Giriş Tarihi: 5.4.2019

İşin ehli, bütün yönleriyle kalbi anlatıyor

Edebiyatın büyük ustalarından İskender Pala, Turkuvaz Kitap tarafından yayımlanan yeni kitabı Kalp’te, bedenin ve ruhun merkezindeki bu hassas organı pek çok cihetiyle ele alıyor. Tarihinden tıbbi literatürüne, işi onun derinliğini araştırmak olan tasavvuftan akılla olan irtibatına kadar kalp ile ilgili pek çok sırrı açığa çıkarıyor Pala...

İşi; kalbin merhalelerini okumak ve yazmak olan biri yazı üstadı, ömrünü edebiyata vakfetmiş bir edebiyat adamı İskender Pala. Aklına düşeni kalbine danışıp hayata geçirenlerden. Muhteşem romanlarının yanında, Divan edebiyatı alanındaki uzmanlığını bilmeyen yok. Yani gönül, kalp, yürek, can ve dahi 'iç alem' denilen, soyutla somutun, görünenle görünmeyenin harman olduğu yerle bir derdi var... İşte belki de bu yüzden, bu kez sadece kalbi alıp masaya yatırdı Pala yeni kitabı Kalp'te... Turkuvaz Kitap etiketiyle yayımlanan Kalp; tıp literatüründen tarihe, felsefeden tasavvufa, Batı'daki ve Doğu'daki algısıyla neleri sembolize ettiğinden, gözün göremediği neleri gördüğüne, kulağın duyamadığı neleri duyduğuna kadar hayatın merkezi olan bu organı her yönüyle ele alıyor... İncelikle kurgulanmış bölümleri, en çetrefilli tasavvuf mesellerini bile günlük dille kolaylıkla algılatan üslubuyla çok emek harcanmış bir çalışma. Bilgiyle yorumun iç içe geçtiği uzun bir deneme de diyebiliriz, ya da yayınevinin kodladığı isimle çağdaş edebiyat da... Tarihin Kalbi bölümüyle, önce okura derin bir okuma öncesi şık bir girizgah yapıyor Pala kitabında: "Meksika Müzesi'nde insan şeklinde tasarlanmış dört bin yıllık bir Aztek seramiği sergilenmektedir. İki odacıklı ve üst kısmından atardamarlar ile toplardamarların saçaklandığı bu oturmuş insan figürü bize üç boyutlu bir kalbi gösterir. (...) Daha firavunlar çağında Mısırlılar, kalbi tanımlamak üzere yüreğe benzer bir hiyeroglif icat etmişler ve bütün yazılı metinlerde kalbi o şekilde ifadelendirmişlerdir. Keza Mısırlılar atardamarların attığını biliyorlardı ve bu sayede insanın irade ve vicdan sahibi olduğunu düşünüyorlardı. Böylece kalp varlığın sonsuzluğunu temsil ediyordu. Daha sonra Yunan kültürüne geçen bilgiler, Hippokrat'ın tıbbî metinlerindeki reçeteler veya Platoncu felsefenin kökenindeki fikirler hep buradan kaynaklanıyordu. Eski Mısır'ın tıp anlayışına göre, organlar tek tek varlıklar olarak değil üstün bir iradeye bağlı bir bütün olarak mevcut idiler..."
KALBİN MANYETİK ALANI
Kitaptan öğreniyoruz ki kalbin solunum ile olan ilişkisini ortaya koyan da Müslüman bir bilim insanı: "Dünya milâdî yedinci yüzyılın başında İslâm ile aynı yüzyılın sonunda da İslâm bilimiyle tanıştı. İskenderiye Kütüphanesi'nde Eski Yunan'ın bilimsel mirasıyla karşılaşan Müslümanlar kitaplardan öğrendiklerine İslâm'ın sağlam bakış açısını ilave ederek bilimsel alanda ilerlediler ve daha 800 yılında Bağdat'ta ilk hastaneyi kurdular. Buna paralel olarak Galenos'u örnek alan çeşitli anatomi kitapları hazırlandı ve çömelen insan iskeletleri üzerinde kaslar, kemikler ve sinirler ayrı ayrı gösterilip incelemeye alındı. Elbette hepsinin göğsünde bir kalp ve kalbe ulaşan damarlar yer alıyordu. Ali b. Abbas (930-994) kalbe dair önemli çalışmalar yaptı ve ilk kez büzülme (inkıbaz) ve genişleme (inbisat) -modern tıbbın sistol ve diyastol ayırımı- kuramını temellendirip kalp ile solunum arasındaki ilişkiyi ortaya koydu. Atan damarlar ile atmayan damarları (toplardamar) birbirinden ayırıp kalbin içindeki kanı ölçtü." Kalbin kainata ve başka insanlara, kalplere yaydığı
özel frekansı artık modern tıbbın da keşfettiğinin altını çiziyor Pala: "Kalbimizin durmadan kasılıp genişlemesi aslında içimizden evrene dağılan bir yayın frekansı, bir radar dalgasıdır. Ürettiği manyetik alanın beyninkinden beş bin kat büyük olduğunu biliyor muydunuz? Yani biz farkında olsak veya olmasak, kalbimizin kendine göre bir bilinci var ve ürettiği manyetik frekanslarla beynimiz dahil bütün bedenimizi kontrolde tutabiliyor. Kalptir dedik ya... Bilim adamları onun enerjetik yapısını gözlemlediklerinde insanın tamamen soyut varlığına açılan bir kapı olarak görmüş ve tanımlamışlar. Bu sayede arzu duyuyor, korkuyor, seviniyor veya üzülüyoruz. Endişelerimiz, umutlarımız, hırs veya kinlerimiz kalpten bedenimize yayılıyor."
KALP MEDENİYETİ
Bu bölümler Pala'nın kalbin tarihi, eski ve çağdaş tıbbın bu organa soyut ve somut bakışını özetlemesiyle sadece bir girizgah aslında... Asıl mevzu, bu coğrafyada bir "kalp medeniyeti" inşa eden tasavvuf kültürünün kalbe bakışı, kalpteki derin manevi sırları araştırması, kalbi temizlemek için sunduğu yöntemler: "Kalp, sevgili için feda olmaya da ilahî tecelliler için yanmaya da elverişlidir ve insanın bütün farklı hallerine dair bilgi ve düşüncenin mekânı, öznesi, kaynağı veya aracıdır. Bir et parçasından ibaret zannettiğimiz kalbin içinde ondan ayrı bir kalp vardır ki buna "Rabbânî latife" ve "İlahî cevher" denir. Bu cevher insanoğlunun hakikatidir. İdrak eden, bilen ve kavrayan odur. Fizikî kalp ile gerçek kalp arasındaki ilişki, renklerin cisimlerle, sıfatların isimlerle veya oturan kişinin mekânla ilişkisi gibidir. Nitekim Kur'an'da kalp lafzı anıldığında insanın anlayan ve eşyanın hakikatini bilen bir merkezinden (fuâd) söz edilir. Gönül? Belki de!" İnsan ve evren benzerliği ilişkiyi, daha doğru bir tabirle insan tasarımıyla evren tasarımı arasındaki derin ilişkiyi de şöyle anlatıyor kitapta Pala: "Basit bir anlatımla insan küçük bir evrendir, evren de büyük bir insan. Sûfîler bunu tam tersinden okuyarak insana âlem-i ekber (büyük evren) deyip insana oranla gerçek âlemi küçük görürler (âlem-i suğra). Demek oluyor ki mikrokozmos, makrokozmosun çekirdeğidir. Onun çekirdeği de kalp. İnsanda ne varsa evrende o vardır veya evrende ne varsa insanlık âleminde o vardır. Bu durumda evrene de bir kalp gerekmez mi? Elbette! (...)Evrendeki düzenin sultanı olan Güneş, bu bünyenin kalbine denk gelir. Diğer ifadesiyle yeryüzü için Güneş neyse insan için de kalp odur; ısı (vücut ısısının sebebi kan dolaşımıdır), ışık (gönlü görmeyen birinin dünyası zindandır) ve hayat kaynağı (kalp hissetmezse yaşamanın anlamı yok olur) gibi. Üstelik bir kalp, tıpkı ülkesinin merkezinde yer alan bir sultan gibi bedenin de tam ortasında, göğsümüzde yer alır. Galaksimizin merkezindeki Güneş gibi." Özetle bir tanıtım yazısına sığmayacak denli pek çok bölüm, kalbe her cihetten bakışı barındırıyor kitap... Sadece kitabın bazı bölüm başlıklarını verirsek, nasıl bir derya ile karşı karşıya olduğunuzu anlayabilirsiniz: Kalbin Anatomisi, Kalbin Makamları, Kalp ile Nefis, Öğrenen Kalp, Kalbi Doyurmak, Acıkan Kalp, Gönül, Kalp Cilâlayanlar, Kalp Aynası, Kalp Kalbe Konuşanlar, Kalplerdekini Bilmek... Kalp'i okuduktan sonra, göğsünüzün sol yanına daha fazla odaklanacak, size neler söylediğini, size sizle ilgili neler fısıldadığını daha net duyacaksınız...
KİTAPTAN
Gönül nedir?
"Bir et parçası olan kalp ile manevî kalbimiz sayılan gönül arasında sıkı bir ilişki mevcuttur. Eğer kalp nefsin arzularının istilasına uğrarsa kalbin içindeki gönül kendini kapatıp uykuya dalar, böylece bütün güzelliklerden, erdemlerden, ilahî varidattan ve kutsi tecellilerden mahrum kalır. Kalpte bu uyku halini ortaya çıkaran şey merkezde bulunan bir kan pıhtısı veya kalp zarıdır. Eskilerin bu kan pıhtısı için süveyda tanımını kullanmaları boşuna değildir. Koyu renkteki (süveyda kelimesi bu koyuluğu ifade eder) kan pıhtısı bütün tecellilerin merkezi ve her şeyin başladığı noktadır. Tıpkı kalemin yazmaya başlamadan önce yazı sathında oluşturduğu harften veya çizgiden önceki nokta gibi. Bu nokta gitgide yazıya dönüştükçe, yani gönüldeki uyanış arttıkça ilahî tecelliler çoğalır. Bunun tersi olur da görme gücü azalırsa kalp ilahî hakikatlerden mahrum kalacaktır. Etki-tepki... Görüldüğü gibi gönül kalbin en son mertebesi, belki kalpten maksat olan şeydir. Bu maksada erişenler ve gönül ehli olanlar Allah'ın sevdiği has kullar arasına girer. Bunlar için Kur'an'da "ulü'l-elbab" (gerçek akıl sahipleri) tanımlaması yapılmaktadır."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.