakat üniversitede üyesi olduğunuz bir öğrenci derneğinin seçiminde Celal Bayar'ın torununun dernek başkanı olmasını engelliyorsunuz. Hileli yapılan seçimi iptal ettiriyorsunuz... İşte Kemal Karpat'ın 1950'lerde devletin karanlık yüzüyle tanışmasının sebebi bu. Demek oyunu bozan sensin deyip önce BM Türkiye temsilcisi çağırıyor kendisini ve onu komünist olmakla suçlayabileceklerini söyleyip aba altında sopa gösteriyor. Arkasından konsolosluk aracılığı ile genelkurmay bir yazı eline tutuşturuluyor: "Askerliğinizi yapmamışsınız." Yani bir an önce askere gitmezsen vatandaşlıktan çıkartılabilirsin diye gözdağı veriliyor.
Romanya'daki Dobruca'nın Osmanlı kültürünü muhafaza edebilen Babadağ Kasabası'nda doğan, üniversite için Türkiye'ye gelip burada Türk vatandaşı olan ve birikimiyle o yıllarda ABD'deki üniversitelerden kabul almayı başarabilen Karpat'ın hayatının kırılma noktalarından biridir bu durum.
Hemen BM'den ayrılır, üniversiteden ve sevdiği kadından izin alır ve askerliğini yapmak için Türkiye'ye gelir. Yaşadığı haksızlığın sebebi ona göre Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin tamamlanamamasıdır. Çünkü demokrasi kültürünün olduğu yerde devlet adına görev yapan kişilerin görevlerini kötüye kullanması, bir seçim uğruna bir hayatı mahvetmeye çalışması pek olası değildir. Oturur 1950'li yıllarda doktora tezi olarak Türk Demokrasi Tarihi'ni yazar. İşte o tez onun hayatını değiştirir.

Karpat o zamana kadar sadece Tarık Zafer Tunaya'nın kabaca ele aldığı bir konuyu daha da derinleştirerek inceler. Tezinde Türkiye'nin modernleşme sürecini ve bu süreçteki demokrasi mücadelesinin nasıl yaşandığını nesnel bir şekilde anlatır. Bildik perspektifleri bir kenara bırakır Karpat. Modernleşme ve millileşme serüvenimizi, Osmanlı'da toprak sisteminin değişmesiyle ortaya çıkan ayan grubunun devletle olan ilişkisi üzerine oturtur. Orta sınıfın ortaya çıkmasını, yavaş yavaş genişlemesini, bu sınıfın toplumsal değişimlerdeki etkisini anlatır. Osmanlı'da başlayan bu serüvenin cumhuriyet döneminde de devam ettiğini belirtir. Bu perspektif hem o yıllardaki genel anlatımın dışındadır, hem de aslında Türkiye'nin modernleşme serüveninin kendi iç dinamikleriyle yaşadığına dikkat çeker.

Karpat'ın tezi kısa zamanda yurt dışında Türkiye'nin demokratikleşme serüveni konusunda referans eserlerden biri olarak kabul edilir. Türkçe çevirisini Behice Boran yapmış olsa da bu tez ülkemizde pek dikkat çekmez, ya da bu ezber bozan yaklaşıma o yılların düşün dünyasında fazla prim verilmez. Ama yıllar geçer ve Türkiye'nin geçirdiği dönüşümün Karpat'ın bakış açısını doğru çıkardığı hep söylenegelir.
Hukuk, siyaset bilimi, sosyoloji... Farklı disiplinleri kullanarak tarihe bakan, yaşanan olayların perde arkasını anlamaya çalışan Prof. Dr. Kemal Karpat'ın adı, Osmanlı'nın son dönemi ve Türkiye'nin yakın tarihine ilişkin ciddi ve önemli çalışmaları nedeniyle zaman içerisinde 'büyük tarihçi'ye çıkar.
Temel olarak birçok eserinin odak noktası tıpkı doktora tezinde olduğu gibi Türk modernleşmesidir. Bu modernleşme serüveninde askerin, bu coğrafyaya özgü Müslümanlığın, savaşlar nedeniyle yaşanan nüfus hareketlerinin, yıllar içerisinde oluşmuş Türk ve Müslüman kimliğinin toplumsal değişim ve dönüşümler üzerinde nasıl etkileri olduğunu araştırır ve anlatır.
Aslında daha içeriden bir bakışla modernizm serüvenimizi anlatmıştır Karpat. Anlatır ama noktayı da koymaz. İçinden geçtiği zaman içeresinde modernizm serüveni devam ettiği için Karpat da toplumu sürekli gözlemler. 60'larda Türkiye kentlere olan göçle yatıp kalkarken bu alandaki en önemli çalışmalardan birine imza atar ve bu yaşanan göçün nelere yol açacağını, toplumu hatta siyasal iktidarı nasıl değiştireceğini tahlil eder. O dönemki tespitleri, bugünkü Türkiye'ye ışık tutar.

Bugüne kadar 200 yıllık modernleşme serüvenimize ilişkin çeşitli düşünürler tarafından farklı perspektiflerden okumalar yapılmış olsa da gelinen noktada Karpat'ın orta sınıf-devlet ilişkisi üzerinden yaptığı okumanın ve tespitlerinin daha rasyonel olduğu konusunda bir uzlaşma vardır.
Peki bu bakış açısını Karpat nasıl geliştirdi? Dağı Delen Irmak kitabında anlattığı birçok örnekte olduğu gibi Karpat hiçbir görüş ve düşünceye kapalı değildi. Hatta birbirine zıt olan düşünce yapılarını kökenlerine inerek öğrenecek kadar bilgiye değer veren biriydi. Ama orada iş bitmiyor. En önemli özelliği elde ettiği bilgileri, toplumların yarattığı değerler üzerinden sentezlemesi ve çıkarımlarını bunlar üzerine yapması. Onu büyük yapan bu.
Yaşamının büyük bir bölümünün ABD'de geçmesi, eserlerinin çevirisinin geç yapılmış olması nedeniyle Karpat'ı toplumsal olarak geç keşfettiğimiz bir gerçek. Gerçi son yıllarda Türkiye'de hak ettiği ilgi gösterilmeye çalışıldı, adı daha sık anılır oldu. Ama buna rağmen onun mirası kitap gibi ortada duruyor, naçizane okuyup öğrenmek gerek. Çünkü biraz da bu toprakların gerçekleriyle yüzleşmenin yolu buradan geçiyor.


Karpat'ın mirasının köşe taşları
DAĞI DELEN IRMAK

Prof. Karpat'ın filmlere taş çıkartan bir yaşam öyküsü vardır. Dağı Delen Irmak'ta Emin Tanrıyar'a bu öyküyü bütün içtenliği ile anlatır. Karpat'ın dünyasına girmek ve onun nasıl farklı bir azimli insan olduğunu anlamak için iyi bir fırsat sunar bu söyleşi kitabı.
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ
Üstadın doktora tezi ilk kez Princeton Üniversitesi tarafından yayımlanmış. Sonra Behice Boran Türkçe'ye çevirse de zamanında Türkiye'de ilgi görmemişti. Osmanlı'dan başlayarak 1960'lara kadar olan demokrasi serüvenimizi önyargısız bir şekilde ama farklı bir perspektiften anlatır.
OSMANLI MODERNLEŞMESİ
Karpat, Osmanlı döneminde başlayan modernleşmenin imparatorluğun kendi iç dinamikleri çerçevesinde geliştiğini savlar. Türk Demokrasi Tarihi kitabının tamamlayıcısı niteliğinde olan bu çalışmasında, Osmanlı sosyal yapısı, devlet geleneği, sanatı, hukuk sistemi, kültürü içerisindeki değişiminin kendi kültürel ve tarihi çerçevesi içinde nasıl gerçekleştiğini ele alır.
TÜRKİYE'DE TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM
Türkiye'nin kırsaldan kentlere göçün, gecekondulaşmanın toplumun sosyal, siyasal, iktisadi ve kültürel yapısını nasıl değiştirdiğini ve değiştirmeye de devam ettiğini ele alır.
İSLAM'IN SİYASALLAŞMASI
Prof. Karpat "Mesleki hayatım boyunca zihnimde yoğurduğum" dediği bu kitapta Osmanlı'nın son dönemindeki sosyal ve siyasal değişimleri ele alarak geleneksel ve modernizm çatışmasını, uzlaşmasını anlatır. Kaprat'a göre Türkiye'de modernlik, demokrasi ve İslam birbiriyle çatışan değil, birbirini tamamlayan kavramlardır. Bunu tarihsel bir perspektifle ele alır.
KİMLİK VE İDEOLOJİ
Makalelerden oluşan bu kitabında Karpat, modernleşme serüvenimizdeki kimlik oluşumlarının tarihsel arka planını anlatır. Din, ırk, devlet, ulus, modernleşme ve gelenek gibi pek çok kavrama Osmanlı ve Türkiye'yi bir arada düşünerek ışık tutar.
ASKER VE SİYASET
31 Mart'tan 1. Dünya Savaşı'na girişe, İttihat Terakki'nin kuruluşundan modern Türkiye'nin yaşadığı darbelere kadar önemli olayları ele alan Karpat, siyasal tarihimizde önemli rol oynayan ordu ve askerlerin temsil ettiği zihinsel altyapının analizini yapar.
SARI SALTUK DİYARI BABADAĞI
Karpat, Osmanlı'nın Balkanlar'a geçişinden 100 yıl önce Türkleşen memleketi Babadağı'n Osmanlı öncesi, Osmanlı zamanı ve Osmanlı sonrası dönemlerini anlatıyor bu çalışmasında. Ama bunun ötesinde bu kitabında bir kasaba üzerinden Türklük, İslamlık, Osmanlılık okuması da yapıyor.
EDEBİYAT VE TOPLUM
Üstad Osmanlı'nın ve Türkiye'nin geçirdiği değişim ve dönüşümlerin izini edebiyat eserlerinde sürer. Türkiye'de toplumun değerlerinin edebiyata yansımasının önemine dikkat çeken Karpat edebi eserleri sosyolojik bir araç olarak ele alır.
ETNİK YAPILANMA VE GÖÇLER
Göçün etkilerini kendi hayatından bilen Karpat, özellikle Türkiye coğrafyasını yapılan kitlesel göçlerin insanlar ve toplumlar üzerindeki etkisini inceler. Ki ona göre "19. ve 20. yüzyıl Rumeli, Kırım, Kafkas Müslümanlarının Osmanlı topraklarına göçleri Türk toplumunun eski yapısını değiştirerek millet haline gelişini gelmesini sağlamıştır."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.